Oyuncular sakat…mış! Takım kurgusu yanlış…mış! mış, mış, mış…
Uzun zamandır izlediğim en kötü, en zevksiz, en saygısız derbiydi Cuma günü oynanan Galatasaray Fenerbahçe maçı. Öne geçen ve öne geçmenin rehavetine kapılan Galatasaray ve ona ders veren Fenerbahçe. Ama sadece bu sözlerden ibaret bir futbol maçı. Futbol adına hiçbir şey yok. Maç esnasında bir Fenerbahçe taraftarı, genç bir kardeşimiz heyecana kalbinin yenik düşmesi sonucu hayatını kaybetti. İki takım oyuncuları ise maç sonu birbirleri ile tekme tokat kavga etti. Sadece o gencimizin hatırına bile olsa saygı gösterilmeliydi. Milyon dolarlık eşekleri (gerçekten eşek bunlar) izlemeye gelen pırıl pırıl gencimizin na’şına saygı gösteremeyecek kadar insan ancak olabilenleri kınıyorum. Bizler Atatürk Türkiye’si insanlarıyız. Mustafa Kemal Atatürk; “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olmasını dilerim” derken sadece sporu değil, sporcuyu da önemsediğini, neticenin her şartta başarı kabul edilemeyeceğini söylemişti. Şimdi söyler misiniz bana, bu Cuma oynanan derbide ki oyuncuların hangisinde bu özellikler vardı. Ya onların hocası, hocaların hocası fatih Terim’de, O’nda var mıydı? Hep başkalarını eleştirerek ve aynaya hiç bakmayarak ancak kendimizi kandırırız ama ne yazık ki aynı zamanda da etrafımızı kirletiriz. Fatih terim bir taç atışının yanlış karar ile sonuçlanması neticesinde gol yediklerini iddia ederek hakeme ateş püskürdü. İyi de, kendi evinde oynuyorsun, Fenerbahçe’ye geçen hafta Kadıköy’de Ankaragücü üç gol atmış, senin takımın 2-0 galip durumda ve bir anda takımın geriye yaslanıyor, fırsatı yakalayan Fenerbahçe’de yüklenmeye başlıyor. Sen ki hocaların İmparatoru Fatih Terim’sin; hiçbir hamlen yok ve seyrediyorsun. O taç atışı doğru karar ile Galatasaray’a verilse ne olurdu ki, ne değişirdi? Hiçbir şey. Rakip Fenerbahçe, öyle başka takıma benzemez, böyle yaslanırsan yersin golü. Hakem ne yapsın, sen koca İmparator olarak hiçbir şey yapmazken. Futbol kalitemiz düştü. İzleme zevkimiz yok oldu. Avrupa’da başarı ancak hayallerde yaşanıyor. Kulüplerimiz içine düştükleri borç batağı yüzünden transferde ucuzun peşine takılmış durumdalar. Kulüpler parasızlık yüzünden alt yapı ile neredeyse ilgilerini tamamen kesmiş durumdalar. Avrupa’da yetişen topçularımız olmasa Milli Takıma oyuncu bulamayacağız. Son yıllarda yetişen en önemli oyuncumuz Arda Turan futbol ile değil magazin ile gündemde. Yirmi yılını Fenerbahçe’ye vakfetmiş, tarihte görülmemiş bir başarı yakalayarak bir sezonda 26 kupa almış, Fenerbahçe’ye tesisler kazandırmış Aziz Yıldırım yuhalanarak kovulmuş. Biz hala futboldan zevk almaya çalışıyoruz.
Ülke gencine örnek olamayan, göz zevkine hitap eden futbolu ortaya koyamayan futbolcu bozuntularının oluşturduğu adı SÜPER kendisi MİKRO ligimizi artık kınayarak izlememeyi tercih ediyorum. Varsın bu boksör futbolcular kendi kendilerine oynasınlar, bana görsel spor zevkini yaşatamadıktan sonra, tüm yaptıkları kendi kendilerini kandırmaktır.
Uzun zamandır izlediğim en kötü, en zevksiz, en saygısız derbiydi Cuma günü oynanan Galatasaray Fenerbahçe maçı. Öne geçen ve öne geçmenin rehavetine kapılan Galatasaray ve ona ders veren Fenerbahçe. Ama sadece bu sözlerden ibaret bir futbol maçı. Futbol adına hiçbir şey yok. Maç esnasında bir Fenerbahçe taraftarı, genç bir kardeşimiz heyecana kalbinin yenik düşmesi sonucu hayatını kaybetti. İki takım oyuncuları ise maç sonu birbirleri ile tekme tokat kavga etti. Sadece o gencimizin hatırına bile olsa saygı gösterilmeliydi. Milyon dolarlık eşekleri (gerçekten eşek bunlar) izlemeye gelen pırıl pırıl gencimizin na’şına saygı gösteremeyecek kadar insan ancak olabilenleri kınıyorum. Bizler Atatürk Türkiye’si insanlarıyız. Mustafa Kemal Atatürk; “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olmasını dilerim” derken sadece sporu değil, sporcuyu da önemsediğini, neticenin her şartta başarı kabul edilemeyeceğini söylemişti. Şimdi söyler misiniz bana, bu Cuma oynanan derbide ki oyuncuların hangisinde bu özellikler vardı. Ya onların hocası, hocaların hocası fatih Terim’de, O’nda var mıydı? Hep başkalarını eleştirerek ve aynaya hiç bakmayarak ancak kendimizi kandırırız ama ne yazık ki aynı zamanda da etrafımızı kirletiriz. Fatih terim bir taç atışının yanlış karar ile sonuçlanması neticesinde gol yediklerini iddia ederek hakeme ateş püskürdü. İyi de, kendi evinde oynuyorsun, Fenerbahçe’ye geçen hafta Kadıköy’de Ankaragücü üç gol atmış, senin takımın 2-0 galip durumda ve bir anda takımın geriye yaslanıyor, fırsatı yakalayan Fenerbahçe’de yüklenmeye başlıyor. Sen ki hocaların İmparatoru Fatih Terim’sin; hiçbir hamlen yok ve seyrediyorsun. O taç atışı doğru karar ile Galatasaray’a verilse ne olurdu ki, ne değişirdi? Hiçbir şey. Rakip Fenerbahçe, öyle başka takıma benzemez, böyle yaslanırsan yersin golü. Hakem ne yapsın, sen koca İmparator olarak hiçbir şey yapmazken. Futbol kalitemiz düştü. İzleme zevkimiz yok oldu. Avrupa’da başarı ancak hayallerde yaşanıyor. Kulüplerimiz içine düştükleri borç batağı yüzünden transferde ucuzun peşine takılmış durumdalar. Kulüpler parasızlık yüzünden alt yapı ile neredeyse ilgilerini tamamen kesmiş durumdalar. Avrupa’da yetişen topçularımız olmasa Milli Takıma oyuncu bulamayacağız. Son yıllarda yetişen en önemli oyuncumuz Arda Turan futbol ile değil magazin ile gündemde. Yirmi yılını Fenerbahçe’ye vakfetmiş, tarihte görülmemiş bir başarı yakalayarak bir sezonda 26 kupa almış, Fenerbahçe’ye tesisler kazandırmış Aziz Yıldırım yuhalanarak kovulmuş. Biz hala futboldan zevk almaya çalışıyoruz.
Ülke gencine örnek olamayan, göz zevkine hitap eden futbolu ortaya koyamayan futbolcu bozuntularının oluşturduğu adı SÜPER kendisi MİKRO ligimizi artık kınayarak izlememeyi tercih ediyorum. Varsın bu boksör futbolcular kendi kendilerine oynasınlar, bana görsel spor zevkini yaşatamadıktan sonra, tüm yaptıkları kendi kendilerini kandırmaktır.