Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarının batı edebiyatının temeli ve başlangıcı olduğu hem bilinir hem de kabul edilir. Bu yüzden edebiyat batı sanatıdır. Lakin rabsotların (zamanın halk ozanları) söylencelerini derleyen Homeros, Anadolu menşeili bir ozandır. Söylenceleri derlediği, yapıtlarındaki kimi bölümlerin dil ve biçim açışından farklılıklar gösterdiğinden de bellidir. Yunan mitolojisinin büyük bir bölümüne İlyada’nın da geçtiği coğrafya olan İyonya'da rastlamak mümkündür. İlyada, İyonya’da geçen destan(olay) anlamındadır. Bundan bir süre önce Troia kazılarını yöneten Manfred Osman Korfmann'la, ben henüz bir öğrenciyken arkeolojik yüzey araştırmasına katılma olanağı bulmuştum. Seramik sanatı üzerine epey etkin olan Troialıların seramik yapımında gerekli olan kili aldıkları yeri kestirmeye çalışıyordu. Ezine Akköy'de yani benim köyümde birlikte araştırmalar yaptık. Troialıların seramik yapımında kullandıkları kilin menşeinin Akköy olduğunu düşünüyordu.
Yakın zamanda yeniden okuduğum ve satır aralarına mercek tuttuğum İlyada ve Odysseia’da şimdiye kadar hiç fark etmediğim bir çok detay gördüm. Babaannemin anlattığı masallarla Odysseia destanının benzerliğini hayretle fark ettim. Rahmetli babaannemin bu masalları nereden ve kimden öğrendiğini bilemiyorum ama aynı coğrafyadan beslendiğim destanlarla benzeşmesine şaşırmamalı. Manfred Korfmann’la şimdi karşılaşsaydım eğer; sırların sadece toprak altında değil aynı anda üstünde, masallarda olduğunu söylerdim.
Nietzche'nin en özgün yanlarından biri şüphesiz, Tragedyanın doğuşunun Dionizos tromboslarından çıktığını keşfetmesidir. Apolloncu ve dionizosçu söylemin temellerini bulması ve bu diskurun, kültürün temellerine tekabül etmesi eşsiz bir buluş doğrusu. Bu buluşun detayları Nietzche’nin Tragedyanın doğuşunda anlatılıyor. Mitolojik yapıtları(ilyada ve odysseia gibi) bu bağlamda anlamak gerektiğini düşündüğümden, Homeros'un yapıtlarını okurken Nietzsche’yi de klavuz edindim. Söz konusu destanların sonuçlarına bakıldığında hatayı kendinde arayan, kahramanlarını yüceltmektense onlara aynaya baktıran, yaptıklarından pişmanlık duyuran antik yunan bilgeliği bir çok akademisyene göre de burada saklıdır. Öte yandan günümüz popüler dünyasını düşünecek olursak Homeros'un yapıtlarının günümüz Holywood sinemasına halen ilham kaynağı olduğunu görürüz. Örnekse İlyada'da Zeus, Agememnon’a yaptırmak istediği bir şeyi, onun saygı duyduğu Nestor kılığında rüyasına girerek kabul ettirmesi, (fikir aşılaması) Inception filminin fikir alt yapısıyla aynıdır. Yüzüklerin efendisi gibi epik yapıtlarda da bu gibi örnekler görmek mümkün. Kimi kültür öğelerinin dünya kültür mirası olduğu, belli bir millete ait olmadığı düşünülecek olunursa Homeros'un yapıtları dünya mirası olduğu gibi özellikle de Anadolu coğrafyasına mirastır. Sonuçta hem olayların geçtiği yer hem de yazıldığı yer Anatolia yani Anadolu’dur.
Odysseia destanında Odyseus'a bela olan, ona felaket üstüne felaket gönderen Poseidon, uzmanlara göre doğanın kendisidir. Odysseia destanı da insanın doğayla olan mücadelesinin anlatıldığı bir destandır. Odysseia’da,Poseidon'un büyük oğlunu kör eden Odyseus'a bu denli kin beslemesi abartılı bir durum olsa gerek. Sonuçta Odyseus’un yaptığı bir nefsi müdafadır. Tepegöz onun arkadaşlarını öldürmüştür. Troia savaşında Odyseus'un yaptığı hilenin öcünü Poseidon’un almayı sürdürdüğünü düşünmezsek tabi...
Sonuç olarak bu coğrafyayı yurt edinip özümseyen Anadolulu sanatçıların bu mirası gözetip sahip çıkması bu bağlamda yapıtlar vermesi kaçınılmazdır. Sanatsal yapıtlarıma bir nevi manifesto olabilecek makale niteliği de taşıyan yazıma şimdilik burada son veriyorum, hoşça kalın.
YAZARLAR
13 Kasım 2021 - 09:18
Edebiyat, Homeros ve İlyada üzerine:
Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarının batı edebiyatının temeli ve başlangıcı olduğu hem bilinir hem de kabul edilir
YAZARLAR
13 Kasım 2021 - 09:18
İlginizi Çekebilir