Yazar Kübra Gürkan eski sevgilisine Çanakkale’de yazdığı ancak gönderemediği mektuplardan yola çıkarak Zencefil Tarçın Bal isimli romanını okuyucuları ile buluşturdu.
Yazar Kübra Gürkan’ın ilk kitabı Zencefil Tarçın Bal raflardaki yerini aldı. Yazarın kendi yaşadığı bir aşkı romanlaştırdığı kitabı büyük ilgi gördü. 28 yaşındaki Yazar 3,5 yıl önce aşık olduğu avukat sevgilisinin duruşması nedeni ile Çanakkale’ye geldi. Gürkan, sevdiği adamı haber vermeden terk edip dönmek zorunda kaldı. Ayrılığın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra Çanakkale’ye gelen Yazar Gürkan,burada sevdiği adama mektuplar yazdı, ardından bunu kitapta topladı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
14 Eylül 1991 doğumluyum. Ankara’da yaşıyorum. Akdeniz Üniversitesi Pazarlama Satış okudum şuan İstanbul üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri öğrencisiyim. 4 aylık bir evliliğimden Derin Yasemin isimli 5 yaşında bir kızım var.Şuan bir inşaat firmasında satış müdürüyüm.
Kitabınız hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Kitabımda Hazan ve Ayaz isminde iki karakter var. Hazan yaşamdan, hayat amacından kopmuş bir kız. Toplumun içine hiçbir şekilde kimse sokamıyor. Konuşmayı bile reddettiği bir dönemde Ayaz ile tanışıyor. Ayaz ona yeni bir yaşam sağlıyor, onu topluma kazandırıyor. Sonra her şey yolunda giderken bir gün Ayaz’ın duruşması için Çanakkale’ye gidiyorlar. Hazan’ın gözünde Ayaz muhteşem birisi. Ona yaşam veren bir adam. Sonra oradayken bir kadın ne kadar aşağılanabilirse, ne kadar ezilebilirse, yerin dibine ne kadar sokulabilirse, bunları sebepsiz bir şekilde Hazan’a empoze ediyor. Muhtemelen ayrılığı kabullendirmek amaçlıonu bilmiyoruz. Bu konuşmalar geçince muhteşem gördüğü adam bir anda dünyanın en kötü adamına dönüşüyor. Ayaz duruşmaya girince Hazan pılını pırtısını topluyor yol iz bilmiyor. Sonra ayrılık gerçekleşiyor. Hazan, Ayaz’ın bu ayrılığındaki nedeni her zaman sorguluyor ama Ayaz hiçbir şekilde konuşmuyor. Yıllarca susan bir adam.
Bu sizin yaşadığınızhikaye aslında. Eski sevgilinizle yeniden iletişime geçtiniz mi? Kendisiyle iletişime geçemediğim ve bu durumu bir netliğe kavuşturamadığım için yazmak istedim. Babamdan daha çok emeği olan bir adam var önümde, bir de kötü adam var. Ne yapacağımı bilemedim. Bu beni yazmaya itti. Ne hissettiğimi ne yaşadığımı yazayım ki belki iletişime geçer diye düşündüm. Kitabın Hazan’dan Gönderilmemiş Mektuplar bölümünü de Çanakkale’de yazdınız… Bu olaydan sonra bir daha asla bu yaşadıklarımdan kaynaklı Çanakkale’ye dönmem diyordum. Ancak çevremdeki insanlar Çanakkale’ye gitmem gerektiğini, Hazan Mektuplarını ancak Çanakkale’de en iyi şekilde kaleme alabileceğimi söylediler. Ben de Çanakkale’ye gittim. İki gece kaldım. İki gecede sabaha kadar otel odasında sadece yazı yazdım. Sonra Hazan Mektuplarını orada tamamladım çünkü derin bir acıyı orada yazmam gerekiyordu. Döndüm bir süre daha yazmaya devam ettim ve kitap bitti. Çanakkale’ye ilk geldiğiniz anda ne hissettiniz? Çok gözü açılmamış bir kızın Çanakkale’de ortada kaldığını, yol iz bilmediğini düşünün. Otogarda girerken solda, içeriden çıktıktan sonra sağda otobüs durağının arkasında bir bank var.Ben o banka oturdum ve en az bir dört saat bağıra bağıra ağladım. Bütün insanlar bana bakıyordu. Tekrar oraya gidip o banka oturduğumda tekrar aynı şekilde ağladım. Bugün gitsem tekrar aynı şekilde ağlarım. Çünkü çaresizliği en derin hissettiğim yer orası benim için. Zencefil Tarçın Bal kitabından ayrıldığınız kişinin haberi var mı? Kitap bitti. Eline geçti. Bana ‘Seni üzmek istemiyorum bu yüzden hayatında olmayacağım’ dedi ve ben artık pes ettim. Çabalamamaya kadar verdim ama bu kitap ile sağladığım başarı beni iyileştirdi. İnsanların sevgisi ve desteği bana teselli oldu. Şu an o Hazan değilim. Kendi hayatımda mutluyum. Okuyucularınızdan nasıl tepki aldınız? Kitabı okuyanlardan çok olumlu tepkiler alıyorum. İnanılmaz sahipleniyorlar hikayeyi ve herkes mutlaka kendi yangınını seçiyor içinde. En fazla 2 saat içerisinde bitirip tekrar okuyacaklarını söylüyorlar. Neden adını Zencefil Tarçın Bal koydunuz? Zencefil Tarçın Bal bir şifalı karışım aslında.Bir kavanoz şifalı karışım ile başlıyor hikaye. Bu karışım Ayaz’a şifa olurken Hazan’a zehir oluyor. Çanakkale’de imza günü yapmayı düşünüyor musunuz? Bozcaada ve Çanakkale’de imza ve söyleşi için hazırlık aşamasındayız. Çanakkaleli okuyucularınıza bir mesajınız var mı? Çanakkale otogarda sağ duvarda bir bekleme bankı var oraya her gittiklerinde burada bir kadın yaşarken ölmüş canını burada bırakmış kendini burada unutmuş da bulamamış desinler. Bu bank Hazan’ın gözyaşları ile yıkanmış. Bir kadın bu banka gömülmüş desinler ama şunu bilsinler Hazan bu yazdığı kitapla o banktan kalkmayı da başarmış.
Bu sizin yaşadığınızhikaye aslında. Eski sevgilinizle yeniden iletişime geçtiniz mi? Kendisiyle iletişime geçemediğim ve bu durumu bir netliğe kavuşturamadığım için yazmak istedim. Babamdan daha çok emeği olan bir adam var önümde, bir de kötü adam var. Ne yapacağımı bilemedim. Bu beni yazmaya itti. Ne hissettiğimi ne yaşadığımı yazayım ki belki iletişime geçer diye düşündüm. Kitabın Hazan’dan Gönderilmemiş Mektuplar bölümünü de Çanakkale’de yazdınız… Bu olaydan sonra bir daha asla bu yaşadıklarımdan kaynaklı Çanakkale’ye dönmem diyordum. Ancak çevremdeki insanlar Çanakkale’ye gitmem gerektiğini, Hazan Mektuplarını ancak Çanakkale’de en iyi şekilde kaleme alabileceğimi söylediler. Ben de Çanakkale’ye gittim. İki gece kaldım. İki gecede sabaha kadar otel odasında sadece yazı yazdım. Sonra Hazan Mektuplarını orada tamamladım çünkü derin bir acıyı orada yazmam gerekiyordu. Döndüm bir süre daha yazmaya devam ettim ve kitap bitti. Çanakkale’ye ilk geldiğiniz anda ne hissettiniz? Çok gözü açılmamış bir kızın Çanakkale’de ortada kaldığını, yol iz bilmediğini düşünün. Otogarda girerken solda, içeriden çıktıktan sonra sağda otobüs durağının arkasında bir bank var.Ben o banka oturdum ve en az bir dört saat bağıra bağıra ağladım. Bütün insanlar bana bakıyordu. Tekrar oraya gidip o banka oturduğumda tekrar aynı şekilde ağladım. Bugün gitsem tekrar aynı şekilde ağlarım. Çünkü çaresizliği en derin hissettiğim yer orası benim için. Zencefil Tarçın Bal kitabından ayrıldığınız kişinin haberi var mı? Kitap bitti. Eline geçti. Bana ‘Seni üzmek istemiyorum bu yüzden hayatında olmayacağım’ dedi ve ben artık pes ettim. Çabalamamaya kadar verdim ama bu kitap ile sağladığım başarı beni iyileştirdi. İnsanların sevgisi ve desteği bana teselli oldu. Şu an o Hazan değilim. Kendi hayatımda mutluyum. Okuyucularınızdan nasıl tepki aldınız? Kitabı okuyanlardan çok olumlu tepkiler alıyorum. İnanılmaz sahipleniyorlar hikayeyi ve herkes mutlaka kendi yangınını seçiyor içinde. En fazla 2 saat içerisinde bitirip tekrar okuyacaklarını söylüyorlar. Neden adını Zencefil Tarçın Bal koydunuz? Zencefil Tarçın Bal bir şifalı karışım aslında.Bir kavanoz şifalı karışım ile başlıyor hikaye. Bu karışım Ayaz’a şifa olurken Hazan’a zehir oluyor. Çanakkale’de imza günü yapmayı düşünüyor musunuz? Bozcaada ve Çanakkale’de imza ve söyleşi için hazırlık aşamasındayız. Çanakkaleli okuyucularınıza bir mesajınız var mı? Çanakkale otogarda sağ duvarda bir bekleme bankı var oraya her gittiklerinde burada bir kadın yaşarken ölmüş canını burada bırakmış kendini burada unutmuş da bulamamış desinler. Bu bank Hazan’ın gözyaşları ile yıkanmış. Bir kadın bu banka gömülmüş desinler ama şunu bilsinler Hazan bu yazdığı kitapla o banktan kalkmayı da başarmış.