Doğ. Ayağın toprağa değmeden büyü. Yıllarca okula git. Mezun ol. İş bul. Evlen. Araba almak için kredi çek. Araç kredisi bitince üç odalı ev alarak tekrar kredi ödemeye başla. Yeni evine koltuk takımı al. Her akşam o koltuğa oturup aptal dizilerin beynini yıkamasına izin ver. Sonra çocuk yap. Çocuğun ile ilgilenmekten kendini unut. Çocuğunu büyüt. Çocuğunun aynı evrelerden geçmesini izle. Aynı evrelerden geçmiyorsa onu zorla. Dede olmayı bekle. Dede olunca da öl. Peki hayat bu mu?
Bu hayatın içinde senin olan ne var? Bir eş, bir ev, bir çocuk, bir araba, bir torun ve bir ölüm. Boşa harcanmış bir ömür. Hayatının ölüm olduğu bir yanılsama. Bu hayatta senin özelinde ne var. Kocaman bir hiçbir şey. Kopyalanmış hayatlar işte böyle.
Gerçekten de böyle bir hayatı istiyor musun? Yoksa yaşaman gereken hayat, aile ve sosyal çevren tarafından mı belirlendi? Sen ne olmak istiyordun ve ne oldun. Bunu anlayamadan ölüm gideceksin. Böyle bir hayat sürüyor, ya da böyle bir hayatının olmasını istiyorsan, bu dünyada süreceğin yaklaşık 70 yıllık ömrünün boşa harcanması demektir.
KORONA NELERİ DEĞİŞTİRDİ?
Yaşadığımız hayatın içine bir korona virüsü girdi ve yaşamların akışını değiştirdi. Mal mülk işleri bitti, gereksiz hastaneye gitmeler bitti, gereksiz tüketim bitti, AVM bağımlılığı bitti, insanlar köylerine dönmeyi düşünmeye başladı. Suriye’de savaş bitti. İsrail Filistin’e saldırmıyor. İtalya, İspanya, Almanya İngiltere Fransa ve medeni Avrupa çöktü. ABD çaresiz. Çinliler artık kedi köpek yarasa böcek yemiyor. Lüks tatiller bitti. Sokaklarda içki içenler bitti. Fuhuş bitti. Kumarhaneler, pavyonlar, meyhaneler kapandı. At yarışı, bahis v.b. bitti. Temizlik ve hijyeni öğrendik. Aile içi iletişimi düzene soktuk. Aile bütçesini düzene soktuk. Sağlıklı beslenmeyi ve düzenli uyku uyumayı öğrendik. Her insanın ölümlü olduğunu zengininde, fakirinde Allah katında eşit olduğunu bilmeyenlere öğretti. İnsanlığı bilime döndürdü. Her türlü israfın önlenmesini sağladı. Virüs bu olumlu şeyleri öğretti insanoğluna. Ama yıllardan beri kavgası yapılan siyaset bunu başaramadı.
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI KUTLU OLSUN
Bugün 1 Mayıs işçi bayramı. 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi. Bu yıl işçi bayramı kutlamaları da korona virüsü nedeniyle sönük geçecek. Bugün Cumhuriyet Meydanı'nda sosyal mesafe kuralına uyularak, hak mücadelesinde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunularak basın açıklaması yapılacak. Bütün dünya emekçilerinin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutluyorum.
SON SÖZ
Aslında zor günlerden falan geçmiyoruz. Belki de böyle bir hayat sürmemiz gerekiyordu. İnsanoğlu çok şımardı böbürlendi, kendini çok üstün gördü, doğayı çok yıprattı, hayvanlara acımasızca davrandı, kendini bilim sayesinde Tanrısallaştırdı, dünya üzerinde mutlak bir hakimiyet kurduğunu sandı. Sonunda ne oldu en güçlü olduğunu sandığı bir zamanda her şey tersine döndü. Aslında dünya üzerinde hiçbir şey olmadığını anladı. Zenginler korkuyor, para pul hiçbir işe yaramıyor, ulaşılması gereken tek şey sağlıklı gıda. Sağlıklı gıdayı elde etmenin tek yolu ise toprak. İnsanlar metropol kentlerde yaşıyor artık. Tarım unutuldu, tarımın hafızası unutuldu. Genlerine kodlanmış binlerce yıllık tarım üretimini unuttu insanoğlu. Bocalıyor, korkuyor, sağa sola saldırıyor. Ne yapacağını bilemez duruma geldi. Oysa dünya çok farklı ve daha güzel olabilirdi. Belki de korona virüsü bizlere dünyanın çok daha güzel olduğunu, hayatın bizlere verilen en büyük bir ayrıcalık olduğunu öğretti. Dönen kainat çarkı içinde, doğduk, büyüdük ve yaşıyoruz. Bu döngünün içinde sadece küçük bir zaman dilimi içinde yer alacağız. Bu zaman dilimi içinde de hayatımızı kendimize zehir ediyoruz. Hırslarımızın ve isteklerimizin sonu yok. Hep daha fazlasını istiyoruz. Peki neden? On araban olsa hangisine bineceksin, üç evin olsa hangisinde yaşayacaksın, bankaların dijital ortamlarında milyon dolarların olsa ne kadarını alabileceksin? Nefes alman kesildiğinde öldüğünü bile hatırlayamayacaksın.
Bu zor günlerde birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi hatırladık. Aile kavramının ne kadar çok önemli olduğunu hatırladık. Düşmanlarımızın bile hayatımızdaki yerini hatırladık. En çok da sosyal hayattan ve doğadan uzak olmanın ne kadar zor olduğunu hatırladık. Bizler bu dünya ile anlamlıyız, dünya da bizimle anlamlı. 2020 yılında her şeye sahip olduğumuzu düşündüğümüzde aslında hiçbir şeye sahip olmadığımızı anladık. Doğduğumuz andan itibaren, zaman elinde bir kazma ile mezarımızı kazmaya başlıyor, öldüğümüzde ise zamanın kazdığı toprağı dostlarımız üzerimize atıyor. Hayat ve zaman derin bir felsefe ve hayatımız boyunca çok azını öğrenip anlayabiliyoruz. Hiç doğmamış olsaydık bütün bunları da sorgulayamazdık.
YAZARLAR
01 Mayıs 2020 - 14:46
Hayat bu mu?
Doğ
YAZARLAR
01 Mayıs 2020 - 14:46
İlginizi Çekebilir