İnsanlık tarihi, gerçekleşmemiş kıyamet kehanetleri ile dolu. Ancak bu kehanetler her biri iddia tarihine kadar dünyayı diken üstünde tutmaya yetiyor. Sekiz yıl öncesinin kıyamet tarihi Mayalara göre 21 Aralık 2012 yılıydı.
Hatta Maya takvimine göre kıyametin saat 13:11'de kopması bekleniyordu. Kimi ülkeler 'sözde kıyamet' saatini sığınaklarda karşılamaya hazırlanırken en büyük heyecan felaketten en az etkilenecek İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince ile Fransa'nın Bugarach köyünde yaşandı. Bu günleri görüp geçirdik. Ama kıyamet kopmadı.
Mayalar üç takvim kullanıyordu. Bunlardan sadece üçüncüsüne değineceğim. Üçüncü takvim 8 yıl önce kıyamet iddialarının ortaya çıkmasına yol açan takvim. Burada zaman gün, hafta ya da aylara ayrılmıyor. Bu takvim M.Ö. 1 Ağustos 3114'te başlıyor. Bu uzun dönemli takvim, zamanı 394 yıllık periyotlara bölüyor ve bunlar “baktun” olarak adlandırılıyor. 13 rakamı, Mayalar için kutsal bir sayı ve 13'üncü baktun da 21 Aralık 2012 tarihinde sona eriyor. Ancak takvim sona erse de zaman devam ediyor.
KIYAMET TARİHİ DEĞİŞTİ Mİ?
Yine bazı araştırmacılar, Mayaların gerçekten de daha önce tanrıların memnun olmadığı tamamlanmamış insan ırklarının olduğuna, bunların yok edildiklerine ve dolayısıyla Dünya'nın pek çok kez yaratıldığına inandıklarını belirtiyor. Ancak eski Mayalara ait hiç bir belgede 21 Aralık 2012 tarihinde kıyametin kopacağına dair bir bilginin olmadığını söylüyorlar. Bazı kişiler ise, kıyamet senaryolarının bu kadar yaygınlaşmasında ezoterik çevrelerin yanı sıra televizyon ve sinema filmlerinin de oldukça etkili olduğu görüşündeler.
AZTEKLER NE DİYOR?
21 Aralık 2012 atlatıldı ve kıyamet kopmadı. Ama bazı araştırmacılara göre kıyamet başka bir tarihte kopacaktı. Mayaların komşuları Aztekler de Dünya'nın pek çok kez yaratıldığına inanıyordu. Onlar 52 yıllık bir süreçten yola çıkıyordu. Buna göre bir sonraki kıyamet tarihi 2023. Bunun da en büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan şey Mayaların bunu bilmeleri ya da gerçekten bilip, bilmedikleri. İddianın bir diğer yanı da Mayaların bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmaları ve bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli. Peki mayaların takvimlerini araştıranlar 8 yıl yanılmış olabilirler mi? Eğer durum böyleyse, zamanın çarkı 2012 de değil 2020 de duracak.
YARASA ÖLÜMÜ SEMBOLİZE EDİYOR
En önemli buluş da eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda bululan mezar taşının kapağındaki şifrenin çözülmesiyle oldu. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirildiğinde, ortaya bir Jaguar ve bunun üzerinde de bir Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayaların sakladıkları bu sembollerin bir anda belirmesi araştırmacıları şaşkına çevirdi.
Çünkü Mayaların mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi. Bütün bunlar tesadüf müdür bilinmez. Ama 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde yarasadan insanlara bulaştığı düşünülen korona virüsü ortaya çıktı. Korona virüsü kısa süre içinde bütün dünyaya yayıldı ve şu anada dünya sanki bir kaosun içinde adeta kıyamet güne doğru gidiyor. Bu tür kıyamet günü senaryoları tarih boyunca yazıla gelmiştir. Ben bunlara pek inanmıyorum ama bazı yaşanan olaylar, bazı kehanetlerin gerçekleşmesi insanı tedirgin etmiyor da değil. Her ne olursa olsun bilimin yolundan ayrılmamamız gerekiyor. Cennet cehennem korkuları da yersiz geliyor bana. Bu dünyada sağlıklı, stressiz, güzel ortamlarda, istediğin birçok şeye ulaşarak yaşarsan, hayatın senin cennetindir. Eğer, yoksulluk, savaşların ortasında, acılar içinde bir hayat sürersen, bu cehennemindir. İnsanoğlu bu hızla doğayı tahrip etmeye, dünyayı yaşanılamaz bir hale getirmeye devam ederse, kendi kıyamet gününü hazırlayacaktır.
HEP DÜNYAYI YOK ETMEK İÇİN YATIRIM YAPTILAR!..
2020 yılında yaşanan olaylara bakacak olursak, insanlık tarihi karanlığa giden bir zaman dilimine doğru ilerliyor. Korona virüsü salgını ortaya çıktığında, pek önemsenmedi. Bazı gelişmiş ülkeler çok güçlü olduklarını nasıl olsa hemen bir aşı üretebileceklerini, sağlık alanında yeterice ileri olduklarını düşündüler. Bu onların en büyük yanılgıları oldu. Yüzlerce yıldır olmayan olaylar yaşanmaya başladı. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi, insanlar evlerine kapandı. Kendilerini çok güçlü sanan, hatta dünyayı onlarca kez yok etme silah gücüne sahip olan devletlerin şu anda eli kolu bağlı durumda. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Bu güne kadar, dünyayı ve insanları yok etmek için sağlıktan çok savaş sanayisine yatırım yapmalarının ne kadar da gereksiz olduğunu anladılar. O kadar silah, bomba, nükleer füzeler gizli düşmanları olan korona virüsüne karşı etkisiz durumda. Umarım akılları başlarına gelmiştir.
Şu anda dünya üzerinde 2 milyonun üzerinde korona virüsü vakası var ev 130 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Çin’in Wuhan kentinde hayat normale döndü derken yeni korona virüsü vakaları ortaya çıkmaya başladı. Bir aşının geliştirilmesinin en az bir yıl süreceği biliniyor. Bu insanoğluna büyük bir derstir.
Şu asla unutulmamalıdır ki, bir bombanın üretim maliyetiyle belki de binlerce solunum cihazı yapılabilir. Şu anda insanların bombalara değil solunum cihazlarına ihtiyacı var.
Görüş, öneri ve eleştiriler için iletişim: [email protected]
Hatta Maya takvimine göre kıyametin saat 13:11'de kopması bekleniyordu. Kimi ülkeler 'sözde kıyamet' saatini sığınaklarda karşılamaya hazırlanırken en büyük heyecan felaketten en az etkilenecek İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince ile Fransa'nın Bugarach köyünde yaşandı. Bu günleri görüp geçirdik. Ama kıyamet kopmadı.
Mayalar üç takvim kullanıyordu. Bunlardan sadece üçüncüsüne değineceğim. Üçüncü takvim 8 yıl önce kıyamet iddialarının ortaya çıkmasına yol açan takvim. Burada zaman gün, hafta ya da aylara ayrılmıyor. Bu takvim M.Ö. 1 Ağustos 3114'te başlıyor. Bu uzun dönemli takvim, zamanı 394 yıllık periyotlara bölüyor ve bunlar “baktun” olarak adlandırılıyor. 13 rakamı, Mayalar için kutsal bir sayı ve 13'üncü baktun da 21 Aralık 2012 tarihinde sona eriyor. Ancak takvim sona erse de zaman devam ediyor.
KIYAMET TARİHİ DEĞİŞTİ Mİ?
Yine bazı araştırmacılar, Mayaların gerçekten de daha önce tanrıların memnun olmadığı tamamlanmamış insan ırklarının olduğuna, bunların yok edildiklerine ve dolayısıyla Dünya'nın pek çok kez yaratıldığına inandıklarını belirtiyor. Ancak eski Mayalara ait hiç bir belgede 21 Aralık 2012 tarihinde kıyametin kopacağına dair bir bilginin olmadığını söylüyorlar. Bazı kişiler ise, kıyamet senaryolarının bu kadar yaygınlaşmasında ezoterik çevrelerin yanı sıra televizyon ve sinema filmlerinin de oldukça etkili olduğu görüşündeler.
AZTEKLER NE DİYOR?
21 Aralık 2012 atlatıldı ve kıyamet kopmadı. Ama bazı araştırmacılara göre kıyamet başka bir tarihte kopacaktı. Mayaların komşuları Aztekler de Dünya'nın pek çok kez yaratıldığına inanıyordu. Onlar 52 yıllık bir süreçten yola çıkıyordu. Buna göre bir sonraki kıyamet tarihi 2023. Bunun da en büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan şey Mayaların bunu bilmeleri ya da gerçekten bilip, bilmedikleri. İddianın bir diğer yanı da Mayaların bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmaları ve bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli. Peki mayaların takvimlerini araştıranlar 8 yıl yanılmış olabilirler mi? Eğer durum böyleyse, zamanın çarkı 2012 de değil 2020 de duracak.
YARASA ÖLÜMÜ SEMBOLİZE EDİYOR
En önemli buluş da eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda bululan mezar taşının kapağındaki şifrenin çözülmesiyle oldu. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirildiğinde, ortaya bir Jaguar ve bunun üzerinde de bir Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayaların sakladıkları bu sembollerin bir anda belirmesi araştırmacıları şaşkına çevirdi.
Çünkü Mayaların mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi. Bütün bunlar tesadüf müdür bilinmez. Ama 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde yarasadan insanlara bulaştığı düşünülen korona virüsü ortaya çıktı. Korona virüsü kısa süre içinde bütün dünyaya yayıldı ve şu anada dünya sanki bir kaosun içinde adeta kıyamet güne doğru gidiyor. Bu tür kıyamet günü senaryoları tarih boyunca yazıla gelmiştir. Ben bunlara pek inanmıyorum ama bazı yaşanan olaylar, bazı kehanetlerin gerçekleşmesi insanı tedirgin etmiyor da değil. Her ne olursa olsun bilimin yolundan ayrılmamamız gerekiyor. Cennet cehennem korkuları da yersiz geliyor bana. Bu dünyada sağlıklı, stressiz, güzel ortamlarda, istediğin birçok şeye ulaşarak yaşarsan, hayatın senin cennetindir. Eğer, yoksulluk, savaşların ortasında, acılar içinde bir hayat sürersen, bu cehennemindir. İnsanoğlu bu hızla doğayı tahrip etmeye, dünyayı yaşanılamaz bir hale getirmeye devam ederse, kendi kıyamet gününü hazırlayacaktır.
HEP DÜNYAYI YOK ETMEK İÇİN YATIRIM YAPTILAR!..
2020 yılında yaşanan olaylara bakacak olursak, insanlık tarihi karanlığa giden bir zaman dilimine doğru ilerliyor. Korona virüsü salgını ortaya çıktığında, pek önemsenmedi. Bazı gelişmiş ülkeler çok güçlü olduklarını nasıl olsa hemen bir aşı üretebileceklerini, sağlık alanında yeterice ileri olduklarını düşündüler. Bu onların en büyük yanılgıları oldu. Yüzlerce yıldır olmayan olaylar yaşanmaya başladı. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi, insanlar evlerine kapandı. Kendilerini çok güçlü sanan, hatta dünyayı onlarca kez yok etme silah gücüne sahip olan devletlerin şu anda eli kolu bağlı durumda. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Bu güne kadar, dünyayı ve insanları yok etmek için sağlıktan çok savaş sanayisine yatırım yapmalarının ne kadar da gereksiz olduğunu anladılar. O kadar silah, bomba, nükleer füzeler gizli düşmanları olan korona virüsüne karşı etkisiz durumda. Umarım akılları başlarına gelmiştir.
Şu anda dünya üzerinde 2 milyonun üzerinde korona virüsü vakası var ev 130 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Çin’in Wuhan kentinde hayat normale döndü derken yeni korona virüsü vakaları ortaya çıkmaya başladı. Bir aşının geliştirilmesinin en az bir yıl süreceği biliniyor. Bu insanoğluna büyük bir derstir.
Şu asla unutulmamalıdır ki, bir bombanın üretim maliyetiyle belki de binlerce solunum cihazı yapılabilir. Şu anda insanların bombalara değil solunum cihazlarına ihtiyacı var.
Görüş, öneri ve eleştiriler için iletişim: [email protected]