Hasadın ve tahılların tanrısı Demeter, dost canlısı bir tanrıdır insanlara karşı. Öyle ki, çoğu zaman Olympos’da değil de, evim dediği yeryüzünde insanlarla birlikte yaşamayı tercih edermiş. İnsanlar ona dua edip adaklar adıyorlarmış. Zira hayatlarını idame ettirmeleri Demeter’in cömertliğine bağlıymış.
Demeter cömertmiş cömert olmasına da, kimi zaman tanrıların da şirazeleri kayıyor,
hassaslaşıyorlarmış. Zira onların da ölümlüler gibi zaafları varmış. Örneğin; Hades, Demeter’in kızı Persephone’u kaçırıp yer altına götürünce, yıllarca üzüntü içinde bitap düşen Demeter, doğayla, ürünlerle ilgilenmediğinden büyük bir kıtlık olmuş. Cömertliği gibi gazabı da korkunç oluyormuş Demeter’in. Bir gün; Dotion kralının oğlu Erysichthon, düzenleyeceği eğlence için kereste lazım olduğunda, Demeter’e kutsal olan meşe ormanından ağaç kesmek ister. Baltayı her vuruşunda ağaçlardan kanlar fışkırır. Yoldan geçen biri uyardığındaysa Erysichthon o adamın kellesini uçurur. Bunun üzerine Demeter, yaşlı bir rahibe kılığında onun yanına gelir ve ağaçları kesmemesi konusunda ona yalvarır. Rahibeye de tehditler savurur Prens Erysichthon. Bunun üzerine Demeter, Peina (açlık)’dan yardım ister. Peina derhal isteği yerine getirir ve Erysichthon’a müthiş bir açlık verir. Her bulduğunu yiyen prens, varını yoğunu satıp yediği halde bir türlü doymak bilmez. Köle pazarında kendini satarak babasını doyurmaya çalışan kızının çabaları da nafile kalınca, kolunu bacağını yemeğe başlayan Erysichthon, yavaş yavaş kendini yiyerek ölür. Anlayacağınız başını yer. Bildiğimiz bu deyim ta buralardan, antik dönemden geliyordur belki de. Gördüğünüz gibi ormanların katli dünlük, bugünlük bir olay değil. Antik dönemlerde de bu gibi olaylar yaşanmış. Yaş kesenlerin, milletin, kamunun rızkına göz dikenlerin, çevresine ve doğaya şuursuzca saldıranların aymazlığının sonucu tekerrür edip, kadim zamanlardaki gibi kendine zarar verebilir.
Yaşamın kaynağının doğa olduğu, asıl zenginliğin ekolojik zenginlik olduğu, Antik Yunanlar tarafından öteden beri biliniyormuş meğer. Dahası, bununla ilgili söylenceler, mitler oluşturmuşlar. Bir çok hikaye, atasözleri, farklı milletlerin atasözleri, banknotların yenmeyeceğini söyler durur. Önemli olan duyarlı olup hisse çıkarmak. Çıkarmayanları da uyarmak.
hassaslaşıyorlarmış. Zira onların da ölümlüler gibi zaafları varmış. Örneğin; Hades, Demeter’in kızı Persephone’u kaçırıp yer altına götürünce, yıllarca üzüntü içinde bitap düşen Demeter, doğayla, ürünlerle ilgilenmediğinden büyük bir kıtlık olmuş. Cömertliği gibi gazabı da korkunç oluyormuş Demeter’in. Bir gün; Dotion kralının oğlu Erysichthon, düzenleyeceği eğlence için kereste lazım olduğunda, Demeter’e kutsal olan meşe ormanından ağaç kesmek ister. Baltayı her vuruşunda ağaçlardan kanlar fışkırır. Yoldan geçen biri uyardığındaysa Erysichthon o adamın kellesini uçurur. Bunun üzerine Demeter, yaşlı bir rahibe kılığında onun yanına gelir ve ağaçları kesmemesi konusunda ona yalvarır. Rahibeye de tehditler savurur Prens Erysichthon. Bunun üzerine Demeter, Peina (açlık)’dan yardım ister. Peina derhal isteği yerine getirir ve Erysichthon’a müthiş bir açlık verir. Her bulduğunu yiyen prens, varını yoğunu satıp yediği halde bir türlü doymak bilmez. Köle pazarında kendini satarak babasını doyurmaya çalışan kızının çabaları da nafile kalınca, kolunu bacağını yemeğe başlayan Erysichthon, yavaş yavaş kendini yiyerek ölür. Anlayacağınız başını yer. Bildiğimiz bu deyim ta buralardan, antik dönemden geliyordur belki de. Gördüğünüz gibi ormanların katli dünlük, bugünlük bir olay değil. Antik dönemlerde de bu gibi olaylar yaşanmış. Yaş kesenlerin, milletin, kamunun rızkına göz dikenlerin, çevresine ve doğaya şuursuzca saldıranların aymazlığının sonucu tekerrür edip, kadim zamanlardaki gibi kendine zarar verebilir.
Yaşamın kaynağının doğa olduğu, asıl zenginliğin ekolojik zenginlik olduğu, Antik Yunanlar tarafından öteden beri biliniyormuş meğer. Dahası, bununla ilgili söylenceler, mitler oluşturmuşlar. Bir çok hikaye, atasözleri, farklı milletlerin atasözleri, banknotların yenmeyeceğini söyler durur. Önemli olan duyarlı olup hisse çıkarmak. Çıkarmayanları da uyarmak.