Denizlerde nadir olarak görülen Deniz Tavşanı (Aplysia) Dardanos’ta bulunarak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu’na teslim edildi.
Tavşana benzeyen kulakları ve renkleriyle ilgi toplayan kabuksuz bir yumuşakça olan Deniz Tavşanı Çanakkale’nin Dardanos mevkiinde görüldü. Balıkçılıkla uğraşan Tolga Gökbilen, Dardanos’ta teknesine bineceği sırada Deniz Tavşanı’nı fark etti. İlk gördüğünde türünü bilmediği Deniz Tavşanı’nı zehirli sanan Gökbilen, Deniz Tavşanı’nı kancayla yakaladı. Yakaladığı Deniz Tavşanı’nı su dolu bir kovaya koyan Gökbilen, ardından Deniz Tavşanı’nı incelenmesi üzerine Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu’na teslim etti.
[video width="848" height="480" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2019/08/deniztavşanı-video-2.mp4"][/video]
Deniz Tavşanı nedir? Yaşam süreleri ortalama 1 yıl olan Deniz Tavşanları’nın solungaçları açıktadır ve tavşan kulağına benzer iki uzantı şeklindedir. Bu canlının renkleri, bulundukları coğrafi bölgeye göre değişebilir. Pembe, mavi, turuncu, mor ve yeşil renkleri bulunan canlının sarı, beyaz çizgili ve benekli olanlarına rastlamak mümkündür. Deniz tavşanı kabuksuz bir yumuşakçadır ve saldırılara karşı kısmen korunmasız olmasına rağmen doğada deniz tavşanı ile beslenen canlı türlerinin sayısı azdır. Deniz Tavşanını av olarak gören canlılar arasında deniz örümcekleri ve deniz kaplumbağaları vardır. Ancak Deniz Tavşanı bu tehditlere karşı tam olarak korumasız değildir. Bu canlının en önemli silahı zehridir. Deniz Tavşanları kuvvetli bir zehir taşıyan ısırgan hücrelere sahiptir. Bu hücreler sayesinde düşmanlarından rahatlıkla kurtulurlar. Diğer omurgasız canlılarla beslenen Deniz Tavşanlarının bazı türleri yalnızca yosunlarla beslenir. Deniz Tavşanları’nın bitkiler gibi bir tür fotosentez yaptığı, hatta lorofil ürettiği yapılan araştırmalarda da ortaya çıkmıştır. Ülkemiz sularına Kızıldeniz’den gelen Deniz Tavşanları, Akdeniz’de neredeyse sadece gece dalışlarında görülebilmektedir. Kızıldeniz’de ise bu canlıları her an her yerde görmek mümkündür. Ülkemizde 200′den fazla Deniz Tavşanı türü bulunduğu, dünyada ise 3 binden fazla türü bulunduğu düşünülmektedir. Deniz Tavşanı, çift cinsiyetli yani Hermafrodit bir canlıdır. Deniz Tavşanları hem erkek hem de dişi üreme organlarına sahiptir. İlginç çiftleşme alışkanlıkları vardır. Denizler aleminin çift cinsiyetli hayvanları çiftleşme sırasında hem erkek hem de dişi olarak davranış gösterebilir. Bir Deniz Tavşanı çiftleşme sonunda binlerce yumurta bırakabilmektedir. Çiftleşmek istemediği zaman da derisinin rengini değiştirir ve bir tür koku salgılar. Bu tepkiler karşı tarafa uyarı niteliğindedir. Basit bir sinir sistemi ve büyük nöronları bulunan Deniz Tavşanı bilim insanlarının sinir sistemi ile ilgili araştırmalarında önemli bir deney hayvanıdır. Bugün nöroloji ile ilgili pek çok bilgi, insan sinir sistemine dair pek çok keşif Deniz Tavşanları sayesinde ortaya konulabilmiştir. Parkinson ve Alzheimer hastalığı ilaçları yosunla beslenen bir tür olan Kaliforniya Deniz Tavşanı türü üzerinde test edilmektedir. Dr. Eric Kandel 2000 yılında Deniz Tavşanları ile yaptığı nöroloji araştırmaları ile Nobel ödülü kazanmıştır.
Deniz Tavşanı nedir? Yaşam süreleri ortalama 1 yıl olan Deniz Tavşanları’nın solungaçları açıktadır ve tavşan kulağına benzer iki uzantı şeklindedir. Bu canlının renkleri, bulundukları coğrafi bölgeye göre değişebilir. Pembe, mavi, turuncu, mor ve yeşil renkleri bulunan canlının sarı, beyaz çizgili ve benekli olanlarına rastlamak mümkündür. Deniz tavşanı kabuksuz bir yumuşakçadır ve saldırılara karşı kısmen korunmasız olmasına rağmen doğada deniz tavşanı ile beslenen canlı türlerinin sayısı azdır. Deniz Tavşanını av olarak gören canlılar arasında deniz örümcekleri ve deniz kaplumbağaları vardır. Ancak Deniz Tavşanı bu tehditlere karşı tam olarak korumasız değildir. Bu canlının en önemli silahı zehridir. Deniz Tavşanları kuvvetli bir zehir taşıyan ısırgan hücrelere sahiptir. Bu hücreler sayesinde düşmanlarından rahatlıkla kurtulurlar. Diğer omurgasız canlılarla beslenen Deniz Tavşanlarının bazı türleri yalnızca yosunlarla beslenir. Deniz Tavşanları’nın bitkiler gibi bir tür fotosentez yaptığı, hatta lorofil ürettiği yapılan araştırmalarda da ortaya çıkmıştır. Ülkemiz sularına Kızıldeniz’den gelen Deniz Tavşanları, Akdeniz’de neredeyse sadece gece dalışlarında görülebilmektedir. Kızıldeniz’de ise bu canlıları her an her yerde görmek mümkündür. Ülkemizde 200′den fazla Deniz Tavşanı türü bulunduğu, dünyada ise 3 binden fazla türü bulunduğu düşünülmektedir. Deniz Tavşanı, çift cinsiyetli yani Hermafrodit bir canlıdır. Deniz Tavşanları hem erkek hem de dişi üreme organlarına sahiptir. İlginç çiftleşme alışkanlıkları vardır. Denizler aleminin çift cinsiyetli hayvanları çiftleşme sırasında hem erkek hem de dişi olarak davranış gösterebilir. Bir Deniz Tavşanı çiftleşme sonunda binlerce yumurta bırakabilmektedir. Çiftleşmek istemediği zaman da derisinin rengini değiştirir ve bir tür koku salgılar. Bu tepkiler karşı tarafa uyarı niteliğindedir. Basit bir sinir sistemi ve büyük nöronları bulunan Deniz Tavşanı bilim insanlarının sinir sistemi ile ilgili araştırmalarında önemli bir deney hayvanıdır. Bugün nöroloji ile ilgili pek çok bilgi, insan sinir sistemine dair pek çok keşif Deniz Tavşanları sayesinde ortaya konulabilmiştir. Parkinson ve Alzheimer hastalığı ilaçları yosunla beslenen bir tür olan Kaliforniya Deniz Tavşanı türü üzerinde test edilmektedir. Dr. Eric Kandel 2000 yılında Deniz Tavşanları ile yaptığı nöroloji araştırmaları ile Nobel ödülü kazanmıştır.