Yaparsın kocaman bir salata, öyle ağır yemek gibi bir hataya gerek yok, salatayı ye gitsin. Sorun fazla kiloların sadece, başka sorun yok. Dert etme sen, ülke refah içerisinde, diz var bak televizyonda, seyret sen o diziyi, bizler koyarız taşın altına elimiz, dert etme sen.
Yıllar önce okumuştuk orta okulda, seksenlerin başı henüz. Kenan Evren Cumhurbaşkanı falan o yıllarda. Sokağa çıkma yasağı gece birden itibaren sabah altıya kadar sürüyor henüz. Tarih dersi diye bir ders yok müfredatta, Sosyal Bilgiler diye bir ders var, onun içerisinde tarih görüyoruz. Liseye başlayınca tarih göreceğiz, öyle erişilmez yani tarih dersi.
İşte o Sosyal Bilgiler derslerinden birinde Osmanlı’nın çöküş sebeplerinden birisi olarak halktan Saray’ın kopması olarak gösteriliyordu. Saray’ın bitmek bilmez lüks yaşantısı ve haremin akıl almaz savruk harcamaları ile hazine tamamen tükenmiş ve halktan toplanan vergiler artık sarayda oturan bir avuç saçma sapan hanedan ailesinin aç karnını doyuramaz hale gelmişti. Yani o ders kitabının özeti böyleydi. Artık yeni vergiler konmaya başlanmıştı Saray tarafından Anadolu halkına. Anadolu halkına diyorum çünkü azınlıklar için vergi diye bir şey yoktu Osmanlı’da. Azınlıklar Osmanlı topraklarında vergisiz ticaret yaparken özellikle saray dışında tutulan ve aşağılanan Türkler en ağır vergilerle eziliyordu. Buna rağmen Lale Devri efradının doymak bilmez karınları ve bitmek bilmez sefa alemlerine yetişemiyordu toplanan vergiler. Bunları okumuştuk o yıllarda. Şimdi ders kitaplarında bulunamayan bu bilgilere biraz kütüphane araştırması ile yeniden ulaşabilirsiniz. Ancak sağ olsun bu gün bizleri yönetenler o günleri bizlere yaşatarak tarihi pratikte öğretiyorlar bizlere. Diğer vergileri saymayacağım ama araba ve sigara için ödediklerimizi konu etmeden de geçemeyeceğim.
Araba deyip geçmeyin, her tarafı, her yanı, her anı, her kontağa basışı vergi. Araba alıyorsunuz vergi, arabanızın muayenesini yaptırıyorsunuz vergi, senede iki taksit araba için vergi, zorunlu sigorta yaptırıyorsunuz arabanıza vergi, kasko yaptırıyorsunuz vergi, egzoz muayenesi yaptırıyorsunuz vergi, akaryakıt alıyorsunuz vergi, servis bakımı yaptırıyorsunuz vergi... Aldığınız araba ile ne tür harcamaz yaparsanız yapın mutlaka en az ama en az KDV ödüyorsunuz vergi olarak. Damga vergisi ve ÖTV’de ekleniyor vergilere, yol geçişlerinde, köprü geçişlerinde, feribot seyahatlerinde de yine KDV ile devlete vergi ödüyorsunuz. Yani araba demek, her gün devlete vergi ödemek demek. Bir de bu işin sigara yönü var. Dünyanın gelir seviyesine oranla neredeyse en pahalı sigarasını içiyorsunuz ve o sigara üzerinde de yine çeşitli vergiler var.
Ancak tüm bu vergiler yetmiyor, bir de vatandaşa kurulan pusu gibi yol çevirmeleri var. Pırasa doğrar gibi vatandaşa ceza yazıyorlar. Kime sorsam, son bir yıl içerisinde mutlaka trafik cezası kesilmiş kendisine. Trafik cezası ile karşılaşmayan kimse yok adeta. Çanakkale’de her gün en az yirmi noktada trafik denetlemesi yapılmakta. Hani bunu düşünebiliyor musunuz diye yazacağım ama bu çok saçma olacak. Yani, Çanakkale ufacık bir şehir, hepiniz tüm bu trafik denetlemelerini her gün görmektesiniz zaten.
Şimdi de şu vergi rekortmeni araba içerisinde yine vergi şampiyonu sigaranın içilmesi hadisesi gündeme geldi. Araç içerisinde sigara içmek artık trafik cezası gerektiriyor. Ben sigara içiyorum ne yazık ki, ancak araç içerisinde içmemeye özen gösteriyorum çünkü; araba kullanırken sigara içemiyorum. O beceriye sahip değilim yani. Bu kuralı duyduğumda da sırf bu yüzden hak verdim bu uygulamaya. Çünkü benim gibi sigara içerek araba kullanamayan beceriksizler kazaya sebep olabilirler. Sigara külünü silkmek için yapacakları hamle külün araç içerisine düşmesine sebep olabilir ve bu da paniklemeye sebebiyet verebilir mesela. Zor bir durum yani. Evet, bu açıdan yaklaşınca uygulamaya, çok doğru görülüyor ama... Trafik ekiplerinin sırf sigara içenleri, bu kural yeni çıktığında faka bastırmak amacıyla denetleme yapmaları ve cezaları ardı ardına sürücülere kesmeleri çok düşündürücü. Hani, bu uygulama sanki gerekli olduğu için değil de, para toplamak için çıkartılmış gibi duruyor. Ben bu kuralın arkasındayım ama bu kural ve diğer tüm kurallar toplumsal yaşamın eşitlik ilkesi çerçevesinde kolaylaşmasını sağlamak amacıyla uygulanmalı. Kuralları bahane ederek toplumun üzerine özellikle maddi açıdan yüklenmek açıklanabilir değil gibi durmakta.
Şimdi de şu vergi rekortmeni araba içerisinde yine vergi şampiyonu sigaranın içilmesi hadisesi gündeme geldi. Araç içerisinde sigara içmek artık trafik cezası gerektiriyor. Ben sigara içiyorum ne yazık ki, ancak araç içerisinde içmemeye özen gösteriyorum çünkü; araba kullanırken sigara içemiyorum. O beceriye sahip değilim yani. Bu kuralı duyduğumda da sırf bu yüzden hak verdim bu uygulamaya. Çünkü benim gibi sigara içerek araba kullanamayan beceriksizler kazaya sebep olabilirler. Sigara külünü silkmek için yapacakları hamle külün araç içerisine düşmesine sebep olabilir ve bu da paniklemeye sebebiyet verebilir mesela. Zor bir durum yani. Evet, bu açıdan yaklaşınca uygulamaya, çok doğru görülüyor ama... Trafik ekiplerinin sırf sigara içenleri, bu kural yeni çıktığında faka bastırmak amacıyla denetleme yapmaları ve cezaları ardı ardına sürücülere kesmeleri çok düşündürücü. Hani, bu uygulama sanki gerekli olduğu için değil de, para toplamak için çıkartılmış gibi duruyor. Ben bu kuralın arkasındayım ama bu kural ve diğer tüm kurallar toplumsal yaşamın eşitlik ilkesi çerçevesinde kolaylaşmasını sağlamak amacıyla uygulanmalı. Kuralları bahane ederek toplumun üzerine özellikle maddi açıdan yüklenmek açıklanabilir değil gibi durmakta.