Oruç denildiğinde aklımıza, Ramazan ayında yemeden-içmeden kesilerek, bedenimizi aç bırakarak yapılan bir ibadet şekli geliyor. Oruç ile aç kalarak bir yandan nefsimizi terbiye etmeye çalışırken, diğer taraftan da Rabbimize olan kulluk borcumuzu yerine getirebilmek için gayret ediyoruz. Bugün sizlere marifetin orucundan bahsetmek istiyorum. Asıl oruç nedir, nasıl tutulur sorularına cevap arayalım hep beraber.
Marifet orucu, gece ve gündüz bütün duyguları haram olan şeylerden tamamen korumaktır. Bu oruç ebedidir, bir ömür boyu sürer. Duygularımızı kötülüğe karşı kaymaktan korumaktır ve asıl oruç budur işte. Bu orucun iftarı ise ahirette, cennette eşi ve benzeri olmayan nimetleri yemekle ve yaşamakla olacaktır inşallah.
Kullar olarak bizler, Allah’ın iradesi karşısında başımıza gelen, Kuran’daki anlatımıyla imtihanlarda sessiz kalıp, sabretmeliyiz. Zekeriya a.s.’a Rabbimiz müjde olarak kendisi yaşlandığı, hanımı da kısır olduğu halde çocuk müjdesi verdiğinde sevincinden “ne yapacağım?” dedi. Melekler ona bildirdi: “Üç gün işaret ile kavmine ders ver, sus” dediler ve o da sustu. Bir başka örnekte, Resulallah’ın (s.a.v.) üzerine, O’na inanmayanlar iğrenç bir şekilde hayvan işkembesi attılar. Peygamber Efendimiz sustu ve sustuğu gece Mirac’a çıktı. Pirimiz Veysel Karani’ye, “Peygamber Efendimizi görmeye geldin, yirmi beş günde annene döndün de, yirmi beş dakika bekleyemedin mi?” diye sataştıklarında, sustu. Sustu ve sonunda aşkın sultanı oldu. Sizin başınıza bir musibet geldiğinde, Rabbimizden değil kullarından geldiğinde üç gün susun. Bunu başardığınızda sabretmeyi öğrenmişsiniz demektir. Sabırsız olmak İblisin işidir. Sabredin! Ne diyor Rabbimiz Kuran’da? “Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır. Lakin siz bilmezsiniz, Allah bilir.” O zaman bilmediğim bir konuda neden acı çekeyim? Rabbim benim bu dünyada yaşam ömrümü bitirdi ise hiç kimse beni bu dünyada alıkoyamaz. Hayırda teslim olmamız gerektiği gibi, şer zannettiğimiz imtihanımızda da teslim olmalıyız.
Allah “her şeyi çift yarattım” diyor hikmetli kitabı Kuran-ı Kerimde. Bu ayet gereği hem imtihanımıza hem de sevincimize susmamız gerektiğini bizzat Kuranda bildiriyor. Demek ki Zekeriya Peygamberin yaşadığı gibi sevincimizde de susmalıyız. Sevincinizi anlatacaksanız, öğretmek için anlatın, övünmek için değil. Size verilen müjde, susmanızı gerektiriyorsa, verilen lütufa da susun, diğer yandan sizi sıkacak üzecek konularda da susun. Bu sıkıntı ister eşinizden, ister işinizden, ister günlük yaşantınızdaki insanlardan gelsin. Siz doğru yaptığınıza inandığınızda, karşı tarafın yerine kendinizi koyduğunuzda, yine sizden yana haklılık varsa, o zaman susarak müthiş bir iş başarmış olursunuz. Üzülen nefsiniz. Bırakın o üzülsün. Siz ruhunuza bakın. Ast olan ruhtur, ruhun güzelliğidir. Zikir ehline bu tür imtihanlar gelmeden önce rüyada mutlaka bildirilir. Böylece kişi kendini imtihana hazırlar ve sağlam adımlarla ilerler. İmtihan anında Allah’ın rızasını kazanmak için sustuğunuz da ise; Rabbimiz tarafından çok sevilirsiniz.
Yazımızın sonunda sizlere marifet deryasından bir sır vermek istiyorum. Biz üveysler 2 ya da 4 rekat namaz kılıp, sevabını namaz kılmamış kullara hediye ederiz. Ne olur ömrünüzde sizler de bir kere deneyin. Ramazan ayı dışında bir gün oruç tutun ve sevabını oruç tutmayan kullarına hediye edin. “Benim kendi eksik oruçlarım var, onları tamamlamam lazım” demeden, oruç nedir bilmeyen bir kuluna merhamet edin. Görün bakın merhametlilerin en merhametlisi Rabbimiz size nasıl merhamet edecek. Lütfen deneyin bunu. Rabbimiz orucun sevabını meleklere dahi bırakmadan, bizzat kendi veriyor. “Oruç benim içindir, ecrini (sevabını) ben veririm” diyor. Bizler yaşadık, sizlerde yaşayın ve görün inşallah.
Ayrıntılı bilgi için www.veyselkarane.com
GÜNDEM
01 Mayıs 2020 - 14:43
Sus orucu
Oruç denildiğinde aklımıza, Ramazan ayında yemeden-içmeden kesilerek, bedenimizi aç bırakarak yapılan bir ibadet şekli geliyor
GÜNDEM
01 Mayıs 2020 - 14:43