Üveyslerin başöğretmeni, sevgili Muharrem Karabay’ın kaleme aldığı, “Aşkı Üveysi 5” kitabının “Ruhlar Alemi” bölümünden alıntı yaparak sizleri elestin varlığından haberdar etmek istedim. “Bu kitap yüzlerce yıldır beklenilen bir kitaptı” der yazarı. Bir insanın zekasının, bilgisinin yetmeyeceği, imkansız olan bir dünyanın içerisinde Rabbimizin izni ile yazdırılmış bir kitap. Nasıl ki Muhammediye kitabı Yazıcıoğlu Muhammed Bican kuluna Peygamber Efendimiz tarafından manada yazdırmış ise bu halin benzeri olarak Aşkı Üveysi kitabının zahirdeki yazanı belli ise de asıl yazarı Rabbimizin sevgili kulları olan mana öğretmenleridir. Kitabın başında “Bu kitap dünyada bir ilk. Sözün bittiği yer” yazıyor. Kuru bir iddia değil ve örneği yok. Hiçbir yerde ve kaynakta elest konusunun açılımını bulamazsınız. Sevgili okurlar; idrak, kulun gayreti ve ihlası sonucunda, kulun Allah ve Resul’üne olan sevgisinin katkısıyla ortaya çıkan ve herkeste bulunmayan bir güzellik olarak ortaya çıkmış olan bu ilmin tadına varmanızı gönülden isterim. Şimdi sizlere kitaptan alıntı yaparak biraz idrakini açmak niyetindeyim.
“… Bu dünya yaşamımızdan çok önceleri Allah’ımız ”Ol” emriyle bir başka dünyada ve başka bir kılıkta olmak üzere, Allah’ın nurundan ve akıldan yarattığı her kuluna bir zerre vererek, nur ve akıldan olan nurani bir varlık olarak yarattı. İlk yaratıldığımız, ilk hayat bulup yaşadığımız yerin adı elest, kal-u bela, ilk vatan, ruhlar alemi diye isimlendirilmiştir. İsimlendirilmiş ama içeriği bugüne kadar hiç bilinmemiştir. O dünyada sonsuz olan evren tamamıyla nurdan yaratılmış, her şey ama aklınıza gelecek her şey nurdandı. İlk yaratılışımız Allah’ın “Ol” emriyle olduğu için o alemde, ruhlar aleminde anne ve babamız, kavmimiz yok, cinsiyet farklılığı yok, hatta bunlar ihtiyaç olmayan bir dünyada bugün için içimizdeki en büyük düşman olan nefs dahi yoktu. Orada Peygamberler, kutsal kitaplar da yoktu. Orada herkes nurdan ve akıldan eşit olarak yaratılmıştı. Nurdan bedenleri ve akılları da eşit yaratılmış, ayrıcalık yoktu.
Peygamberler dahi peygamber olduğunu bilmeden her yaratılan ruh eşitti, aralarında fark yoktu, bir üstünlük yoktu. Üstünlük sonradan akıllarını kullananlarla kullanmayanlar arasında ortaya çıkacaktı. Allah herkese eşit bir beden, eşit akıl vermişti ve hiç birini diğerlerinden üstün yaratmamıştı. Eğer yaratılanlar eşit olmasaydı bu Allah’ın “Adl” Adil ismine, adaletli oluşuna haşa ters düşerdi. Ruhlar aleminde ruhlar yaratılmadan önce sadece Allah’ın var olduğu başka hiçbir şeyin olmadığı sonsuz boşlukta Allah’ımız “Ben gizli bir hazineydim, bilinmek ve sevilmek istedim” kelamını söyledi. Bir söyleyenin olduğu ama dinleyenin olmadığı zamanda, söylenen bu kutsi kelamını zaman içinde duyanlar oldu.
Kuran ve hadisler rehberliğinde, düşüncenin sınırsızlığında, Marifet-Hakikat Makamındaki pencereden keşif ve müşahede yolculuğuna artık çıkalım...” (Aşkı Üveysi 5, Sayfa 8-9) Aşkı Üveysi kitap serimizi www.veyselkarane.com sitesinden temin edebilirsiniz.
Allah'ın ve Rasül'ünün selam ve bereketi üzerinize olsun canım kardeşim çok güzel ama sizden bir ricam var şanlı peygamber efendimiz e ümmet olmanın önemi ile ilgili bir yazıda yada tefekkür rica ediyorum... Öğ