Kurban Bayramı geliyor yine; bir yanda tatil özlemi bir yanda aç bıraktığımız duygularımız.
Ne zaman ki bir bayram gelse çatsa, onu yakınımda hissetsem kalbimde ince bir sızı, içimde tarifsiz bir özlemle uyanıyorum sabahlara.
El öpmek.
Ne büyük bir gelenekti aslında. Eskiden kalabalık sofralar kurulurdu; bir kenarda teyzeler, öbür yanda amcalar, babaanneler, dedeler.
Şimdi o sofralar sessiz, o eller çoğu gidişin ardından boşlukta kaldı.
Şimdi çok uzaklardayım. Bayram sabahlarının telaşı olmayacak çevremde. Ne mis gibi kolonya kokusu, ne bayramlıklarını giyip büyüklerinin elini öpmek için sıraya giren çocuklar.
O çocuklardan biri de bendim oysa. Sıcacık, nasırlı bir eli öperken alın çizgilerine kadar eğilmenin ne demek olduğunu o zaman öğrenmiştim. Sevginin, saygının, duasının nasıl taşındığını o ellerden anlamıştım.
Bugün, yüreğimde garip bir boşlukla sokağa çıksam.
Km'lerce yürüsem.
Acaba rastlar mıyım?
Elini öptüğümde gözlerimin dolmasına sebep olacak biri çıkar mı karşıma?
İnsan bazen ne çok şey istiyor. Oysa çok zaman olmuştur kendimden, insanlardan kaçtım. Uzak kalmanın çetrefilinde kendime baktım. Hep sorguladım; ben uzaktan nasıl görünüyorum diye. Oysa hiç gerek yokmuş, bugün onu anladım.
El öpmek çok nadir bulunabilecek bir eylemmiş. Bunu anladım. Çünkü eli öpülecek insan sayısı o kadar azaldı ki önünde, arkanda kimseyi görmüyorsun. Sevdim diyebileceklerin şimdi çok uzaklarda ve belki ya zaman aldı onları bizden, ya mesafeler.
Hep bir acele, hep bir yerlere yetişme derdiyle hayatımız ellerimizden kayıp gidiyor. Geriye dönüp baktığımızda ne eli öpülecek kimse kalmış ne de selam verip ayaküstü konuşacak dost.
Bazen bir telefon sesiyle büyüyor özlem. "Bayramın mübarek olsun, iyi bayramlar" cümlesi yetmiyor. El yok, sarılmak yok.
Sadece hatırlamak var.
Bayramlar artık sadece takvimde değil, içimde de bir yaprak gibi sararıp dökülüyor.
Birine sarılmayı bu kadar istememiştim hiç.
Birinin elini öpmeyi bu kadar istememiştim hiç.
Belki de kendimi çocuk gibi hissetmeye, sevilmeye, kutsanmaya bu duygumu doyurmaya ihtiyacım var.
Bugün eğer sen yanındaysan eli öpülecek birinin, lütfen onun ellerini biraz daha uzun tut ellerinde. Benim yerime de bir dua al avuçlarından. Çünkü bazı özlemler artık sadece yazıya dökülebiliyor.
Ve bazı eller...
Ancak rüyalarda tutuluyor.