Balıkesir’in Balya ilçesinde Limak Holding’e bağlı Altınordu Madencilik A.Ş. tarafından planlanan Altın-Gümüş Madeni projesine karşı çevre örgütleri ve yurttaşlar harekete geçti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ÇED Olumlu kararının iptali için dava açıldı.
Ayvalık Tabiat Platformu, Balıkesir Çevre Platformu, Burhaniye Çevre Platformu, Gömeç Çevre Platformu, Gökçeyazı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve bireysel davacılar tarafından açılan davada, projenin bölgeyi geri dönüşü olmayan ekolojik ve sosyal yıkımlarla karşı karşıya bırakacağı vurgulandı.
Dava dilekçesinde yer alan tespitler şöyle sıralandı:
Yerleşim yerlerine tehlikeli yakınlık
-
Proje alanı Karlık Mahallesi’ne sadece 120 metre uzaklıkta.
-
Açık ocak ile yerleşim yeri arasındaki mesafe 438 metre.
-
Dinamit patlatmaları, toz, gürültü ve trafik, yaşam alanlarını tehdit edecek.

Orman ekosistemi ciddi risk altında
-
Proje sahasının %84’ü ormanlık alan.
-
En az 19.729 ağacın, ayrıca 5.655 fıstık çamının kesilmesi öngörülüyor.
-
Bölgedeki geniş orman ekosistemi ve canlı yaşamı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Manyas Kuş Cenneti için tehdit
-
Maden için günlük 1.971 ton su tüketilecek (10 bin kişinin günlük su ihtiyacı).
-
Proje çevresindeki su varlıkları Manyas Barajı havzasını ve Manyas Kuş Cenneti’ni besliyor.
-
Olası bir siyanür ya da ağır metal sızıntısının Manyas Barajı ve Marmara Denizi’ni kirleteceği vurgulanıyor.

Siyanür ve tehlikeli kimyasallar kullanılacak
Projede siyanür, kostik, tuz ruhu gibi yüksek riskli kimyasalların kullanılacağı; ayrıca cıva buharı oluşma ihtimalinin bulunduğu belirtiliyor. Bu durumun hem insan sağlığı hem de çevre açısından büyük risk taşıdığı ifade ediliyor.
Tarım, hayvancılık ve biyoçeşitlilik yok olacak
-
ÇED alanındaki tarım arazileri tamamen kaybedilecek.
-
Tozuma ve kimyasal yayılım nedeniyle civardaki tarım alanlarının da zarar göreceği belirtiliyor.
-
Endemik bitki ve hayvan türlerinin yok olma riski söz konusu.

ÇED’den önce işletme izni verilmiş
Dilekçede, şirketin ÇED Olumlu kararı çıkmadan işletme izni aldığı ve izin verilen alanların iki köyü — Karlık ile Söbücealan’ı — içine aldığı kaydedildi. Bu durumun ilgili yönetmeliğe açık aykırılık teşkil ettiği ifade edildi.
Arkeolojik alanlar tehlikede
Proje, 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olan Söbücealan Yerleşimi ve Nekropolü’ne 1.300 metre mesafede. Patlatmaların tarihi alanlara zarar vereceği belirtiliyor.
Deprem riski göz ardı edildi
Balya’nın 1. derece deprem bölgesi olduğu, aktif fay hatlarının madene yakın konumlandığı ve olası bir depremde atık barajlarının yıkılmasının büyük bir felaket doğurabileceği uyarısı yapıldı.
Davacılar, projenin hiçbir kamu yararı taşımadığını, yalnızca şirket çıkarına hizmet ettiğini belirtti. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Projenin ekosistem üzerinde yol açacağı zararlar, iklim değişikliğine ve çevre ve insan sağlığına etkileri hesaba katılmamış durumdadır. Proje sadece şirketin kârına hizmet etmektedir ve hiçbir kamu yararı bulunmamaktadır.
Proje, anayasal bir hak olan "sağlıklı çevrede yaşama hakkını" ihlal etmektedir. Bu nedenle kamu yararı olmayan söz konusu projenin ÇED Olumlu kararı iptal edilmelidir.
Açılan davada, şirketlerin ÇED kararından hemen sonra dava sürecinin tamamlanmasını beklemeden işe başlıyor olmaları nedeniyle, Mahkemenin bir an önce yürütmeyi durdurmasını ve akabinde de ÇED olumlu kararını iptal etmesini bekliyoruz."
Yorumlar
Kalan Karakter: