Adı Gülhan Taş...
Henüz 30 yaşında, hayalleri, umutları ve yaşama tutunma azmi olan gencecik bir kadın. Ancak Ankara’nın gri sokakları, son iki yıldır onun için sadece bir "kaçış rotası"na dönüşmüştü.
Çünkü Gülhan, sadece nefes almak değil, hayatta kalmak için sürekli adres değiştirmek, sürekli arkasına bakarak yürümek zorundaydı. Hikayesi, bir kadının hayatta kalma mücadelesi değil; sistemin bir kadını nasıl koruyamadığının, "geliyorum" diyen cinayetin nasıl seyredildiğinin utanç vesikası.
Şehir Şehir, Semt Semt Kaçış
Gülhan’ın kabusu iki yıl önce başladı. Eski erkek arkadaşı Mehmet S., ayrılığı kabullenmeyen o hastalıklı zihniyetle Gülhan’ın hayatına bir karabasan giib çöktü. Gülhan kaçtı, Mehmet S. kovaladı. Önce Batıkent’e taşındı Gülhan, "Belki burada bulamaz" umuduyla.
Buldu.
Oradan Mamak’a kaçtı, izini kaybettirmek istedi. Fail orayı da buldu. Etlik’e gitti, yetmedi. Hatta Çorum’daki köy evinin adresini bile, Gülhan’ın kendisi tam bilmezken o saplantılı takipçi bulup çıkarmıştı.
Gülhan, Ankara’nın içinde bir mülteci gibi yaşıyordu. Kendi hayatının mültecisi...
Son durağı Keçiören’e bağlı Yükseltepe Mahallesi oldu. Arkadaşı Aybüke’nin yanına sığınmıştı. Ama nafile; ölüm, kokusunu aldığı avının peşini bırakmıyordu.
7 Kez İhlal, Sıfır Yaptırım: Bu Bir İhmal Değil, Göz Yummadır!
Gülhan, devletine güvendi. Defalarca karakola gitti, şikayetçi oldu. Mahkemelerden o meşhur "uzaklaştırma kararlarını" çıkarttı. Bir değil, iki değil...
Fail Mehmet S., Gülhan’ın hayatının etrafına çizilen o yasal sınırı tam 7 kez ihlal etti.
Burada insanlık adına, adalet adına isyan etmemek mümkün mü? Bir insan, mahkemenin "Yaklaşma" dediği bir kadının kapısına 7 kez dayanıyor ve elini kolunu sallayarak evine geri dönüyorsa, o kadını kim koruyor? O kağıt parçaları, soğuk çelikten bir bıçağı durdurabilir mi?
Durduramadı.
Yargı, failin cesaretini kırmak yerine, sessizliğiyle ona adeta cesaret verdi. 7 ihlale rağmen verilmeyen o "caydırıcı ceza", sonunda Gülhan’ın ölüm fermanı oldu.
O Sabah: Pusu ve Veda
Tarih, Gülhan için durduğunda takvimler dünü gösteriyordu. Sabah saatlerinde, her insan gibi işine gitmek üzere kapıdan çıktı. Ancak Mehmet S., planlı, soğukkanlı ve canice sabahın köründe pusuya yatmıştı. Gülhan apartmandan çıktığı an, o kâbus gerçeğe dönüştü.
Bıçak darbeleri peş peşe geldi. Gülhan, kaçtığı o karanlığa bu kez kendi evinin önünde yakalandı. Ağır yaralı olarak Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Gülhan yaşamak istiyordu; o kadar çok istiyordu ki, hastane sürecinde duran kalbi doktorların müdahalesiyle tam 8 kez yeniden çalıştırıldı.
8 kez ölüme direndi Gülhan...
Ama bedeni, bu vahşete ve sistemin onu koruyamamış olmasının ağırlığına daha fazla dayanamadı. Yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
"Onun Neler Çektiğini Kimse Bilmez"
Geriye, Gülhan’ın ev arkadaşı Aybüke Erdoğan’ın yürek yakan feryadı kaldı. Aybüke, bir tanık olarak değil, bu çaresizliğin bir ortağı olarak haykırdı:
"Sürekli taciz ediyordu. Batıkent, Mamak, Etlik... Her yeri buldu. Sabah pusuya yatmış. Orada bıçağı almış eline. 2 senedir uğraşıyor. 7 kez ihlal etti, bir ceza bile verilmedi. Onun neler çektiğini ben biliyorum, kimse bilmez."
Bir Kez Daha: Koruyamadınız!
Gülhan Taş, "koruma altındayken" öldürülen ne ilk kadın ne de son olacak gibi görünüyor. Bu hikaye, sadece kıskanç bir eski sevgilinin hikayesi değildir. Bu; denetimsizliğin, caydırıcı olmayan yasaların ve "kadının beyanı esastır" ilkesinin sadece kağıt üzerinde kaldığı bir düzenin hikayesidir.
Fail Mehmet S. şimdi gözaltında. Peki, Gülhan toprağın altındayken, 7 kez görmezden gelinen o ihlallerin hesabı kime sorulacak? Gülhan’ın 8 kez durup yeniden atan kalbi, adaletin bir kez bile atmadığı gerçeğini yüzümüze çarpıyor.
Gülhan’ı sadece bir katil öldürmedi; onu, 7 kez "git" diyip arkasını dönen o büyük kayıtsızlık öldürdü.
Demek ki neymiş; uzaklaştırma yalnızca bir kaıt parçası. Oysa kadının beyanı esas deniliyordu. Tam 7 kez 7... keşke bir kez ihlal edenler gerekli cezalara çarptırılsa. Belki de Gülhan bu sabah da çıkıp işine gidecekti.
Ne çok keşkeler var hayatımızda ?
Yorumlar
Kalan Karakter: