22 Eylül 2025 tarihli ve 33025 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı (Karar Sayısı: 10435) ile, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) menşeli bazı ürünlerin ithalatında 2018 yılından bu yana uygulanan ek mali yükümlülük resmen kaldırıldı.
Söz konusu karar, 11 Haziran 2018 tarihli ve 2018/11973 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren düzenlemeyi ortadan kaldırıyor. Böylece ABD’den ithal edilen belirli ürünlerde ek vergi uygulaması sona ermiş oldu.
Kararın Hukuki Dayanakları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan karar, şu mevzuata dayandırıldı:
1567 sayılı Kanun (Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun)
474 sayılı Kanun (Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun)
3283 sayılı Kanun (Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun)
4458 sayılı Gümrük Kanunu (16, 22 ve 55. maddeler)
2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
4067 sayılı Kanun (Ek mali yükümlülük ve düzenlemelere ilişkin)
Bu geniş hukuki çerçeveye dayanarak verilen karar, Türkiye’nin dış ticaret politikasında önemli bir değişim olarak değerlendiriliyor.
2018’de Başlayan Süreç
2018 yılında Türkiye ile ABD arasında yaşanan diplomatik gerilimlerin ardından alınan karar ile ABD menşeli bazı ürünlere ek mali yükümlülük getirilmişti. Özellikle otomotiv, tarım, gıda ve sanayi ürünlerini kapsayan bu ek vergiler, Türkiye’nin ABD’ye yönelik bir karşı önlemi olarak gündeme gelmişti.
Kararın o dönemki gerekçesi, Türkiye’nin ekonomik çıkarlarını koruma ve ABD ile ticarette dengeli bir politika izleme ihtiyacı olarak açıklanmıştı.
Ek Vergilerin Kaldırılmasının Olası Etkileri
Ek mali yükümlülüklerin kaldırılması, hem Türkiye’deki ithalatçılar hem de tüketiciler açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
İthalat Maliyetlerinde Düşüş:
ABD’den ithal edilen ürünlerde ek vergi kaldırıldığı için maliyetlerin düşmesi bekleniyor. Bu da ürünlerin Türkiye pazarına daha uygun fiyatlarla girmesine zemin hazırlayabilir.
Tüketiciye Yansıması:
Gıda, teknoloji, otomotiv ve tarım ürünlerinde fiyatların aşağı yönlü hareket etmesi olası. Özellikle dolar kuru ve küresel fiyatlamalarla birlikte değerlendirildiğinde, tüketicilerin daha uygun fiyatlarla ürünlere ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Ticaret İlişkilerinde Yumuşama:
ABD ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde uzun süredir var olan gerginliklerin azalması ve iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin güçlenmesi bu kararın bir diğer sonucu olabilir.
İç Piyasada Rekabet:
ABD menşeli ürünlerin daha düşük maliyetle piyasaya girmesi, yerli üreticiler açısından rekabeti artırabilir. Bu durum bazı sektörlerde fiyatları dengeleyici etki yaparken, üreticilerin daha kaliteli ve uygun maliyetli ürünler sunmasını da teşvik edebilir.
Siyasi ve Ekonomik Mesajlar
Uzmanlara göre, bu karar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj da içeriyor. Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde son dönemde atılan normalleşme adımlarının bir parçası olarak görülen bu karar, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin önümüzdeki dönemde daha da artabileceğini gösteriyor.
Ayrıca küresel ticaretin yeniden şekillendiği bir dönemde, Türkiye’nin ABD pazarına ve ürünlerine daha açık bir tutum sergilemesi, uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekebilir.
Önümüzdeki Dönem İçin Beklentiler
Ek vergi uygulamasının kaldırılmasıyla birlikte önümüzdeki aylarda Türkiye-ABD ticaret hacminin artması bekleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında Türkiye’nin ABD ile dış ticaret hacmi 32 milyar doları aşmıştı. Yeni karar ile bu rakamın daha da yukarıya çıkabileceği öngörülüyor.
Öte yandan, yerli üreticilerin korunması amacıyla hükümetin bazı sektörlerde farklı destek mekanizmalarını devreye alabileceği de tartışılıyor.
22 Eylül 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile, ABD menşeli bazı ürünlerin ithalatında uygulanan ek mali yükümlülüklerin kaldırılması Türkiye ekonomisi açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Bu karar, hem tüketiciler hem de ithalatçılar için fiyat avantajı sağlarken, Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da gelişmesine kapı aralayabilir. Ancak yerli üreticilerin bu süreçte yaşayacağı rekabet baskısının nasıl dengeleneceği, önümüzdeki dönemin en kritik tartışma başlıklarından biri olacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: