Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çanakkale İl Kadın Kolları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı İl Kadın Kolları Başkanı Seçil Gündüz okudu.
Kadına yönelik şiddetin Türkiye’de artık bir “gün” değil, her gün yeniden yaşanan bir acı olduğunu vurgulayan Gündüz, OECD verilerine göre Türkiye’nin kadına şiddette yüzde 38 ile ilk sırada yer aldığını hatırlattı. Kadınların yalnız bırakıldığını, faillerin korunduğunu ifade eden Gündüz, bunun bireysel bahanelerle değil, “erkek egemen zihniyetin kendisiyle” ilgili olduğunu söyledi.

Gündüz konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Bu ülkede kadınları öldüren, bireysel bahaneler değil; erkek egemen zihniyetin bizzat kendisidir. Ekonomik krizmiş, kıskançlıkmış, psikolojik sorunmuş. Aynı sözleri her dosyada duyuyoruz. Peki bu "cinnet geçiren" erkekler neden komutanlarını, patronlarını, babalarını öldürmüyor da kadınlara yöneliyor? Çünkü kadını kendilerinden güçsüz zannediyorlar. İşte vahşetin kaynağı tam olarak budur! Ama şunu herkes duysun: Biz kadınlar o güçsüzlük masalını paramparça ettik. Sokakta, evde, işte, Meclis'te...
Geri adım atmadık, atmayacağız. Bir kez daha söz veriyoruz: Katledilen tüm kadınlar için adalet sağlanana kadar durmayacağız! Çünkü bu ülkede kadın cinayetlerinin sebebi çok açık: İstanbul Sözleşmesi'ni bir gecede fesih ettiler. 6284'ü etkin uygulamıyorlar. Devlet mekanizmalarını her geçen gün daha da çürüttüyorlar. Ve en önemlisi: Bu iktidarın dili kadın düşmanı.
Hatırlayalım: "Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün." "Kadın dediğin iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak." "Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar." "Bir kereden bir şey olmaz." "Boş bırakılan... ya davulcuya ya zurnacıya."
İktidar temsilcileri tarafından söylenen bu sözler sadece cehalet değil; bu ülkenin kadın katillerine verilen cesaret sözleridir! Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak Siyah Mektuplar çalışmamızda binlerce kadın yaşadıklarını anlattı. Bir kadının değil, bir halkın çığlığı var o mektuplarda. Siyah Mektuplar bu iktidarın yüzüne tutulmuş aynadır. Ya o aynaya bakıp gerçekleri görecekler, ya da kadınların dayanışmasının altında ezilecekler.
Ve herkes şunu bilsin: Hiçbir kadın çığlığı artık bir erkeğin iki dudağı arasında kaybolmayacak! Biz duyuyoruz. Duymayanlara da duyuracağız. Onlar kaçacak, biz konuşacağız. Onlar saklayacak, biz ortaya çıkaracağız. Onlar susacak, biz bağıracağız!
İktidarın sonu yaklaşıyor. Ve biz, kadınların özgür olduğu bir Türkiye için hazırız: Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in de söz verdiği gibi İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girecek! 6284 etkin ve eksiksiz uygulanacak! Cezasızlık bitecek! Gerçek adalet gelecek! Kadınlar omuz omuza, örgütlü bir şekilde kazanacak.
Ve bugün burada bir kez daha haykırıyoruz: Kadınlar susmuyor! Kadınlar direniyor! Kadınlar kazanacak! Katledilen tüm kadınların hesabı sorulana kadar da bu mücadele bitmeyecek! Son sözümüz şudur; Biz kadınlar: ŞİDDETE MECBUR DEĞİLİZ!
Yorumlar
Kalan Karakter: