Çanakkale’nin en büyük semt pazarlarından biri olan Cuma Pazarı’nda son haftalarda dikkat çekici bir ürün var: limon. Ağustos ayı sonunda kilosu 170 TL’den satılan limon, 12 Eylül 2025 itibarıyla adeta “uçuşa geçti.” Pazar tezgâhlarında eski mahsul, sulu limonlar 280 TL’ye kadar çıkarken, yeni mahsul ancak daha az sulu olan limonlar ise kilosu 130 TL’den alıcı buluyor.
Limon, sofraların vazgeçilmezi olmasının yanı sıra restoran, kafe ve lokantalarda en çok kullanılan ürünlerden biri. Ancak fiyatlardaki sert yükseliş, hem ev mutfaklarını hem de işletmeleri zorluyor. Pazar esnafı “Biz de şaşkınız” derken, vatandaşların tepkisi ise ortak: “Narenciye ülkesi Türkiye’de limon lüks ürün haline geldi.”
Vatandaşlar Şaşkın, Esnaf Çaresiz
Cuma Pazarı’nda alışveriş yapan vatandaşlar, limonun bu kadar pahalı olmasını “akıl almaz” olarak yorumladı. Mutfakta salatadan balığa, çorbadan çaya kadar çok geniş bir kullanım alanı olan limon, artık küçük fileler halinde bile zor alınır hale geldi.
Bir vatandaş, elinde sadece iki adet limonla pazardan ayrılırken şunları söyledi:
“Geçen yıl bu zamanlar 25-30 liraya kilo kilo alıyorduk. Şimdi iki limona 85 lira verdim. Limonu artık öyle bol bol kullanmak mümkün değil. Mecburen salatalarda limon yerine sirke ya da ekşi elma kullanmaya başladık.”
Pazarcı esnafı ise fiyat artışının kendilerinden kaynaklanmadığını dile getiriyor. Özellikle üretim bölgelerinde yaşanan iklimsel sorunlar, artan girdi maliyetleri ve yükselen nakliye giderleri, fiyatların doğrudan tüketiciye yansımasına neden olmuş. Bir esnaf şu ifadeleri kullandı:
“Limonu biz de pahalı alıyoruz. Üretici maliyetleri karşılayamıyor, nakliye desen ayrı dert. Ürün az, talep çok olunca fiyat artıyor. Biz de şaşkınız, müşteriye ne diyeceğimizi bilemiyoruz.”
Narenciye Ülkesinde Acayip Fiyatlar
Türkiye, dünyanın sayılı narenciye üreticilerinden biri. Adana, Mersin, Hatay gibi bölgeler, her yıl milyonlarca ton limon ve portakal üretiyor. Ancak 2025 yazında görülen kuraklık, ani dolu yağışları ve sıcaklık dalgalanmaları, ürün verimliliğini ciddi şekilde düşürdü.
Tarım uzmanları, özellikle Çukurova bölgesinde ağaç başına düşen verimin yüzde 30’a yakın gerilediğini belirtiyor. Bu da doğal olarak piyasaya arzın azalmasına ve fiyatların artmasına yol açtı. Üretim sıkıntısına ek olarak, gübre, ilaç ve işçilik gibi tarımsal girdi fiyatlarının son bir yılda katlanarak artması, limonun maliyetini daha da yükseltti.
Böylece Türkiye, narenciye ülkesi olmasına rağmen, pazarda “bir limon bir dolar” söylemleri dolaşır hale geldi. Bu çelişki, hem tüketici hem üretici cephesinde büyük bir ironi olarak değerlendiriliyor.
Restoran ve Kafeler Zorlanıyor
Limon, sadece ev mutfaklarının değil, aynı zamanda restoranların da vazgeçilmez ürünü. Çanakkale’nin sahil kesimlerinde yoğunlukla faaliyet gösteren balık restoranları, limondaki artıştan en çok etkilenen işletmeler arasında.
Bir kafe işletmecisi, yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlattı:
“Limonu sadece çay için değil, limonata, soslar ve yemeklerde kullanıyoruz. Haftada 30-40 kilo limon giderken, şimdi aynı miktarı almak neredeyse iki kat maliyetli hale geldi. Ya porsiyon küçülteceğiz ya da fiyat artıracağız. Her iki durumda da müşteri kaybı kaçınılmaz.”
Özellikle toplu alım yapan işletmelerin, limon fiyatlarındaki artış nedeniyle alternatif arayışlara yöneldiği öğrenildi. Kimileri ithal limona göz kırpıyor, kimileri ise tamamen menülerinden bazı ürünleri çıkarmayı düşünüyor.
Fiyatlar Daha da Artacak mı?
Tarım sektörü temsilcileri, önümüzdeki haftalarda limon fiyatlarında düşüş beklemediklerini, hatta kış aylarında daha da artış yaşanabileceğini söylüyor. Bunun en önemli nedeni, hem iç piyasada hem ihracatta talebin yüksek olması.
Türkiye, her yıl limon ihracatında dünya sıralamasında üst basamaklarda yer alıyor. Ancak iç piyasada ürün azaldığında, ihracat önceliği fiyatları daha da yukarı çekebiliyor. Bu durum, tüketiciye “limon krizinin” daha uzun süre yansıyabileceğini gösteriyor.
Sofralarda Alternatif Arayışları
Limon fiyatlarının artmasıyla birlikte vatandaşlar sofralarında alternatif ürünlere yöneliyor. Sirke, sumak ekşisi ve nar ekşisi gibi ürünler, limonun yerine daha sık tercih edilmeye başlandı. Ancak yine de limonun tadının ve aromasının başka hiçbir şeyle tam olarak karşılanamadığı belirtiliyor.
Bir vatandaş durumu şöyle özetledi:
“Limon bizim kültürümüzde sadece bir gıda değil, neredeyse ilaç gibi. Balığın yanına, salatanın üstüne, hasta olunca çaya… Yerine ne koyarsanız koyun, limonun yerini tutmuyor.”
Limon Artık Lüks
Çanakkale Cuma Pazarı’nda yaşanan tablo, aslında Türkiye genelindeki narenciye sorununu gözler önüne seriyor. Limonun fiyatı, kısa sürede iki katına çıkarak hem tüketiciyi hem de işletmeleri zor durumda bıraktı. Narenciye ülkesi Türkiye’de limonun “bir dolar” seviyesine çıkması, ekonomik tabloyu özetleyen en çarpıcı örneklerden biri oldu.
Vatandaşın mutfağında limon artık ölçülü, hesaplı ve dikkatli kullanılacak bir ürün haline gelirken, önümüzdeki aylarda fiyatların seyrinin ne olacağı merakla bekleniyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: