İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi tarafından ‘’Güncel Siyasette Yurttaşlık” konulu panel Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri Nikah Salonu’nda gerçekleşti.
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi tarafından gerçekleştirilen panele Gazeteci İnci Hekimoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Av. Dr. Sezgin Tanrıkulu ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan üstlendi. Panelde yurttaş olarak hak ve özgürlüklerimizin neler olduğu, yurttaşlık tanımının ne anlama geldiği, hak ve özgürlüklerimizin bilinçsiz bir hale getirilmesine karşı neler yapılabilirliği gibi konulardan bahsedildi.
"YURTTAŞLIK HAKKIMIZ VE HUKUKUMUZ YOK EDİLMEK İSTENİYOR"
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan giriş konuşmasında, yeni çıkan belirsizlik rejimiyle birlikte yurttaşlık hakkımızın yok olduğunu belirterek;“Yurttaş olarak haklarımızın yok edilmesine karşı yeni oluşturulan rejimin yarattığı belirsizlik ortamı, bu yeni rejimin adına belirsizlik rejimi veya yeni faşizm gibi adların konulduğu ve yurttaş kavramı belirsiz bir ortama sürüklenmek isteniyor. Yurttaşlık hakkımız ve hukukumuz yok edilmek isteniyor “ söylemlerinde bulundu.
"YURTTAŞ VATANDAŞ DEĞİL ÜMMET İSTENİYOR"
İlk olarak konuşmaya başlayan Gazeteci İnci Hekimoğlu yurttaşlık tanımına yer vererek ümmet kavramının önemini vurguladı. Konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Siyasi literatürde yurttaşlık genel anlamıyla bir siyasal topluluğa aidiyetten kaynaklanan hak ve özgürlükleri tanımı birey, kişi olarak tanımlanır. Devlet merkezli bir tanımdır ama devlete karşı yapılan mücadeleyle kazanılmış bir haktır. Böyle bir çelişki barındırır. Hak ve özgürlüklerin tamamı askıya alınmış durumda. Sadece iki şey korunuyor. Türklük kavramı yerini hala sımsıkı koruyor. Türkiye’de tek bir yurttaşlık tanımı olmadı. Vatandaş sayılanlar üçe ayrılıyordu. Tam vatandaş sayılanlar Türk, Sünni olmak kaydıyla devlete tümüyle itaat etmiş, hiçbir hak ve özgürlüğü sorgulamayan devletin verdikleriyle yetinenlerdir. Yarı vatandaşlar var. Hak ve özgürlüklerini talep etmeyen, devletin ya da siyasal iktidarın her söylediğini doğru kabul eden, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deyip ne zaman devletle herhangi bir alanda bir çatışma yaşadığında geçek yüzünü görenler yarı vatandaşlardır. Bir de hiç vatandaş sayılmayan vardır. Onların başında da Kürtler, Ermeniler, Aleviler olmak üzere bütün Türk ve Müslüman Sünni olmayan grupları kapsar. Yurttaş, vatandaş değil ümmet isteniyor. Vatandaşlık tanımı güncel siyasette ümmet olarak değişti. Bu kavramlara itiraz eden herkes için her an her sıradan insan için gelmekte olan ve yaşanmakta olan tehlike de şu; tam vatandaş sayılmayanların hepsi için artık bir bu itirazları ümmet olmaya vatandaş sayılmamaya gösterilecek. Her itiraz sonucu terörist olmak durumundayız hepimiz her an terörist olabiliriz. Gazeteciliğin öldüğü bir dönemdeyiz ama öte yandan devletin gazeteciliği öldürmek için iktidarın çok baskısıyla karşı karşıyayız. Her yazımızdan, konuşmamızdan suç unsuru bulmak çok kolay. Çünkü artık yasalar ve hak ve özgürlükler geçerli değil.”