Dan Millman, "Hayatımızın Amacı" kitabında denge yasası şu şekilde ifade ediliyor:
"Eğer yer çekimi evreni bir arada tutan zamk ise, denge onun sırlarını meydana çıkaran anahtardır. Tüm kutbiyetlerin ( sıcak-soğuk, hızlı-yavaş, gürültü-sakin) arasında bir denge noktası, merkez yer alır. Dünyanın kendisi de canlı bir organizma gibi fonksiyon yapmaktadır. Onun üzerindeki hücreleri oluşturan biz insanlar, dolaşım sistemini oluşturan okyanuslar ve rüzgarlar da ayrıca denge halinde var olmalıyız. Bir anlamda halen yüzyüze olduğumuz ekolojik dram bizler olgunlaşırken ve kendimize özgü denge hallerimizi ögrenirken bireysel hayatımızda olup bitenleri yansıtmaktadır.
Çin taocular’dan Essene hahamlarına, Hristiyanlardan Müslümanlara kadar her kültürden bilgeler orta yolu, her şeyin kararını savunmuşlardır. Bununla birlikte denge her zaman aşırı uçlardan kaçınmaya bağlı değildir. Denge ayrıca zaman zaman aşırı uçları da araştırıp, keşfetme, sarkacı dengede tutmak için her iki tarafa da eşit dikkat gösterme yeteneğini içerir. Bazen aşırı çalışır, bazen aşırı dinleniriz. Her iki tarafı da eşit kullandığımız sürece dengede kalır, sonunda yine merkeze döneriz."
En basit haliyle ele aldığımızda bile dengede olmanın, aşırı uçlardan kaçınmanın hayatımızı kolaylaştırdığının bilincindeyiz. Ancak bazen uçlara gittiğimizin farkında olamayabiliyoruz. Ne zamanki hayatımız bu dengesizlikten ötürü bir çıkmaza girse, işte o zaman ayılıyoruz. İşi bu seviyeye gelmeden çözme noktasına ise zaman içinde yoğrularak, olaylar ve kişiler vesilesiyle olgunlaşarak gelebiliyoruz. Bu bir evrim meselesi diyebiliriz. Bu hayatta hep birşeyleri deneyimleyerek, öğrenerek ilerliyoruz.
Hayatımıza sorunların girmesi de yine "denge yasası" gereğidir. Sorunlarla karşılaşırız çünkü hayat bize neyi dengelememiz gerektiğini göstermeye çalışıyordur. Örneğin fazla iyi niyetlisinizdir ve hayatınıza hep sizi kullanmak isteyen kişiler girecektir. Bu kişiler sayesinde iyi niyetinizi de farkındalıkla dengelemeniz gerektiğini öğrenirsiniz. Dürüst ve her zaman netsinizdir ve o zamanda hayatınıza hep yalan söyleyen kişiler girer. Burda da dürüstlüğünüzü gerektiği kadar göstermeniz gerektiğini, her zaman çok fazla direk ve açık olmamak gerektiğini, kendinize de birşeyler saklamanız gerektiğini öğrenirsiniz.
Denge yasasını somut şekilde görmek istiyorsanız, insanları ve ilişkileri gözlemleyin... Yasayı en çok evliliklerde net olarak görebilirsiniz. Bir taraf çok özgürken diğeri kısıtlayıcıdır, birisi temizken diğeri pasaklı ve dağınıktır, birisi almaya odaklıyken diğeri vermeye odaklıdır, birisi çok konuşurken diğeri sakin ve dingindir, birisi hayata karşı güven hissederken diğeri endişeli ve güvensizdir. İşte denge yasası hayat tarafından bu kadar adil bir şekilde dağıtılır insanlara. İki tane çok konuşan ve ikisi de çok savurgan eşleri bir arada görmeniz pek mümkün değildir. Çünkü bu durum yasaya aykırıdır ve böyle durumlarda hayat bu kişileri bir arada tutmaz. Yani her zaman tencere yuvarlanıp kapağını bulur bir şekilde :)
Eğer içsel olarak bir denge kurabildiysek o zaman huzurlu, mutlu ve hayata karşı güvende hissederiz. Ancak içsel dengemiz yoksa hayat bizi dengelemek için zorlamaya devam edecektir. Çünkü amaç içsel olarak dengeye ulaşabilmek ve hayatı her yönüyle görüp bütün zıtlıklara rağmen dengede kalabilmektir.
Şimdi de kendi hayatınıza bir bakın... Hangi noktalarda uçlara gidiyorsunuz? Nasıl insanlar hayatınıza giriyor? Hayat sizi ne yapmak için çok zorluyor? İlişkileriniz nasıl? Sevgi, hoşgörü ve sabırla bütün dengesiz taraflarınızı farkedebilmeniz ve içsel dengeye ulaşabilmeniz dileğiyle... ;)
Emel Uğur Kırıcı
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Şubat 2020 - 10:43
İçsel huzurumuza ulaşmak için "Denge Yasası" (Evrensel Yasalar - 4 )
Dan Millman, "Hayatımızın Amacı" kitabında denge yasası şu şekilde ifade ediliyor: "Eğer yer çekimi evreni bir arada tutan zamk ise, denge onun sırlarını meydana çıkaran anahtardır
YAZARLAR
27 Şubat 2020 - 10:43
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir