İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Merkez: Avrasya Üzerine Ne Yapacaklar ?

Bu Merkezin Kuruluş Amacı Ne?

İstanbul Üniversitesi, Resmî Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelikle Farabi Avrasya Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İFAMER)’i resmen faaliyete geçirdi. Merkezin temel amacı, Avrasya bölgesinde yer alan ülkeler üzerine siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel araştırmalar yapmak.

Ayrıca merkez, Türk kültürünü tanıtmak, Avrasya’da yaşanan gelişmelere dair politik analizler üretmek ve uluslararası iş birliklerini artırmak için çalışmalar yürütecek.

Öğrencilere ve Akademisyenlere Ne Katacak?

Merkezin en dikkat çeken yönlerinden biri, öğrenciler ve öğretim üyeleri için sağlayacağı fırsatlar. Yeni yönetmeliğe göre:

Avrasya’daki üniversitelerle akademik iş birlikleri yapılacak,

Öğrenci ve öğretim üyeleri kısa süreli ziyaret programlarına katılabilecek,

Sertifikalı eğitimler, seminerler ve atölyeler düzenlenecek.

Yani İFAMER, genç araştırmacılara Avrasya üzerine uluslararası bir vizyon kazandırmayı hedefliyor.

Hangi Etkinlikler Düzenlenecek?

Merkez yalnızca araştırma yapmakla kalmayacak. Ulusal ve uluslararası düzeyde kongreler, sempozyumlar ve çalıştaylar organize edecek. Ayrıca kamu kurumları ve özel sektör için danışmanlık hizmetleri sunabilecek.

Bununla birlikte Avrasya üzerine yapılacak projeler desteklenecek, akademik yayınlar hazırlanacak ve araştırma arşivleri oluşturulacak.

Kimler Yönetecek?

Merkezin yönetim organları üç ana yapıdan oluşuyor: Müdür, Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu.

Müdür, rektör tarafından üç yıllığına atanacak.

Yönetim Kurulu, merkezin planlama ve karar alma süreçlerini yönetecek.

Danışma Kurulu ise merkezin çalışmaları hakkında önerilerde bulunacak.

Böylece hem akademisyenlerin hem de uzmanların görüşleri merkezin yol haritasına yansıyacak.

Neden Önemli?

İstanbul Üniversitesi’nin bu adımı, Türkiye’nin Avrasya’daki akademik ve kültürel etkisini artırmaya yönelik önemli bir stratejik hamle olarak değerlendiriliyor. İFAMER’in çalışmaları, hem bilim dünyasında hem de uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin görünürlüğüne katkı sağlayacak.

Kısacası yeni merkez, yalnızca bir akademik yapı değil, aynı zamanda Türkiye ile Avrasya arasında bilimsel ve kültürel bir köprü olacak.