Okullarının 50. yıl mezuniyet buluşmasında yeniden bir araya gelen Robert Kolej’in 1975 mezunları, 27 Temmuz'da sabah saatlerinde Silivri Cezaevi önünde toplandı. Mezunlardan biri olan ve yaklaşık sekiz yıldır cezaevinde bulunan Osman Kavala’nın yaşadığı mağduriyete dikkat çekmek isteyen grup, hem dayanışma mesajı verdi hem de adalet çağrısında bulundu.
Katılımcılar, yıllar sonra gerçekleşen buluşmanın mutluluk verici olduğu kadar buruk bir anlam taşıdığını vurguladı. Kavala’nın aralarında olamayışının bu özel günü gölgelediğini ifade eden mezunlar, “Buluşmamız, 50 yıl sonra sınıf arkadaşları olarak birbirimizi görmemize, hasret gidermemize, okul günlerimizi anmamıza fırsat oluşturduğu için ilk bakışta mutlu bir olaydı. Ama bir burukluk da yaşadık. Çünkü, çok sevdiğimiz bir sınıf arkadaşımız bizimle birlikte olamadı. Sevincimiz ne yazık ki sekiz yıla yakın bir süredir onun demir parmaklıklar arkasında özgürlüğünden mahrum bırakılmakta oluşu nedeniyle gölgelendi" dedi.
Grup, daha önce de 2017 yılında Kavala’nın tutuklanmasının ardından Silivri’de bir araya geldiklerini hatırlatarak, "O gün Osman’a özgürlük talep ederken, tutukluluğunun sonradan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ucu açık bir mahkumiyete dönüşerek bu kadar uzayacağını hiç düşünmemiştik.
Ve bugün yeniden Silivri’deyiz. Bugün Osman’ın tutukluluğunun tam tamına 2.826’ıncı günü…Ve buraya 2017 yılında ilk geldiğimizde Osman için hangi çağrıyı yaptıysak, bugün de aynı çağrıyı tekrarlıyoruz. Söylediklerimizin arkasında duruyoruz. Ona yapılan büyük haksızlığı, adaletsizliği kabul etmiyoruz, onun bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını, yaşadığı mağduriyete son verilmesini talep ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Mezunlar ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kavala hakkında verdiği ihlal kararlarına ve Türkiye’nin bu kararları uygulama yükümlülüğüne dikkat çekti.
"Anayasamızın 90’ıncı maddesi de temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin ulusal kanunların üstünde olduğunu belirtiyor. Bu madde, ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ve bu sözleşmeyi uygulayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarını da kapsıyor kuşkusuz. Bunları söylerken, hukuk çizgisinde duruyoruz, AİHM kararlarının ve anayasamızın bu hükmünün uygulanmasını talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Fotoğraflar, Oksijen Gazetesi’nden Abdullah Tepeli’ye aittir.
Yorumlar
Kalan Karakter: