İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri kapsamında yaptığı konuşmada iktidarın ekonomi politikalarını, adalet anlayışını ve sosyal tabloyu eleştirdi. Uz, konuşmasında mevcut bütçenin vatandaşın gerçek hayatına yansımadığını savundu.
Uz, bütçenin kâğıt üzerinde iyi görünebileceğini ancak pazarda ve mutfakta karşılığının olmadığını belirterek, "Rakamlar bütçede büyük olabilir ama çocuklarımızı kantinde doyurmuyor. Size göre enflasyon düşmüş olabilir ama her şeyin fiyatı akşamdan sabaha artıyor. Kişi başı geliri ortalama 17 bin dolar olarak açıkladınız, şimdi sormak lazım: Sizin söylediğinize göre, her haneyi 4 kişilik bir aile olarak hesaplarsak, bu hanelerimize girmesi gereken 2,8 milyon nerede? Girmediğine göre kimin cebinde? Eğer biz milletvekili olarak bu ortalamanın içindeysek ki evet, biz bu ortalamaya dâhiliz, o zaman bu ortalamayı yukarıya çeken, bu hesabı şişiren insanlar kim? Hangi mahallede yaşıyorlar? Hangi fabrikada çalışıyorlar? Hangi bordroda görünüyorlar? Şimdi, hesaplayalım: Diyorsunuz ki: "Kişi başına 17 bin dolar düşüyor." Bugünkü Türk lirasıyla 714 bin lira ediyor. Bir haneye girmesi gereken para bu. Aya böldüğünüzde 60 bin lira, 4 kişilik bir aileyle çarptığınızda 238 bin lira ediyor. Her ay hangi haneye gidiyor bu para bilen var mı? Hadi, gelin, bunu bir de asgari ücretli ile emekliye anlatın. Hadi çalışanı 2'ye çıkaralım, çift maaş ekleyelim. 2 kişilik bir ailede karı koca öğretmen 60 bin lira alsın. İkisinin maaşı 120 bin lira, 2 asgari ücretli çalışan karı koca 22 bin liradan 44 bin lira, 2 emekli karı koca 18 binden 36 bin lira. Bu rakamların neresinde 17 bin doları görüyorsunuz? Biz, bu 17 bin doları yani 2,8 milyon lirayı aşağıdan hesaplıyoruz bulamıyoruz, yukardan hesaplıyoruz bulamıyoruz; milletin cebinde yok, maaşında yok, markette yok, pazarda yok, bu millet bulamıyor. Nerede, kimin cebinde bu para, nereye sakladınız? Bir çıkarın da görelim efendim ama milletimiz bir şeyden emin olsun, biz, İYİ Parti olarak var olduğumuz müddetçe derin yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
Uz, konuşmasında yasa dışı ve yasal bahis konusuna da değinerek, Türkiye’de milyonlarca bahis hesabı bulunduğunu ve bunun gençler için ciddi bir tehlike oluşturduğunu söyledi. Rıdvan Uz konuşmasına şöyle devam etti:
Maalesef bu ülkede 42 milyondan fazla yasal bahis hesabı açılmış, yasa dışı rakamlar belli bile değil. Ülkenin yarısı kumara düşmüş ki bu en az eroin bağımlılığı kadar tehlikeli çünkü sadece bedeni değil, aynı zamanda aileyi, aynı zamanda ocağı söndürüyor. Bu açık hava kumarhanesinden evlatlarımızı nasıl koruyacağız? Biz, babalar olarak iyi kötü bir ev, bir araba sahibiyiz, ya evlatlarımız bir ev, bir araba hayali bile kuramıyor; çalışarak, üreterek, okuyarak olmuyor, olmuyor, olmuyor. Geçtiğimiz pazar günü bir teknoloji mağazasını gezdim, içeride gençler Bitcoin ve kumardan konuşuyor. Bırakın araba ev almayı, hayalindeki tableti, oyun konsolunu satın almak için sanal kumardan medet umuyor, sizde gençlerin içtikleri kahveye dem vuruyorsunuz. Bu durumu, bu çöküşü, yüreğimizdeki bu ızdırabı görmüyor musunuz? Ben bir milletvekili, bir baba olarak evladımın yarınından endişe ediyorum. Akran zorbalığından, sokak çetelerinden, bahis çetelerinden ve sokakları madde bağımlılığına terk edilmiş bir ortamda ben ne yapabilirim? Gençliğini, geleceğini koruyamayan bir devlet yapamazken ben bir milletvekili olarak ne yapabilirim?
Cumhurbaşkanının sahip olması gereken niteliklere de değinen Uz, adalet, cesaret, ahlak ve akıl vurgusu yaptı. Rızvan Uz, Cumhurbaşkanını şu sözler ile eleştirdi:
Şimdi, Cumhurbaşkanının adaletine bir bakalım. Türkiye'de adalete inanç yüzde 27, hukuk üstünlüğü sıralamamız 140 ülke arasında 118 yani yöneten de adalet vardır diyemiyoruz. Peki, ikinci haslet dediğimiz güzel ahlaka bakalım, ne diyor Sayın Cumhurbaşkanımız? Vandal, çürük, sürtük, havlayan. Bu mu terbiye, bu mu güzel ahlak? Hâlbuki Peygamberimiz "Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim." diyor. Cesarete bakalım, kendi insanına cesur ama Trump-papaz meselesine gelince, Putin-uçak meselesine gelince, Sisi-el sıkma meselesine gelince cesaretten bir gram bile yok. Akıl meselesine gelince, ona çok fazla bir şey diyemiyoruz. Mükemmel algı yapmak, vaat vermek, hayal satmak maşallah. Lakin bu 4 önemli unsurun olmadığı bir devlet adamına bu ülke daha ne kadar tahammül edebilir? Ama Türk milleti müsterih olsun, Türkiye adil, cesur, terbiyeli ve akıllı bir Cumhurbaşkanına ilk seçimde kavuşacaktır; bizde bu akıl vardır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: