Greenpeace Türkiye sahil şeritlerinin eşit ve adil şekilde kullanılmasını belirterek; "Sahiller, elitler ve büyük şirketler tarafından işgal edilip özelleştirilmekte, bu da çevre tahribatına yol açmakta ve yurttaşların sahil ve kıyı şeritlerinden eşit ve adil bir şekilde yararlanmasının önünde engel oluşturmaktadır. Kar ve rant odaklı şirketler, sahil şeritlerini anayasaya aykırı bir şekilde işgal etmeye devam etmektedir, bu durum hem ekolojik kıyımı artırmakta hem de yurttaşların sahillere özgür ve eşit erişimini engellemektedir.
Greenpeace Akdeniz olarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki kıyı hareketleri ve yurttaşlarla birlikte “Sahiller Hepimizin” kampanyasını başlatarak, sahillerin özgür ve eşit olarak herkesin kullanımına açılması ve ekolojik kıyımın son bulması için çalışıyoruz. Sahiller Hepimizin kampanyası için yaptığımız saha çalışmasında, özel şirketler, oteller ve küçük bir azınlığın kullandığı işletmeler tarafından gerçekleştirilen sahil işgallerini belgeledik ve belgelemeye devam ediyoruz.
Tüm bu toz ve duman, bir grup ayrıcalıklı kesimin hayal ettiği eşitsiz dünyanın ardında yükseliyor. Kıyılarımızda hunharca yarattıkları ekolojik tahribatın sonucu olarak havaya savruluyor. Hiç kuşkusuz, bu büyük ölçekli inşaat ve otel firmaları, hepimizin ve tüm yetkili kurumların gözü önünde anayasal suç işliyor.
Tüm bu işgalleri belgelemeye çalışırken, İstanbul Boğazı’ndaki kıyı işgallerinden de bildiğimiz Astaş Holding‘in sahip olduğu Mandarin Oriental Bodrum örneğiyle karşılaşıyoruz. Bu bölgede sahilden özgürce denize girmeyi bırakın, otelin önünden geçerken bile güvenlik önlemleri etrafınızı sarmış durumda.
Diğer bir sorun ise halk plajı olarak düzenlenen sahillere erişim probleminin olması. Bu sorunu Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Altınoluk halk plajında görmekteyiz, bu plajlara engellilerin, yaşlıların ve çocuklu ailelerin erişebilmesi ciddi zorluklar barındırmakta. Çoğunlukla beton düzenlemeye sahip olan Altınoluk halk plajında sadece bir tane engelli rampası bulunuyor ve kumsala erişmek için epey yüksek bir beton duvarı aşabilmeniz gerekiyor.
Saha gezimizde, kıyı işgallerinin irili ufaklı birçok katmanı olduğunu gördük. Holdinglerden lokal işletmelere kadar, kıyı erişim hakkını engelleyen birçok fiili uygulamayı gözlemledik ve belgeledik.
Greenpeace Akdeniz olarak, ekonomik durumu ne olursa olsun, herkesin kıyı alanlarından faydalanabilmesi gerektiğine inanıyoruz. Şehirlerin karakterini ve ruhunu, orada yaşayan insanlar belirler. Ancak büyük şirketlerin kıyıları yasa dışı işgal etmesi, hem bu bölgelerin ekonomisini hem de sosyal yapısını bozuyor. Oysa Kıyı Kanunu’nun asıl amacı, kıyı bölgelerinin kamu yararına kullanılmasını sağlamaktır. Bu hedefi gerçekleştirmek için, sahillerin herkesin hakkı olduğunu hatırlatmalı ve bu bilinçle hareket etmeliyiz. Sahil işgallerinin normalleşmesini istemiyoruz; kıyılarımızın gerçek sahiplerinin, yani halkın, özgürce erişimine açık olması gerektiğini savunuyoruz. Sahiller hepimizin” ifadeleri yer aldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: