Size Amasra dersek çok muhtemeldir ki; aklınıza kömür madeni göçüklerinin yanında güzelliği, dillere destan çekiciliği gelecektir; tabi bir de Amasra salatası.
Amalfi, Positano kıyıları kadar sarp ve çekici, sevimli kültürünü yaşatan bir şehirden bahsediyoruz. Müthiş bir enerjisi var Amasra’nın. Yolları, kıyılara bakan yüksek tepeleri ve yemyeşil ormanlarıyla her mevsim ayrı güzellikler sunan bir kıyı kasabası Amasra.
Eğer buraya yaz aylarında gidiyorsanız ilçeye girmek için çok beklemek zorunda kalabilirsiniz. O kadar çok talep görüyor ki; adeta bölgenin lokomotifi olmuş.
Doğa turizmi var. Deniz var, yeme içme var, müze var, el sanatları var; sevimli küçük lokantaları ve meyhaneleriyle Amasra başka bir gezegenden gelmiş gibi.
Keşke biraz daha iyi oteller olabilse, keşke turizm mevsiminde daha titiz davranıp önlemler alınabilse. Eminiz Amasra, daha bir tadına vararak tüketilen adres olacak.
Amasra’da balığın her türlüsünü yemek mümkün. Üstelik fiyatlar da öyle sandığınız gibi uçuk değil; çok makul fiyatlarla doyurucu porsiyonlarla masadan tıka basa doymuş olarak kalkacağınızdan hiç kuşkumuz yok.
Amasraya gidenlerin asla yapmadan dönmediği bir kaç detayın altını çizelim. En başta Amasra Kent Müzesi gezilecek, Mustafa Amcanın Yerinde (Canlı Balık) mutlaka balık yenecek ve Amasra Salatasının tadına bakılacak, Çekiciler Çarşısı Gezilecek, Falezler görülecek ve elbette Küre Dağlarına çıkılacak.
Siz siz olun, Amasra'da acele etmeyin. Mutlaka yavaş yavaş yiyin, yavaş yavaş gezin ve yavaş yavaş keyfini çıkarın
Gelin şimdi Amasra’nın görsel güzelliklerine birlikte gözatalım.
Yorumlar
Kalan Karakter: