Mobil uygulamalara verilen izinler sadece bir “onay kutucuğu” meselesi olmayabilir, doğrudan kişisel verilerin güvenliğini ortadan kaldırabilir.
Bir uygulama, neden kamera ve konumunuzu bilmek ister?
App Store ve Google Play gibi dijital mağazalarda milyonlarca uygulama bulunuyor. Sosyal medya, bankacılık, oyun ya da sağlık takibi… Her ihtiyaca yönelik uygulama elinizin altında. Ancak burada kritik bir soru ortaya çıkıyor. Uygulama, çalışması için gerçekten bu kadar çok izne ihtiyaç duyuyor mu?
Basit bir not alma uygulaması bile kameranıza ya da rehberinize erişmek isteyebiliyor. Bu gibi tutarsız izin talepleri, çoğu zaman arka planda çalışan zararlı yazılımların habercisi oluyor. Üstelik bu uygulamalar yalnızca verilerinizi çalmakla kalmıyor, cihazınızın performansını düşürüyor, internet kotanızı hızla tüketiyor ve batarya ömrünü kısaltıyor.
Resmi görünüyor ama tehlike saçıyor!
Geçtiğimiz ay yalnızca Google Play’de yer alan 331 kötü niyetli uygulamanın toplam 60 milyon kez indirildiği tespit edildi. Sağlık takip araçları, QR kod okuyucular ve pil tasarrufu vaat eden uygulamalar gibi masum görünen yazılımlar, kullanıcıların konum bilgisi, kişisel mesajları ve hatta banka hesaplarına kadar erişim sağlayabiliyor.
Google, geçtiğimiz yıl içinde 158 binden fazla kötü amaçlı geliştirici hesabını kapattı ve kuralları ihlal eden 2 milyon uygulamanın platforma girmesini engelledi. Ancak bu önlemlere rağmen tehlikeli uygulamaların sızması hâlâ mümkün.
Siber tuzaklardan korunmak için ne yapmalı?
Mobil güvenlik sağlayabilme için bazı adımlar atılmalı. Bunları belli başlı uygulamarı ise şöyle; Uygulamaları yalnızca resmi mağazalardan indirin. Uygulamaların istediği izinleri mutlaka kontrol edin. Geliştirici bilgilerine ve kullanıcı yorumlarına dikkat edin. İşletim sisteminizi güncel tutun. Güvenilir bir mobil güvenlik yazılımı kullanın.
Yorumlar
Kalan Karakter: