Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkının korunması ve hak arama hürriyeti açısından kritik bir engeli daha kaldırdı. 1 Aralık 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan karara göre; kamulaştırma süreçlerinde vatandaşın elini zayıflatan ve "oldu bitti"ye zemin hazırlayan yasal düzenleme oybirliği ile iptal edildi.
Bodrum'dan Gelen İtiraz Süreci Değiştirdi
Süreci başlatan olay, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin itirazı üzerine gelişti. Mahkeme, elindeki bir kamulaştırma dosyasında, mevcut kanunun vatandaşlara aşırı bir yük getirdiğini belirterek konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.
İtiraza konu olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi, idari yargıda iptal davası açan mülk sahiplerinden, sadece dava açtıklarını değil, aynı zamanda "yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını" da belgelemelerini istiyordu. Bu belge sunulamazsa, mahkeme süreci devam etse bile taşınmaz idare adına tescil ediliyor ve kamulaştırma işlemi kesinleşiyordu.
AYM: "Vatandaşın Hakkı Etkisiz Hale Getiriliyor"
Dosyayı esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi, bu uygulamanın mülkiyet hakkını (Madde 35) ve etkili başvuru hakkını (Madde 40) ihlal ettiğine hükmetti.
Kararın gerekçesinde, idari yargıda dava devam ederken taşınmazın idare adına tescil edilmesinin, vatandaşın açtığı iptal davasını sonuçsuz bırakabileceği vurgulandı. Yüksek Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı alınamaması durumunda, kamulaştırma hukuka aykırı olsa bile sürecin kesinleşmesinin, devletin mülkiyet hakkını koruma yükümlülüğüyle bağdaşmadığının altını çizdi.
"Telafisi Güç Zararların Önüne Geçilecek"
Mahkeme kararında, kamulaştırma işleminin hukuka uygunluğunun denetimi bitmeden mülkiyetin el değiştirmesinin, yargısal denetimi etkisiz kıldığı belirtildi. İptal kararıyla birlikte, artık idareler vatandaşın açtığı iptal davasının sonucunu beklemeden, sırf "yürütmeyi durdurma kararı getiremedi" gerekçesiyle taşınmazı kendi adlarına tescil ettiremeyecekler.
Bu karar, 10 Temmuz 2025 tarihinde oybirliğiyle alındı ve bugünkü Resmî Gazete yayımıyla resmen duyurulmuş oldu.
Vatandaş kamulaştırma kararıyla karşılaştığında izleyeceği yol haritası bu iptal kararıyla şu şekilde değişti:
1. AYM'ye Değil, İdare Mahkemesine Gidilecek Eskiden olduğu gibi vatandaş, kamulaştırma işleminin haksız olduğunu düşünüyorsa, kendisine tebligat yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde İdare Mahkemesi'nde "iptal davası" açmalıdır.
2. Asliye Hukuk Mahkemesine Bildirim Yapılacak İdare (belediye, bakanlık vb.), kamulaştırma bedelini belirlemek ve tapuyu kendi üzerine geçirmek için vatandaşa karşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açar.
Eskiden: Vatandaş, İdare Mahkemesi'nde dava açtığını Asliye Hukuk Mahkemesi'ne bildirse bile, ayrıca "Yürütmeyi Durdurma Kararı" getiremezse, Asliye Hukuk Mahkemesi davayı bitirip tapuyu devletin üzerine yapıyordu.
Şimdi (Karar Sonrası): AYM'nin bu iptal kararıyla birlikte, vatandaşın İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtığını Asliye Hukuk Mahkemesi'ne belgelemesi yeterli olacak. Artık Asliye Hukuk hakimine, "Ben kamulaştırmanın iptali için idari yargıda dava açtım, bu davanın sonucunu beklemek zorundasın. Yürütmeyi durdurma kararı getirme şartım artık yok" diyebilecek.
Özetle İtiraz Mercii Neresi?
Vatandaş itirazını;
Kamulaştırmanın kendisine karşı: İdare Mahkemesi'ne (Dava açarak),
Tapunun hemen devredilmesine karşı: Asliye Hukuk Mahkemesi'ne (İdare Mahkemesi'nde dava açtığına dair belgeyi sunarak) yapacak.
AYM'nin bu kararı, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, İdare Mahkemesi'ndeki davanın sonucunu "bekletici mesele" yapmasının önünü açmıştır. Yani hukuk mahkemesi, "Önce idari yargıdaki dava bitsin, işlem hukuka uygun mu değil mi görelim, tapuyu sonra tescil ederiz" diyecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: