Edinilmiş mallar TMK m.219, kişisel mallar ise TMK m. 220'de düzenlenmiş olup kural olarak evlilik öncesi alınan mallar kişisel mal olduğundan mal paylaşımına konu edilmemektedir. TMK m.219/4 gereğince ise evlilikten önce alınan malların evlilik dönemi içinde getirmiş olduğu gelirleri, kişisel mal değil, edinilmiş mal olacaktır.
Ancak bu kuralın istisnası bulunmaktadır. Evlilik birliği kurulmadan önce bankadan kullanılan konut kredisi, evlilik birliği kurulduktan sonra da devam eder ve bu taksitler eşlerin ortak katkısı ile ödenir ise bu durum mal rejiminin konusunu oluşturacaktır.
Soru 1: Evlilik Birliği Öncesinde Alınan Bir Malın Ödemesi Evlilik Birliği İçerisinde Devam Ederse Ne Olacaktır?
Yargıtay kararları çerçevesinde yapılan incelemeye göre evlilik birliği öncesinde alınan mal aslında kişisel mal sayılırken, ödemeleri evlilik birliği içerisinde devam eden kısmı ise edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir. Yani ödenen kısım edinilmiş mal olarak sayılmaktadır. Malın kendisi edinilmiş mal olarak kabul edilmemektedir. Malın kendisi yine evlilik birliği öncesinde malı alan kişiye aittir.
Konut satın alındığında kullanılan kredi taksitlerinin evlilik birliği içerisinde eşlerin katkısı ile ödenmesi durumunda bu destek değer artış payı alacağının konusunu oluşturur. Taksitlerin ödenmesinde katkısı olan eş, boşanma sırasında değer artış payı alacağı isteminde bulunduğu zaman mahkemece desteğin oranına göre bu değer belirlenir ve ödenir.
Soru 2: Taksitlerin Ödenmesinde Katkısı Olan Eşin, Değer Artış Payı Alacağı Nasıl Hesaplanacaktır?
Banka kredisi ile alınan ve boşanma dava tarihinden sonra da ödemeleri devam etmekte olan malvarlıkları bakımından Yargıtay uygulaması ile bir hesaplama yöntemi getirilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2012/11719E. ve 2013/7824 sayılı ilamına göre; “.…Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davalı ...'in taşınmazın satın alındığı tarihte 120 ay vadeli 20.000 TL konut kredisi çektiği ve mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 19 taksitini ödediği anlaşılmaktadır. Az yukarıda da belirtildiği gibi, kredinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığı ileri sürülmüş olduğuna göre, davalının bu husustaki delillerinin eksiksiz bir biçimde toplanmak suretiyle, evin alımında kullanıldığının belirlenmesi durumunda 120 aya göre ödenen 19/120 oranın edinilmiş mallara katılma rejimi için gözetilmesi gereken artık değer olarak kabul edilmesi, kalan 101/120 oranın ise, davalı ... tarafından ödenmesi gerektiği düşünülerek onun kişisel malı ile ödenecek miktar (borcu) olduğunun kabulü ile belirtilen oranlara göre hesabın yapılması gerekmektedir (karar tarihine yakın tarihteki taşınmazın sürüm değeri / 120 X 19 = bulunacak artık değerin yarısı, "... Taşınmazın sürüm değeri/120 X 101 = çıkacak miktar davalının kişisel malı olup" sürüm değerinden düşülecek borçtur. Yani "... Sürüm değeri-davalının kişisel malı=artık değerin 1/2'si katılma alacağı" olacaktır) bu formüllerden biri ile sonuca ulaşmak mümkündür…” şeklinde belirtilmiştir.
Buna göre ilk olarak mal rejimi içerisinde ödenen miktar toplam ödemeye oranlanacaktır. Hesap sonucu çıkan oran paylaşıma konu malvarlığının tasfiye tarihindeki değeri ile çarpılacak ve yapılan çarpım sonucunda elde edilen değer artık değer olarak kabul edilecektir ve bu artık değerin yarısı diğer eşin katılma alacağı olarak hükme esas alınacaktır.
Av. Ezgi ENGİN
Yorumlar
Kalan Karakter: