Kim daha hızlı?

Kanadalı bir profesöre göre Dünyanın kendi etrafında dönüşü hızlanmış. Atom saatleri kullanılarak yapılan ölçümlerle böyle bir kanıya varılmış. Aslında bana sorsalar, ben tahmin ediyordum zaten. Atom saati falan kullanılmasına da gerek yoktu.
Diyeceksiniz şimdi ‘’Sen nereden bileceksin?’’. Yahu bir dinleyin izah edeyim. Biz eğitimciler için en önemli değerlendirme ölçütlerinden biri ‘’gözlem’’ olduğundan, hep gözlem yaparız. İnsan davranışlarını adeta çeyrek psikolog edasıyla süzer, ölçer, biçer bir kanıya varıp aksiyon alırız. E şimdi Dünya’mız hızlanır da üstündekiler yavaşlar mı hiç? Öyle bir değişir, dönüşür ki şaşıp kalırsınız.
Moda mı? Alayım bir tutam.
Teknoloji? Eh, ondan da 100 gram.
Şan, şöhret? Bir çimdik de ondan…
Bu hıza yetişemeyen, yetişmek istemeyen insanlar yok mu peki? Olmaz olur mu hiç?
Çaycı Omar’la tanıştım bu hafta. İç Anadolu insanı ince ünlüleri pek sevmez. ‘’Ö’ler O’’, ‘’E’ler A’’ oluverir. Omar Emmi İç Anadolu’nun küçük bir ilçesinde, bir sanayide çay ocağı işletiyor. Çay ocağına girmek için birkaç basamak ile aşağı inmek gerek. Sandalyeler demirden, tost makinesi tüplü, tıpkı televizyon gibi. Tüpe güç yetmiyormuş, ne yapacağını bilemiyormuş.
Araçta yapılması gereken ufak bir tadilat için ilk kez orada bulunmam gerekti. Bir yakınımın ‘’Yardımcı oluverin’’ ricası ile Omar Emmi anında beni buldu. Yapılması gereken işlemi sordu. Sanayideki işinin ehli ustaları zihin süzgecinden geçirdi. Bu süreçte Mahmut Usta’dan da yardım aldı. Cebinden tuşlu telefonunu çıkardı. Bütün sanayiyi 3 bölüme ayırmıştı rehberinde ‘’Motorcu ……..’’, ‘’Elektrik …….’’ ve diğerleri. İçlerinden uygun olanları ayırdı, diğerlerini eledi. İşini gücünü bıraktı, birlikte dükkan dükkan gezdik. Çay isteyen olursa ‘’İşim var,’’ deyip siparişi iptal etti, sorunu en kısa sürede en uygun maliyetle çözmem için çabaladı. Motorcu Ahmat’da işimizi hallettik. Beni muhtemelen bir daha hiç görmeyeceğini çok iyi biliyordu, bunu hiç sorun etmedi. Belki ben oradan ayrıldıktan sonra beni hemen unuttu. Tıpkı olması gerektiği gibi. Ama bizim unutmamamız gerek.
Bu adamlar azaldığı için belki de dünya hızlandı. Bıraktı akışına, döndükçe döndü ‘’İnsanların hızı beni geçecek böyle giderse,’’ dedi. Bir yarış başladı aralarında. Yavaşlamak ta bir seçenek belki… Hiç hızlanmamış olmayı yeğlerdim oysa.
Bu haftayı da Kemal Sayar ile noktalayalım kıymetli okur;
‘’Yavaşlayın! Bu hayattan sadece bir defa geçeceksiniz.’’
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.