Önceden olsa uzun uzun yazardım:
‘’Şu sınav açıklandı, buna şu kadar kaldı, aman kaçırmayın, pişman olmayın sonra üzülürsünüz ,’’ falan diye. Artık yazmıyorum. Bizim sınavlar yazmakla bitecek gibi değil, belki ondandır.
O yüzden sınavlardan ve sonuçlarından bahsetmeyeceğim. Dün YKS açıklandı, yarın LGS sonra KPSS… Bizde maratonlar bitmez, siz yeter ki ‘’koşacağım,’’ deyin.
İnsanlar uzun yazıları görünce şöyle bir geri adım atıyor zaten, okumaya karşı ön yargımız mı vardır, nedir? Bilemedim.
Okuduklarından duru bir fayda elde etmek istiyor okur. Ya kesin bir bilgi elde edecek ya da okudukları duygularına hitap edecek; kısa bir fıkra yahut ‘’Sular kesilecek, tedbirinizi alın,’’ gibi.
Okuduklarında yazandan bir parça bulmak istiyor okur, ama çok da teferruatlı değil. Sonunda ‘’Aa bu muymuş anlatan,’’ demek istemiyor sanırım.
Bir ara ‘’Bloggerlar’’ türemişti mesela.
En iyi alış veriş nasıl yapılır.
En iyi tatile nasıl gidilir.
En iyi makyaj tüyoları…
En iyilerin sonu yoktu. Herkes herkese bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Bu rüzgar da uzun sürmedi.
‘’Bloggerların’’ bir kısmı ‘’Youtuberlara’’ dönüştü. Anlattıklarını videoya çekmeye başladılar bu kez de. Sanki bu yöntem daha çok tuttu ama ben asıl bundan sonraki aşamayı merak ediyorum.
Çünkü insanoğlu hep kendisiyle yarış içinde, hem de her alanda.
Kız veren kaynanalar ‘’Falancanın düğününde 8 bilezik takmış oğlan evi, biz 10 isteriz,’’ diyerek.
Çiğköfteciler ‘’Filanca 20 kilo çiğköfteye 3 kilo zeytinyağı koyuyormuş, biz 5 koyalım,’’ diyerek.
Yeme içme sektöründeki fenomenler ‘’Şunlar dans ederek yemek satıyormuş, biz de amuda kalkıp da satalım,’’ diyerek.
Hırslı ve hızlı velilerimiz ‘’Bilmem kimin çocuğu ilk on bine girmiş yavrum, senin ilk beş bine girmen lazım,’’ diyerek bir yarışın içine girmişler. Kalite artıyor mu? Bilinmez. Ama şahsen bazen komik göründüklerini söyleyebilirim.
Yan yana yürümeyi pek beceremiyoruz. Muhakkak biri öne geçmek istiyor. Geride kalan bu durumdan hoşnut olmuyor. O daha da önde olmak istiyor. Günün sonunda herkes soluk soluğa kalıyor.
Ben demedim mi size ‘’Boşuna yarışmayın, kazanamazsınız,’’ diye.
Bu haftayı da Ömer Hayyam ile noktalayalım kıymetli okur.
‘’Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi."
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.
Net bilgi mi?
Önceden olsa uzun uzun yazardım: ??Şu sınav açıklandı, buna şu kadar kaldı, aman kaçırmayın, pişman olmayın sonra üzülürsünüz ,?? falan diye
Yayınlanma :
21.07.2022 10:00
Güncelleme
: 21.07.2022 10:00
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: