YAŞAMAK

Merhaba Sevgili Okur,
“Yaşamak” dendiğinde neler algılıyoruz merak ediyorum. “Sadece karnını doyurup hayata devam etmek mi? Yoksa, anın kıymetini bilip gerçekten hayatı yaşamak mı?” Ekonomik zorluklarla dolu günlerimiz, çoğumuza “yaşamak “ kelimesini sanırım sadece birincil ihtiyaçlarımız olan beslenmek, barınmak gibi ihtiyaçları gidermeyi algılatıyor. Oysa gerçekten yaşamak sizce de sadece bu kadar mı?
Sevgili okurlar, bu konu hayata bakış açıcısı, beklentiler ve beklentilerin giderilmesi adına çaba harcamak açısından gerçekten önemli bir nokta. Hayattan beklentimiz ne ise onu yaşadığımıza inanıyorum. Beklentilerimizi çok yüksek tutup hayal kırıklıkları yaşayalım demiyorum elbette ama beklentilerimizin sadece beslenmek ve barınmak kadar az olmaması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Çünkü “yaşamak” denilen o kelime tek gibi görünse de içinde birçok kelimeyi barındıran zengin bir hazine diyebiliriz. Herkes için farklı anlamlar algılatsa da içinde gezmek, farklı lezzetleri tatmak, müzik dinlemek, kaliteli sohbetler etmek, yeni yerler keşfetmek, okumak, araştırmak, spor yapmak, sinemaya, tiyatroya gitmek, yüzmek, koşmak, dans etmek gibi ruhumuza iyi gelecek ihtiyaçları içinde barındırmaktadır.
Bugün baktığımda birçok çocuğun birçok şeyden mahrum kaldığını görüyor, özellikle çocuklar için eşitsizliklerin çok fazla olduğunu görüyorum. Ekonomik olarak sıkıntıda olmak birçok şeyin yapılmasına engel gözüküyor ama yeterince yapılan araştırmalarla birçok şeye ücretsiz olarak sahip olabilme imkânlarının olduğunu da unutmamak gerekir. Biz ebeveyn olarak çocuklarımıza bu hakları sağlamayı gerçekten istiyorsak yeterince araştıralım. Belediyelerin yaptığı ücretsiz etkinlikleri, okul faaliyetlerini kaçırmayalım. Ve en önemlisi aslında bunları hak ettiğimizi, bunların insan hayatı için beslenmek ve barınmak gibi gerçekten ihtiyaç olduğunu kabul edelim. Kendimiz ve çocuklarımızı iyi yaşama hakkına kavuşturmak için mücadelemizi sürdürelim.
İnsan, mutluluğu bedeni ve ruhu birlikte beslendiğinde en üst düzeyde hissedecektir. Mutlu olan bireylerden oluşan toplumlarında gelişim göstergeleri mutsuz bireylerden oluşan toplumlara göre daha fazladır. Gelişmişlik ve çağdaşlık içinde büyüyen çocuklar “yaşamak” kelimesini tam anlamıyla algılayacaktır.
Bir yerden başlamak gerekir sevgili ebeveynler. Ailecek evde film izlemek ile başlayabiliriz diye düşünüyorum ve sizlere bu hafta için birkaç film önerisinde bulunmak istiyorum: Rüzgarı Dinleyen Çocuk, Umudunu Kaybetme, Mucize, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, Bizim Köyün Şarkısı, Coco, Ratatuy, Görevimiz Tatil, Oyunbozan Ralph, Dangal…
Gayemiz; yaşama seyirci olmak değil, yaşamın oyuncuları olmak olsun. Anın kıymetini bilerek yaşayacağımız günlere.
Sevgilerimle…
Çok Kitabı Yazarı Işık SARAÇ