Fırtına gibi esti. İnşaat sektöründe ev hayali kuranları evlendirdi. Hiç kimseye zorla ev satmadı. Nam-ı Diğer Hoca, yeniden eski günlerine dönmek için daha çok çalışıyor.
Son yıllardaki inşaat sektörüne girmeyen, ucundan tutmayan kalmadı. Bunların içinde en çok dikkat çeken isim Mustafa Bayar’dı. Kod adıyla söyleyecek olursak Hoca.
Binlerce daire yaptı. Ev hayali kuranları ev sahibi yaptı. Her keseye uygun konut üretti ve herkesin gelirine göre taksitlendirme yaptı. Neler söylenmedi ki; Bayar ile ilgili. İnternete bir girip bakın bakalım. Öve öve bitiremediğimiz Mustafa Bayar’ı şimdi döve döve bitirmek istiyoruz.
Yeri geldi kredisiz ev sattı. Küçük küçük başladığı işler çığırından çıktı ve kısa sürede şehrin konuttaki anahtarı oldu. Bu böyle de sürüp gitti. Taa ki; kur patlayıp her şeye zam gelene kadar. Bankalar, faiz oranlarını artırdı. Zamlar ardı ardına geldi. Direk etkilenen ve durma noktasına gelen inşaat sektöründe hemen hemen tüm müteahhitler nakit sıkıntısına düştü. Çünkü çark durmuş yada durma noktasına gelmişti.
Bu durgunlukta ilk akla gelen isim Mustafa Bayar oldu. Çünkü, sektörün ağabeyleri onun büyümesini, inşaatta herkesten hızlı koşmasını hazmedemiyordu. Battı batıyor diye dedikoduların ardı arkası kesilmedi.
Oysa ekonomik koşullar nedeniyle sıkıntıya düşen bir tek Mustafa Bayar değildi. Biga’da, Çan’da pek çok müteahhit sıkıntılar içinde kıvranıyordu. Keza Çanakkale merkezde pek çok müteahhit durgunluktan tükenme noktasına gelmişti ama kimse onları konuşmuyordu.
Varsa yoksa Hoca.
Hoca battı. Hocanın kapısına dayandılar. Hoca işlerini bitiremiyor. Hoca proje üzerinden yaptığı satışları geri ödeyemiyor. İnşaatları durdu. Hoca kaçacak.
Oysa hoca birilerin milyon fiyatlara sattı daireleri yarı fiyatını satıyordu. 1+1 konutu 500 bin liraya satanların yanında 100 bin liraya veren yine Hoca’ydı. Peki zorla mı satmıştı.
Bir insan hakkında bu kadar şey söylenirse kim olursa olsun ekonomik sıkıntı içine düşer. Hoca da düştü ama kaçmadı. Ayağa kalkmak için çalışıyor. İnşaat sektörü öyle bir sektör ki; betoncusundan, seramikçisine, boyacısından mobilyacısına, işçisine herkesi etkiledi.
Umarız ve dileriz ki; zarar görmüş veya görmek üzere olan inşaatçıların tümünün çarkı yeniden dönmeye başlar ve yeniden piyasaya hareket gelir.
Böylesi ekonomik duraklamalarda “batıyor, batacak” demek son derece tehlikeli ve acımasız söylemdir. Mustafa Bayar, bu şehrin bir aktörüdür. En çok göz önünde o olduğu için adını yazdık. En çok o dikkat çektiği için inşaat sektörünün sıkıntısını onun üzerinden dile getirmek istedik.
Şimdi uyanık, cebinde birkaç yüz bin lirası olan yamyamlar çıktı piyasaya. Nakit sıkıntısı çeken müteahhitlerin elindeki mülkleri yok pahasına kapatmak istiyor. Çoğu zaman kapatıyorlar da. Umarız ve dileriz ki; bütün müteahhitler bu duraklamayı acısız, kayıpsız ve batıksız atlatır.
Binlerce daire yaptı. Ev hayali kuranları ev sahibi yaptı. Her keseye uygun konut üretti ve herkesin gelirine göre taksitlendirme yaptı. Neler söylenmedi ki; Bayar ile ilgili. İnternete bir girip bakın bakalım. Öve öve bitiremediğimiz Mustafa Bayar’ı şimdi döve döve bitirmek istiyoruz.
Yeri geldi kredisiz ev sattı. Küçük küçük başladığı işler çığırından çıktı ve kısa sürede şehrin konuttaki anahtarı oldu. Bu böyle de sürüp gitti. Taa ki; kur patlayıp her şeye zam gelene kadar. Bankalar, faiz oranlarını artırdı. Zamlar ardı ardına geldi. Direk etkilenen ve durma noktasına gelen inşaat sektöründe hemen hemen tüm müteahhitler nakit sıkıntısına düştü. Çünkü çark durmuş yada durma noktasına gelmişti.
Bu durgunlukta ilk akla gelen isim Mustafa Bayar oldu. Çünkü, sektörün ağabeyleri onun büyümesini, inşaatta herkesten hızlı koşmasını hazmedemiyordu. Battı batıyor diye dedikoduların ardı arkası kesilmedi.
Oysa ekonomik koşullar nedeniyle sıkıntıya düşen bir tek Mustafa Bayar değildi. Biga’da, Çan’da pek çok müteahhit sıkıntılar içinde kıvranıyordu. Keza Çanakkale merkezde pek çok müteahhit durgunluktan tükenme noktasına gelmişti ama kimse onları konuşmuyordu.
Varsa yoksa Hoca.
Hoca battı. Hocanın kapısına dayandılar. Hoca işlerini bitiremiyor. Hoca proje üzerinden yaptığı satışları geri ödeyemiyor. İnşaatları durdu. Hoca kaçacak.
Oysa hoca birilerin milyon fiyatlara sattı daireleri yarı fiyatını satıyordu. 1+1 konutu 500 bin liraya satanların yanında 100 bin liraya veren yine Hoca’ydı. Peki zorla mı satmıştı.
Bir insan hakkında bu kadar şey söylenirse kim olursa olsun ekonomik sıkıntı içine düşer. Hoca da düştü ama kaçmadı. Ayağa kalkmak için çalışıyor. İnşaat sektörü öyle bir sektör ki; betoncusundan, seramikçisine, boyacısından mobilyacısına, işçisine herkesi etkiledi.
Umarız ve dileriz ki; zarar görmüş veya görmek üzere olan inşaatçıların tümünün çarkı yeniden dönmeye başlar ve yeniden piyasaya hareket gelir.
Böylesi ekonomik duraklamalarda “batıyor, batacak” demek son derece tehlikeli ve acımasız söylemdir. Mustafa Bayar, bu şehrin bir aktörüdür. En çok göz önünde o olduğu için adını yazdık. En çok o dikkat çektiği için inşaat sektörünün sıkıntısını onun üzerinden dile getirmek istedik.
Şimdi uyanık, cebinde birkaç yüz bin lirası olan yamyamlar çıktı piyasaya. Nakit sıkıntısı çeken müteahhitlerin elindeki mülkleri yok pahasına kapatmak istiyor. Çoğu zaman kapatıyorlar da. Umarız ve dileriz ki; bütün müteahhitler bu duraklamayı acısız, kayıpsız ve batıksız atlatır.