Çevre gönüllülerinin yanı sıra Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, CHP Merkez İlçe Başkanı Can Ergun, belediye meclis üyeleri ve CHP’li yöneticiler de etkinliğe katıldı. Yapılan açıklamada, enerji ve maden yatırımlarına yönelik kapsamlı düzenlemeler içeren ve 13 Haziran 2025’te TBMM’ye sunulan 95 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” sert şekilde eleştirildi.
Basın açıklamasında, söz konusu teklifin zeytinlikleri, ormanları, sulak alanları ve köylülerin geçim kaynaklarını tehdit eden düzenlemeler içerdiğine dikkat çekildi. Açıklamada; "Enerji ve maden yatırımlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi 13.06.2025 tarihinde 95 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adıyla TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Ekinde zeytinlikleri, yaşam alanlarını, köylülerin geçimlik tarlalarını kapsayan iki adet haritada bulunan torba kanun adeta enerji projeleri ve vahşi madencilikte son noktayı koyar nitelikte. Kanun teklifi ülkemizin taraf olduğu çevre koruma sözleşmelerini, Anayasa ve doğa koruma yasalarını tümüyle yok sayıyor! AKP’li milletvekillerinin teklifi ile siyasi iktidar adeta devlet eliyle tüm ülke coğrafyasını tepsi içinde maden şirketlerine hibe ediyor!
Kanun teklifi; Çevre, Maden, Mera, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımı ve Elektrik Piyasası Kanunlarında çok kapsamlı değişiklikleri içeriyor. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerine yeni düzenlemeler getirilmek isteniyor. “ÇED olumlu” kararı alınmadan onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulabilecek.
Metalik madenler ile kömür madenlerini kapsayan IV. grup madenler ile stratejik veya kritik madenlere yönelik ÇED süreçlerinde, kurumlar tarafından izin verilmemesi durumunda, Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlığında; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile izinler hakkında karar vermeye yetkili Bakanlardan oluşacak bir kurul oluşturuluyor. İzin verilmeyecek maden kalmaması için oluşturulan bu kurul tüm yetkilerini cumhurbaşkanından alacak!
Tüm bu sağlanacak imtiyazlar yetmemiş olacak ki cumhuriyet tarihinin en büyük ormansızlaştırılmasını yaşadığımız bu siyasi iktidar bir ilke daha imza atmayı planlıyor. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), Devlet ormanlarının ücretsiz sahibi oluyor. MAPEG 2 yıl süreyle bedelsiz madencilik izni verebilecek, ÇED sürecinin tüm kurum görüşmelerini doğrudan yapacak, arama faaliyetleri izni verilen maden alanlarında beklemeden işletme iznini de verecek. MAPEG şirketler için devlet içinde görevlendirilmiş olağanüstü yetkilerle donatılmış bir kurum halini alacak!
Sit alanları, korunan alanlar, sulak alanlar da tehlikede.
Siyasi iktidarın daha önce 9 kez zeytin yasasını delme girişimlerinin toplumun büyük bir kısmı ve muhalafetin tepkileri ile geri çekmesi belli ki iktidarı bu ısrarından vazgeçirmemiş aksine ölmez ağacını öldürmeye and içmiş inadı artarak devam etmiş!
Yenilenebilir enerji kaynak alanları için ihtiyaç duyulan mera alanlarının tahsis amacı değiştirilebilecek. Özel mülkiyete konu alanlara acele kamulaştırılma ile el konulacak.
Bu değişiklikler ile yapılmak istenen, kamuoyunun ve yargının herhangi bir denetimine tabi tutulmadan, enerji ve maden şirketlerine istedikleri gibi keyfi ve kanunsuz hareket etme olanağını sunmaktır!
Ülkedeki aktif siyasetin demokratik olarak tıkandığı bir noktada enerji ve maden şirketlerinin elini bu kadar güçlendirecek olan imtiyazların veriliyor olması oldukça düşündürücüdür. Üçüncü dünya ülkelerinde dahi görülmeyecek kanun teklifinin içeriği ile “Süper izinler” ile ülkemiz adeta enerji ve maden şirketleri himayesine giriyor demek çok da abartılı bir ifade olmayacaktır.
Kanun teklifi 19 Haziran perşembe günü ilgili Meclis Komisyonu’nda görüşülecek. Kazdağları Ekoloji Platformu bileşenleri olarak aynı gün komisyon toplantısı saatlerinde bizler de eylemde olacağız.
Ülke coğrafyasını, bu coğrafya üzerindeki korumamız gereken ormanları, zeytinlikleri, tabiat ve kültür ve varlıklarımızı, her bir vatandaşımızın özel mülkiyet hakkını gasp ederek enerji ve maden şirketlerine devredecek olan bu kanun teklifini kabul etmiyoruz! Kanun teklifinin yasalaşma sürecini engellemek için mücadelemizi büyüteceğiz!" ifadeleri yer aldı.
HANiFE ÇETiN

