Ülkemizin milli iradesinin sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun üzerinden 99 yıl geçmiş. Manidar bir biçimde çocuklara hediye edilen bayram günü tüm ülkede coşkuyla kutlandı. İlimizde de o heyecanı ve coşkuyu hissettik. Kordon boyu yine çocuk sesleriyle cıvıldadı. Kordon boyunda kurulmuş tasarım stantlarında çocukların oluşturduğu birbirinden ilginç fikirler vardı. Hava her zamanki gibi gene kapalıydı. Kat kat halk oyunu kıyafetlerine bürünmüş minikler adına sevindim. Bu defa bu serinlikte üşümeyeceklerdi. Geçen yılki gibi bu yıl Çanakkale’de Dünya çocukları yoktu. Gözümüz muhteşem renkleriyle o çocukları aradı. 23 Nisan’ı mütakiben Anzak günü ayini oldu karşıda. Avustralya ve Yeni Zelanda’dan her yıl olduğundan daha az katılımcı geldi. Yeni Zelandalıların gelmemelerinin nedeni geçtiğimiz günlerde ülkelerinde olan terör olayları olabilir mi?
Şu sıralar, geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu’nun başına gelenlerden sonra linç tartışmaları var. Linç, ülkemizde resmen suç değil. Dolayısıyla tutuklananlar hürriyete saldırı, darp, hakaret gibi suçlardan yargılanabilecekler. Göz altına alınanlardan biri dışında hepsi serbest. Daha önce meclise linç kanunu ile ilgili tasarı verilmiş ve suç olarak kanunlaşması istenmiş ve reddedilmiş. Lincin suç olarak yasalaşması kimlerin işini nasıl aksatıyor acaba? Diğer bir deyişle, linç yasayla suç haline gelirse yürümeyecek işler ne? Bütün bunların dışında daha vahim açıklamalar duyduk.
Bahçeli: Nereye nasıl gideceğini iyi bileceksin, dedi. Süleyman Soylu da: Bana sorsalar gitmeyin derdim, dedi. Hulusi Akar: Tepkinizi verdiniz, dedi olaya karışan güruha. Ve “tepki”nin altını çizdi.
Yani “halkın yoğun tepkisi var”. Bu çok aşikar ve Kılıçdaroğlu’nu orada istemiyorlar da o bile bile gitmekle hata yaptı diyerek hep bir ağızdan oluşturmaya çalıştıkları algıyı çocuk bile anlar. Yakında yapılan yerel seçim ve onun sonuçları olmasaydı bu saldırı yapılır mıydı acaba?
Şehit cenazesinde halk tarafından öfke duyulan bir merci varsa o da iktidar olmalı. Muhalefet partisi liderine verilen tepki çok şaibeli.
Beni asıl endişelendiren şu ki; her zaman bir algı oluşturuluyor ve algı yönetimi yapılıyor olabilir. Yani kamuoyu bir şekilde yönlendirilmek isteniyordur. Bu kez her şey aleni ortada. Sokakta sıradan insanlar komplolardan, tezgahlardan bahsediyor. İstanbul belediye seçimi sonucu sonrası mazbatanın uğradığı sürüncemeyi ve amacını, linç girişimi ve amacını konuşuyor. Herkes farkında ve kabul etmiş. Sonuç olarak da normalleşmiş. İşte beni asıl endişelendiren bu normalleşme. Olsun gene de az şey değildir. Bu farkındalık ortak bir akıl oluşturur. Yeri geldiğinde tecelli eder. Kesinlikle umudu bulandırmak yok. Bu güzelim bahar günlerinde tabiatla birlikte yenilenmek ve umut yüklenmek ümidiyle, hoşçakalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 27 Nisan 2019 - 11:22
Bayram Ve Güncel Endişeler
Ülkemizin milli iradesinin sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun üzerinden 99 yıl geçmiş
YAZARLAR
27 Nisan 2019 - 11:22
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir