Boğaz çıkışında stratejik bir konuma sahip olan Bozcaada, tarih boyunca pek çok medeniyetin istilasına uğradı. Bu nedenle ada halkı, yüzyıllar boyunca ancak bu denli büyük ve güçlü bir kale ile güvenlik sağlayabildi. Bugün ise var olma amacını çoktan yitirmiş gibi duran kale, tarih meraklılarını ve ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor.
Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olarak gösterilen Bozcaada Kalesi’nin ilk olarak kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak Fenikeliler, Cenevizliler ve Venedikliler gibi birçok uygarlığın bu kaleyi kullandığı biliniyor. Mevcut yapısı ise Fatih Sultan Mehmet döneminde 1455 yılında, önceki kalıntılar üzerine yeniden inşa edildi. Venedik-Osmanlı mücadelelerinde aldığı hasarlar sonrası Köprülü Mehmed Paşa zamanında (1657) kapsamlı bir onarım gören kale, II. Mahmut döneminde (1815) büyük ölçüde yeniden yapılarak bugünkü görünümüne kavuştu.
Adanın kuzeydoğu ucunda, kayalık bir zemin üzerine kurulu olan kale, geçmişte suyla dolu bir hendekle çevriliydi. Bir zamanlar asmalı bir kapıyla giriş yapılan kaleye, bugün sabit bir köprü üzerinden ulaşmak mümkün. Geçmişte kale içerisinde iki cami bulunurken, bugün yapı büyük ölçüde boş. Ancak yılın belirli dönemlerinde düzenlenen konser ve festivaller, kaleye yeniden hayat katıyor.
Kale içinde, Bozcaada çevresinden çıkarılmış amforaların sergilendiği bir oda ve adaya ait eski mezar taşlarının yer aldığı açık hava sergisi yer alıyor. Ziyaretçilerine tarihi bir yolculuk sunan Bozcaada Kalesi, hem mimarisi hem de taşıdığı kültürel mirasla dikkat çekmeye devam ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: