[video width="640" height="352" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2022/01/WhatsApp-Video-2022-01-06-at-16.41.30.mp4"][/video]
Belediye Başkan Yardımcısı M. İrfan Mutluay, TÜMAD’ın Lapseki Şahinler Köyü’nde yapmayı planladığı altın-gümüş madeni projesinin halka tanıtım toplantısına katılarak, bir konuşma yaptı. Konuşmasında Mutluay, bu projeyi yapmak isteyenler için suyun ve hayatın değerinin olmadığını söyledi.
Belediye Başkan Yardımcısı M. İrfan Mutluay TÜMAD’ın Lapseki Şahinler’de yapmayı planladığı altın-gümüş madeni projesinin halka tanıtım toplasına katılarak, “Aynı senaryoyla karşı karşıyayız. Tıpkı Kirazlı’da, Hacıbekirler’de olduğu gibi. Nedir bu senaryo? Bir iki gündür ben bu ÇED başvuru dosyasını inceliyorum. 2013 yılında Eczacıbaşı firması 5 hektarlık bir alanda metrolit işletmesi çıkarmak üzere bir ruhsat almış. Bu bildiğiniz kil. Sonra aynı yıl tesadüfen, gökten vahiy inmiş bu insanlar burada altın-gümüş olduğunu keşfetmişler. Bu 5 hektar alan birden 34 hektara çıkmış. Geldiğimiz nokta bu 5 hektarda yılda 11 ton kil çıkaracaklarını söylemişler. Sonra demişler ki ben yılda 509 bin altın ve gümüş çıkarırım. 2021 yılına geldiğimizde bu 5 hektar, ÇED başvuru dosyasıyla beraber 429 hektara çıkmış. Yani 4 bin 290 dönüm alanda şu an bu proje yapılmak isteniyor. Bu on bin tonda yıllık 200 bin ton cevhere, kazı birimi de 39 milyon tona çıkmış. 750 futbol sahası büyüklüğündeki bir alana tekabül ediyor. Bu suyu nereden alacaksınız? ÇED dosyanızda bunlardan bahsedilmiyor. Ne kadar ağaç keseceksiniz? Bunlar da yok. Çünkü bunlar için ormanın, suyun, hayatın değeri yok. Neyi yok edeceksiniz? Bunlar bizim topraklarımız. Uğrunda canımızı verdik bu topraklar için. Bu dosyada tarım da yok. Bunu hazırlayanlar, kopyala-yapıştır bir dosya hazırlamışlar. Amatörlerce hazırlamışlar, çok fazla üzerinde durmalarına da gerek yok. Çünkü ne gönderirlerse geçiyor. Burası Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden biri. Türkiye’de üretilen şeftalinin dörtte biri Çanakkale’de üretiliyor. Önemli bir bölümü Lapseki’de. Üretim miktarları bakımından Türkiye birincisi. Dünyanın en kaliteli ürünleri burada üretiliyor. Buranın değeri tarımsal ürünler. Bu yapılacak faaliyetin hepsi, özellikle tarımsal üretiminize ve gelirinize etki edecektir.” İfadelerini kullandı.
“PARSEL PARSEL SATILMIŞ DURUMDA”
Bu maden projesiyle su kaynaklarının ve tarımın mahvolacağını söyleyen M. İrfan Mutluay, “Şuanda içinde yaşadığımız coğrafyanın yüzde 79’u ruhsatlandırılmış durumda. Parsel parsel satılmış durumda. Biz bunlara hayır demek için buradayız. Bu ülkede tarım çökmüş durumda. Üretim maliyetleri arttığı için, işsizlik revaşta olduğu için bu insanlar kapısında, iş bulma vaatleriyle kuyruğa giriyoruz. Burada da kalmayacaklar. Bunların ruhsat alanları 27 bin 660 dönüm. Nasıl 5 hektar 34 hektara, 34 hektar 429 hektara çıktıysa, bu ruhsat alanlarının tamamını kullanacaklar. Buradaki dünyanın en kaliteli ürünleri lekelenecek. Havzasında bu kadar çok metalik madencilik faaliyetinin yapıldığı, siyanürün kullanıldığı, ağır metallerin sulara karıştığı bir ortamda üretilen bir ürünü siz pazara sunduğunuzda aynı fiyata satabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Gümrük kapılarından geri dönersiniz. Gelelim Bayramdere Barajına. Bakın burada Uğurbey Barajı var. Bunların her biri hepimizin kuruş kuruş ödediği vergilerle inşa ediliyor. Bunlar meyve ve sebzelerini sulamak için inşa edildi. Bu maden su kaynağı nereden temin edecek? Şahinli’Nin dört-beş tane su kaynağı maden işletmesinin altında kalmadı mı? Kocabaşlar’dan su getirmek zorunda kalmadınız mı?” şeklinde konuştu.
Belediye Başkan Yardımcısı M. İrfan Mutluay TÜMAD’ın Lapseki Şahinler’de yapmayı planladığı altın-gümüş madeni projesinin halka tanıtım toplasına katılarak, “Aynı senaryoyla karşı karşıyayız. Tıpkı Kirazlı’da, Hacıbekirler’de olduğu gibi. Nedir bu senaryo? Bir iki gündür ben bu ÇED başvuru dosyasını inceliyorum. 2013 yılında Eczacıbaşı firması 5 hektarlık bir alanda metrolit işletmesi çıkarmak üzere bir ruhsat almış. Bu bildiğiniz kil. Sonra aynı yıl tesadüfen, gökten vahiy inmiş bu insanlar burada altın-gümüş olduğunu keşfetmişler. Bu 5 hektar alan birden 34 hektara çıkmış. Geldiğimiz nokta bu 5 hektarda yılda 11 ton kil çıkaracaklarını söylemişler. Sonra demişler ki ben yılda 509 bin altın ve gümüş çıkarırım. 2021 yılına geldiğimizde bu 5 hektar, ÇED başvuru dosyasıyla beraber 429 hektara çıkmış. Yani 4 bin 290 dönüm alanda şu an bu proje yapılmak isteniyor. Bu on bin tonda yıllık 200 bin ton cevhere, kazı birimi de 39 milyon tona çıkmış. 750 futbol sahası büyüklüğündeki bir alana tekabül ediyor. Bu suyu nereden alacaksınız? ÇED dosyanızda bunlardan bahsedilmiyor. Ne kadar ağaç keseceksiniz? Bunlar da yok. Çünkü bunlar için ormanın, suyun, hayatın değeri yok. Neyi yok edeceksiniz? Bunlar bizim topraklarımız. Uğrunda canımızı verdik bu topraklar için. Bu dosyada tarım da yok. Bunu hazırlayanlar, kopyala-yapıştır bir dosya hazırlamışlar. Amatörlerce hazırlamışlar, çok fazla üzerinde durmalarına da gerek yok. Çünkü ne gönderirlerse geçiyor. Burası Türkiye’nin en önemli tarım merkezlerinden biri. Türkiye’de üretilen şeftalinin dörtte biri Çanakkale’de üretiliyor. Önemli bir bölümü Lapseki’de. Üretim miktarları bakımından Türkiye birincisi. Dünyanın en kaliteli ürünleri burada üretiliyor. Buranın değeri tarımsal ürünler. Bu yapılacak faaliyetin hepsi, özellikle tarımsal üretiminize ve gelirinize etki edecektir.” İfadelerini kullandı.
“PARSEL PARSEL SATILMIŞ DURUMDA”
Bu maden projesiyle su kaynaklarının ve tarımın mahvolacağını söyleyen M. İrfan Mutluay, “Şuanda içinde yaşadığımız coğrafyanın yüzde 79’u ruhsatlandırılmış durumda. Parsel parsel satılmış durumda. Biz bunlara hayır demek için buradayız. Bu ülkede tarım çökmüş durumda. Üretim maliyetleri arttığı için, işsizlik revaşta olduğu için bu insanlar kapısında, iş bulma vaatleriyle kuyruğa giriyoruz. Burada da kalmayacaklar. Bunların ruhsat alanları 27 bin 660 dönüm. Nasıl 5 hektar 34 hektara, 34 hektar 429 hektara çıktıysa, bu ruhsat alanlarının tamamını kullanacaklar. Buradaki dünyanın en kaliteli ürünleri lekelenecek. Havzasında bu kadar çok metalik madencilik faaliyetinin yapıldığı, siyanürün kullanıldığı, ağır metallerin sulara karıştığı bir ortamda üretilen bir ürünü siz pazara sunduğunuzda aynı fiyata satabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Gümrük kapılarından geri dönersiniz. Gelelim Bayramdere Barajına. Bakın burada Uğurbey Barajı var. Bunların her biri hepimizin kuruş kuruş ödediği vergilerle inşa ediliyor. Bunlar meyve ve sebzelerini sulamak için inşa edildi. Bu maden su kaynağı nereden temin edecek? Şahinli’Nin dört-beş tane su kaynağı maden işletmesinin altında kalmadı mı? Kocabaşlar’dan su getirmek zorunda kalmadınız mı?” şeklinde konuştu.