Basın açıklamasında, 25 Kasım’ın tarihine değinilerek, 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör Rafael Trujillo rejimine karşı mücadele eden Mirabel Kardeşlerin tecavüz ve işkenceyle katledildiği hatırlatıldı. Bu acı olayın ardından kadınların şiddetin her türüne karşı mücadelesini yükselttiği ve bu günün Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak anılmaya başlandığı ifade edildi.
"Her Üç Kadından Biri Şiddet Görüyor"
Kadına yönelik şiddetin sadece bireysel bir sorun olmadığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve cinsiyetçi politikaların bu şiddeti beslediği vurgulandı. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına atıfta bulunulan açıklamada, kadına yönelik şiddetin; fiziksel, cinsel ve psikolojik zararlar ile kadınların temel insan haklarının ihlaline yol açtığı belirtildi.
"Toplumsal Cinsiyet Eşitsizlikleri Şiddetin Kaynağı"
Kadınlara yönelik şiddetin kaynağına inmenin önemine dikkat çeken kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, failleri cesaretlendiren cezasızlık politikalarının, ücret adaletsizliğinin ve cam tavanların şiddeti körüklediğini dile getirdi. Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, doğum kontrol yöntemlerine erişimin kısıtlanması ve mağdur suçlayıcı söylemler gibi cinsiyetçi politikaların bu durumu daha da ağırlaştırdığına vurgu yapıldı.
"Şiddetsiz, Eşit ve Özgür Bir Yaşam İstiyoruz"
Kadınlar, İran’da ve dünyanın farklı yerlerinde yaşanan şiddete de değinerek, kadının fiziksel, cinsel ve psikolojik bütünlüğünün dokunulmaz olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kadın haklarının temel insan hakları olduğunun altı çizilerek, “Kadına yönelik her türlü şiddet sonlanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” mesajı verildi.
Açıklama, kadınların taleplerini yüksek sesle dile getirdiği şu sloganla son buldu: “Kadın, Yaşam, Özgürlük!”.
Yorumlar
Kalan Karakter: