100 Yıllık Tarihin Üzerine Terk Edilmişlik Çöktü
Çanakkale’nin merkezinde, kentsel sit alanı sınırları içinde yer alan Zafer Meydanı, kentin çok kültürlü geçmişine tanıklık etmiş en önemli alanlardan biri. Surp Kevork Ermeni Kilisesi, Tıflı Camii, dünyaca ünlü Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi, Nedime Hanım Binası ve Ece Ayhan Kültür Evi gibi tarihi yapılarla çevrili olan meydan, adeta kentin kalbini temsil ediyor.
Zafer Meydanı her ne kadar unutulmuş, kaderine terkedilmiş olsa da orada duruyor ve 100 yıldır şehrin tarihine tanıklığını sürdürüyor.
Ancak bugün meydanı ziyaret edenler, tarihin ihtişamından çok, döküntü haldeki binalar, gelişi güzel park edilmiş motosikletler ve otomobiller ile karşılaşıyor. Yerel yönetimin tamamladığını duyurduğu çevre düzenleme çalışmaları ise alanın kimliğini kurtarmaya yetmedi.
Zafer Meydanının tam kalbi; Eski Ermeni Kilisesi önünde bir grup işgal kuvveti ve toplarıyla bekliyor.
Turistlerin Haritadan Bulduğu Meydan Şaşkınlık Yaratıyor
Çanakkale’ye gelen yerli ve yabancı turistler, kentin en bilinen noktalarından biri olan Aynalı Çarşı’nın hemen yanı başında bulunan Zafer Meydanı’nı merakla ziyaret ediyor. Haritalarda “gezilecek tarihi merkez” olarak görülen bu bölge, ne yazık ki ziyaretçilerini hayal kırıklığına uğratıyor.
Meydan çok şey anlatıyor ama dinleyen yok; anlamak isteyen yok. Oysa tanıklığı, yaşanmışlığı bu gün yok sayılarak kaybolup gitmesine izin veriliyor. İşte o simetrik mimarisiyle terkedilmiş bina kamuya ait ama ilgisizlikten çökmüş.
Turistler, tarihe tanıklık etmiş kilise, cami ve kütüphaneyi görmek isterken bakımsızlık, çökmüş yapılar ve düzensizlikle karşılaşıyor. Böylece kent için eşsiz bir turizm değeri olması gereken meydan, Çanakkale’nin “unutulmuş kalbi” haline gelmiş durumda.
Kilise, Cami, Kütüphane: Tarih Ortak Ama Sonuç Aynı
Surp Kevork Ermeni Kilisesi, 1669’da inşa edilip defalarca yeniden yapılmasına rağmen bugün kaderine terk edilmiş ve yalnızlık içinde sessizliğini koruyor. Oysa yine tarihin derinliğindeki gibi kilise olarak kullanılabilse.
Ermeni Kilisesi; 2012 yılında mutlaka ibadete açılması gerektiği yönünde açıklamalarla gündeme taşınmış ancak gerçekleşmemişti. Bu gün Üniversiteye ait olan kilise sema gösterileriyle dikkat çekiyor. Kısmen de olsa dini yapısı korunuyor.
Tıflı Camii, bir dönem mahallenin dini eğitim merkezi iken şimdi çevresindeki ilgisizlikle gölgede kalıyor.
Tıflı Cami; meydanın hemen yanında yer alıyor. Korfman Kütüphanesi ile karşı karşıya.
Korfmann Kütüphanesi, Troia kazılarının unutulmaz başkanının mirası, binlerce esere ev sahipliği yapıyor. Buna rağmen dünyaca ünlü; hatta en iyilerinden biri olan kütüphanenin çevresi gereken değeri göremiyor.
Dünya çapında bir kütüphane. Ünlü arkeolog Manfred Korffman, Çanakkale'lilerin deyimiyle Osman'ın büyük hazinesi kitaplarını hediye etmesiyle dünya çapında bir kütüphane ortaya çıktı. Bu da Zafer Meydanında.
Nedime Hanım Binası, kız okulu olarak başlayan tarihi yolculuğunun ardından bugün Bilim ve Sanat Merkezi olarak kullanılsa da çevresiyle birlikte bütünlükten uzak kalıyor. Yer yer otopark gibi kullanılıyor ve tamamen insandan arındırılmış haliyle anlamsızlaştırılıyor.
Geçmiş yıllarda kapsamlı restorasyon geçirdi ancak her zaman kıyıda köşede ve küskün kaldı. Bu tarihe tanıklık etmiş, duvarlarında yaşanmışlık olan bina nedense hep gizlenmek istenmiş. Oysa tarihin tanıklığını yaşamak bu şehir insanın hakkı.
Çanakkale'li şair Ece Ayhan Evi de bu meydana bakan tarihi binalardan biri. Meydanın tarihine tanıklık eden iki bina ise çökmek üzere; tanıklığını kaybetmemek için direniyor. Aynalı çarşı bu meydanın hemen bir sokak arkasında. Tarihi çarşı caddesi bu meydanın paralelinde.
Çanakkale'li ünlü şair Ece Ayhan Evi de yolun karısından Zafer Meydanın tanıklığına tanıklık ediyor.
Bu tablo, Çanakkale’nin en zengin kültürel miras alanının sistemli bir şekilde yok sayıldığını gözler önüne seriyor.
Meydan Yaşamalı Ama Nasıl ?
Zafer Meydanı, sadece geçmişin değil, şehrin geleceğinin de anahtarı. Burada kültürel birikimin yeniden hayata geçirilmesi, meydanın gündüz ve gece yaşayan bir kimlik kazanması gerekiyor. Ancak şu anki görüntü, “kullanılamayan, heba olan bir değer”den öteye gitmiyor.
Meydanın etrafı eski rum ve ermeni evleriyle dolu ancak hepsi restorasyon bekliyor. Restore etmek zorlaştırıldığı için kimse bu tarih kokan binalara eline sürmek istemiyor. Meydanın ortasında ise kocaman elektrik panosu var.
Kültür-sanat etkinlikleriyle canlandırılması gereken bu meydan, turizmin gözdesi olması gerekirken araç parkına dönüşmüş durumda. Yerel yönetimlerin sorumluluğu, bu tarihi kalbi yeniden şehre kazandırmak. Aksi halde Çanakkale’nin çok kültürlü geçmişi, çürüyen duvarlar ve terk edilmiş yapılar arasında yok olup gidecek.
Eriyipgiden zaman, kaybolan tarihin tanıklığı ne yazık ki kamu tarafından görülmüyor, unutuluyor. Zafer Meydanı yaşamayı, meydanında müzik yapılmasını, insanların gezmesini, zaman geçirmesini istiyor.
2012 - 2013 yıllarında yeniden restore edilen ve meydan düzenlemesi yapılan Zafer Meydanı hiç de meydan havasını vermiyor. Etrafında tarih kokan binalarıyla yaşatılması gerekirken sadece meydanı elden geçirmek yeterli olmuyor. 100 yıllık meydandan ziyade kötü bir çalışma ile baştan savulmuş ve bugün pislik içinde.
Meydan'ın meydan olduğundan neredeyse haberi bile yok. Oysa iki satır yazı ile bu meydanın şehrin gelişimindeki önemi anlatılabilir; Zafer Meydanın hikayesini gözümüze sokun Sayın Belediye.
Sokakları, eskimişliğini unutmak, zamana direnirken görülmey ibekliyor. İşte Zafer Meydanına çıkan bir sokak ve pek çok tanıklığın sırlarını gizliyor.
Çanakkale Tarihini Sahipsiz Bırakamaz Diyebiliyor Muyuz ?
Zafer Meydanı, Çanakkale’nin hafızasıdır. Ancak bugün hafıza değil, unutulmuşluk öne çıkıyor. Turistlerin şaşkınlıkla terk ettiği, kentlilerin ise görmezden geldiği bu meydan, acil bir şekilde hak ettiği değeri kazanmalı.
Çanakkale 1462'de Çimenlik Kalesi yanından Zafer Meydanına uzanan şehrin gelişimine büyük katkı sunan Ermeni ve Rumlar bu bölgeye yerleşerek mahallenini gelişimine önemli katkı yapmı.
Çanakkale Belediyesi ve ilgili kurumların yapacağı kapsamlı bir restorasyon ve kültürel etkinlik planı olmadan, meydanın çöküşü durdurulamayacak. Çanakkale, kendi tarihine sırtını dönme lüksüne sahip değil.
Yorumlar
Kalan Karakter: