Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan Çayönü Tepesi, Neolitik Dönem’in en önemli yerleşimlerinden biri olarak arkeoloji dünyasında büyük bir öneme sahip. 2025 yılı kazı çalışmalarında, alanda yürütülen titiz saha araştırmaları sonucunda sekiz mezar gün yüzüne çıkarıldı. Elde edilen bulgular, Çayönü Tepesi’nin yalnızca Neolitik çağda değil, İlk Tunç Çağı’nda da ritüel ve gömü gelenekleri açısından önemli bir merkez olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
ÇOMÜ’nün katkılarıyla yürütülen kazılar
Mayıs ayından bu yana T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle devam eden kazılar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Müzecilik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun’un başkanlığında yürütülüyor. Çalışmalar, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ömür Dilek Erdal’ın koordinasyonu ve alanında uzman arkeologlar ile antropologların katkılarıyla gerçekleştiriliyor.
Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, yapılan kazılarda ortaya çıkan mezarların dönemsel açıdan taşıdığı öneme dikkat çekerek şu bilgileri aktardı:
"Neolitik Dönem’e ait mezar, Kanallı Yapılar Evresi’ne ait bir yapının batı kenarında basit bir gömü şeklinde ortaya çıkarılmıştır. İlk Tunç Çağı II dönemine tarihlenen diğer mezarlar ise gömü biçimleri açısından farklılık göstermektedir: üçü basit toprak, ikisi küp, diğer ikisi ise taş kapaklı ve sandık tipi mezar olarak belgelenmiştir."
Neolitik Dönem’den Tunç Çağı’na uzanan bulgular
Kazılarda ortaya çıkarılan sekiz mezardan biri, MÖ 9000–8800 yıllarına tarihlenen Neolitik Dönem’e, diğer yedisi ise MÖ 2950–2900 arasındaki İlk Tunç Çağı II dönemine ait.
Mezarların içerisinde bulunan dokuz adet tüm kap, dönemin ölü gömme geleneklerine dair ipuçları veriyor. Ayrıca mezarların çevresinde, mimari olarak mezarları taklit eden ve sembolik anlam taşıyan iki adet “hediye çukuru” da tespit edildi. Bu çukurlardan biri boşken, diğerinde dış mezar hediyesi olarak beş adet tüm kap bulundu.
"Çayönü’nün ritüel önemi sürüyor"
Doç. Dr. Sarıaltun, elde edilen bulguların Çayönü Tepesi’nin tarihsel önemini yeniden kanıtladığını belirterek şunları söyledi:
"Elde edilen yeni veriler, Çayönü Tepesi’nin yalnızca Neolitik Dönem’de değil, İlk Tunç Çağı’nda da ritüel ve gömü uygulamaları açısından önemini koruduğunu göstermektedir. Bu bağlamda söz konusu mezarlar, dönemin inanç sistemi, ölü gömme gelenekleri ve toplumsal yapısına ilişkin çok değerli bilimsel veriler sunmaktadır."
Dünya arkeolojisinde özel bir yer
Çayönü Tepesi, Neolitik Dönem’in yerleşik hayata geçiş sürecini anlamada kritik bir rol oynamaktadır. Bugüne kadar yapılan kazılar sayesinde tarımın başlangıcı, hayvanların evcilleştirilmesi, mimari gelişim ve inanç sistemleri hakkında önemli bilgiler elde edildi.
2025 kazılarında ortaya çıkarılan yeni mezarlar ise, bu tarihi merkezde farklı dönemlerde devam eden gömü geleneklerinin sürekliliğini kanıtladı. Özellikle farklı gömü biçimleri –basit toprak, küp, taş kapaklı ve sandık tipi mezarlar– toplumsal farklılaşma ve inanç çeşitliliği hakkında dikkat çekici ipuçları sunuyor.
Çok kurumlu destek
Çayönü Tepesi kazıları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin bilimsel katkıları, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların desteği ile sürdürülüyor. Her yıl daha geniş bir uzman ekibin katılımıyla ilerleyen kazılar, sadece Türkiye için değil, dünya arkeolojisi açısından da büyük önem taşıyor.
Bilim dünyası için yeni bir pencere
Ortaya çıkarılan sekiz mezar, sadece arkeolojik bir bulgu değil; aynı zamanda insanlığın kültürel mirasına dair yeni bir pencere açıyor. Araştırmacılar, mezarların sunduğu verilerin, dönemin toplumsal yapısını, ritüel anlayışını ve günlük yaşamını anlamada kritik rol oynayacağını vurguluyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: