2014 Gökçeada Depremi Hafızalarda
Kalem Gazetesi’ne konuşan Prof Dr. Doğan Perinçek, 2014 yılında Gökçeada açıklarında meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremin ardından binlerce artçı sarsıntının yaşandığını hatırlatarak, “Çanakkale’de birkaç minarenin yıkıldığını, kordonda bir binanın diğerine yaslandığını gördük. Oysa deprem merkez üssü uzaktaydı. Depremin yıkıcılığı sadece büyüklüğüne değil, süresine ve merkeze olan uzaklığa da bağlıdır. 1999’daki büyük deprem 90 saniye sürerken, 2014 Gökçeada depremi sadece 13 saniyeydi. Bu fark çok şey değiştirir” dedi.
Alüvyon Zemin Uyarısı: ‘Çanakkale’nin Yüzde 75’i Riskli’
Çanakkale’nin büyük bölümünün alüvyon zemin üzerinde kurulu olduğunu vurgulayan Perinçek, “Yüzde 75’i alüvyon, Kepez’de bu oran yüzde 15 civarında. Alüvyon zeminde deprem sırasında zemin sıvılaşması olur. Binalar yan yatabilir, temelleri zayıflar. Bu zeminlerde kazıklı temeller kullanılmalı ama ne yazık ki bu uygulama nadiren görülüyor. Düz alanlar; Sarıçay ve Kepez çayı vadileri büyük risk taşıyor” diye konuştu.
Riskli ve Güvenli Bölgeler
Çanakkale'de bazı bölgelerin görece daha güvenli olduğunu belirten Perinçek, “Esenler, Karacaören, yeni hastane çevresi sağlam zeminlere sahip. Ancak yeni hastanenin arkasındaki bölgelerde heyelan riski var. DSİ’nin olduğu yerler 100 metreden fazla alüvyon var. Oraya ne yaparsanız yapın yüksek katlı bina koyulmaması lazım” ifadelerini kullandı.
Yeni Belediye Binası Örneği
Yeni belediye binasının yapım sürecinde karşılaşılan zemin sorunlarını da anlatan Perinçek, “Kazıklar çakılarak bina güçlendirildi, ancak su girişi tam olarak engellenemedi. Belediye binası sağlam yapıldı ama o su hala durdurulamadı. Bu bile gösteriyor ki, böyle zeminlerde inşaat hem pahalı hem de riskli. Bu nedenle yeni yerleşimlerin sağlam zeminlere kaydırılması gerektiğini savunuyorum” dedi.
“Tek Cümleyle Mahkum Edemeyiz”
Çanakkale’nin tamamen kötü zemine sahip olduğu yönündeki yorumlara katılmadığını belirten Perinçek, “Evet, ciddi bir kısmı alüvyon ama sağlam zemine sahip bölgeler de var. Çanakkale’nin yüzde 75’i alüvyon üzerinde buralar tehlikeli ama Esenler, Karacaören, yeni hastanenin olduğu yerler var. Şehrin tümünü kötü zemine mahkum etmek doğru değil” dedi.
“Depremle Yaşamayı Öğrenmeliyiz”
Türkiye’nin her an deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Perinçek, “Deprem olunca uyanıyoruz sonra iki ay sonra hemen uyumaya başlıyoruz. Oysa sürekli bir deprem olacakmış gibi düşünmek ve hazırlıklı olmak zorundayız. Japonlar gibi yapmalıyız. Öyle binalar inşa etmeliyiz ki, insanlar evlerinden çıkmak zorunda kalmasın. Binalarımızı depreme karşı dirençli hale getirmeliyiz” çağrısında bulundu.
Biga-Çan-Bayramiç-Ezine-Ayvacık Hattına Dikkat
Prof. Dr. Doğan Perinçek, yıllardır uyardığı bir diğer hattı da yeniden gündeme getirdi: “Biga, Çan, Bayramiç, Ezine ve Ayvacık hattı ciddi risk taşıyor. Bu bölgelerde yaşanacak 7 büyüklüğünde bir deprem, Çanakkale’yi ciddi şekilde etkileyebilir.”
Fotoğraf: Cihan Kurnaz
SEDANUR ARIGÜN
