CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, dün saat 12.00’da CHP İl Binası’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Erkek, İzmir yangınından Kazdağları’na, Cumhurbaşkanlığı sisteminden Doğu illerindeki belediyelere atanan kayyımlara ve daha birçok konu hakkındaki eleştiri oklarını hükümete yöneltti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek eleştiri oklarını hükümete yöneltti. Dün saat 12.00’da CHP İl Binası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Vekil Erkek, Türkiye’de son süreçte yaşanan olaylarla ilgili konuştu. Gerçekleştirilen basın toplantısında CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Serdar Soydan, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık ve CHP il yönetim kurulu üyeleri de yer aldı. Toplantının başında ilk olarak İzmir’de gerçekleşen yangına ve değinen Vekil Erkek; “Orman Bakanlığı ile Türk Hava Kurumu arasındaki koordinasyonsuzluk, inatlaşma maalesef yangının çok daha önce kontrol altına alınmasını engelledi. Ormanları korumakla yükümlü Orman Bakanlığı maalesef İzmir yangınında da basiretsizliğini gösterdi. Türk Hava Kurumu’na ait faal durumda, Menderes ilçesinde bulunan uçak dahi kullanılmadı. Çünkü Orman Bakanlığı ihalesini özel bir şirkete verdi ve o şirketin de yangın uçağı yok. Bu yanına Türk Hava Kurumu ile koordineli bir şekilde müdahale edilseydi, bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Can kaybı diyorum çünkü bizim için bitkiler de hayvanlar da canlı. Orman Bakanı’nın biraz onuru varsa, birazcık vicdanı varsa istifa etmelidir. Kışlık saraylar, yazlık saraylar, uçan saraylar alanlar neden bu memleketin ormanları için yangın uçağı almadı? Bugün Türkiye’ yönetilmiyor, savruluyor. İktidar sahipleri gaflet, delalet ve hıyanet içerisinde. Nasıl Kazdağları’nda bu memleketin ağacına, suyuna, topraklarına ihanet ediliyorsa; İzmir’de de ihanet edildi” dedi.
“Yeraltı suları kirlenirse bunun geri dönüşü yok”
Kazdağları’nda gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerine değinen Erkek, “Biz Kazdağları’nın çocuklarımızın, ülkemizin geleceği için korumak istiyoruz. Kazdağları eko turizmiyle, sağlık turizmiyle, tarım ürünleriyle binlerce yıl insanlığa hizmet edecek bir ekosistem. Eğer koruyabilirsek. Kazdağları’nda özellikle 31 Mart yerel seçimlerinden sonra büyük bir ağaç katliamı gerçekleşti ama daha toprağa siyanür değmedi. Daha dağlar, tepeler kaldırılmadı. Ağır metaller toprağımızı ve yer altı sularımızı kirletmedi. 2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan olumlu ÇED raporu aldılar. 2018 yılında da iktidarın baskısıyla Çanakkale Valiliği hayrı sıhhi müessese ruhsatı verdi. Bu ruhsatı iptal edin çünkü her şeye rağmen daha topraklarımız, yeraltı sularımız kirlenmedi. Yeraltı suları kirlenirse bunun geri dönüşü yok” dedi.
“Tek adamı ikna etmek, halletmek kolaydır”
Türkiye’nin her zaman çok güçlü bir meclise ihtiyacı olduğunu söyleyen Vekil Erkek; “Dünyanın bütün gelişmiş demokrasilerinde, bütün kalkınmış ülkelerinde sistemi ne olursa olsun siyasi güç merkezleri meclislerdir, parlamentolardır, kongrelerdir. Ama bugün siyasi güç merkezi Beştepe külliyesi sarayıdır. 16 Nisan 2017 suistimalci kötü niyetli anayasa değişikliğiyle kuvvetler ayrılığı yıkıldı. O anayasa değişikliği OHAL şartlarında gerçekleştirildi. Kuvvetler ayrılığının yıkıldığı bir yerde hukuk devletinden zaten bahsedemezsiniz. Emperyalizm, egemen güçler tek adam ister. Tek adamı ikna etmek, halletmek kolaydır. Bugün zaten büyük Ortadoğu projesinin eş başkanı olduğunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan ile istediklerini yapıyorlar. Ama karşınızda güçlü bir meclis, güçlü bir yargı varsa emperyalizm istediklerini gerçekleştiremez” dedi.
“Demokrasiye darbedir”
Mardin, Diyarbakır ve Van Belediyelerine kayyım atanması hakkında konuşan Erkek; “17 ilin sonunda geldiğimiz noktada bugün seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıyorlar. Ahmet Davutoğlu seçilmiş bir Başbakan olarak istifa ettirildiğinde CHP olarak tavır koyduk. AKP’li seçilmiş belediye başkanları istifa ettirildiğinde tavır koyduk. Onlar FETÖ ile bağlantılıydı dediler ama haklarında bir tek soruşturma dahi yok. FETÖ terör örgütü ile bağlantılı olduğunu söylediğini belediye başkanlarını ne için yargıya teslim etmediniz. Bugün PKK terör örgütü ile bağlantılı ilişkilendirdiğiniz belediye başkanları hakkında soruşturmalar var. 31 Mart’ta aday yaptığınız insanlar seçimleri kazandılar mazbatalarını vermediniz. Son 10 yılda Türkiye demokrasiden ve hukuktan hızla uzaklaştı. Şimdi seçilmiş belediye başkanlarını seçimden önce var olan soruşturmalar sebebi ile o soruşturmalar atıf yaparak görevden alıyorsunuz. Bu hukuk dışıdır. Seçmen iradesini gasp etmektir. Erdoğan, ‘demokrasilerde bu işin namusu sandıktır’ diyordu. Sandık sonuçları her siyasi parti için bağlayıcıdır. Terörün değirmenine su taşıyorlar. Bu hukuksuz uygulamalar terörün ekmeğine yağ sürmektir. Bizim mücadelemiz demokrasi, hak hukuk adalet mücadelesi. Seçim kanunları uyarınca seçimlere girmeye hak kazanmış ve seçmen iradesi ile belediye başkanı seçilmiş kişileri seçim öncesi suçlamalara atıfta bulunarak görevden almak seçmen iradesini gasp etmektir. Seçim kanunlarına göre bu insanlar aday oldu. Seçme ve seçimle hakkı Anayasa’da güvence altına alınmış bir aktır. Seçmen iradesi keyfi uygulamalara heba edilmeyecek kadar önemli ve kutsaldır. İç işleri Bakanı Süleyman Soylu il il gezip aday gibi çalıştı. Gittiği yerlerde diğer partilerin adaylarına saldırdı. İnsanları mesnetsiz isnatlarla suçladı. Şimdi sandıkta yenemediği belediye başkan adaylarını merkezi idarenin yerel idare üzerindeki vesayetini kötüye kullanarak görevden aldı. Bu demokrasiye darbedir” dedi. “Artık aldatma ve katletme partisi diyebiliriz”
Erkek konuşmasının devamında; “Maalesef artık Ak Partiden adındaki adaleti beklemek, kalkınmayı beklemek mümkün değildir. Artık aldatma ve katletme partisi diyebiliriz. Çünkü demokrasiyi de katlediyorlar. Kazdağları’nda ağaçları da katlediyorlar, ormanları da katlediyorlar. Maalesef doğanın yeşilini bir türlü sevemediler. Onlar doların yeşilini seviyorlar. Ama biz Çanakkale’de ve Türkiye’de mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ak Parti artık Türkiye’yi yönetemiyor ve Türkiye artık maalesef savruluyor. Freni patlamış kamyon gibi memleketimiz uçuruma doğru sürüklüyorlar. Onun için bu mücadele çok önemli Demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, çoğulculuğa, özgürlüğe, adalete inanan herkesin hangi siyasi görüşten olursa olsun bu mücadeleye destek vereceğine iz yürekten inanıyoruz. Türkiye’nin bu şekilde savrulmasına daha fazla müsaade etmeyeceğiz. Çalışmalarımızı karalılıkla sürdüreceğiz.” dedi.
“Demokrasiye darbedir”
Mardin, Diyarbakır ve Van Belediyelerine kayyım atanması hakkında konuşan Erkek; “17 ilin sonunda geldiğimiz noktada bugün seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıyorlar. Ahmet Davutoğlu seçilmiş bir Başbakan olarak istifa ettirildiğinde CHP olarak tavır koyduk. AKP’li seçilmiş belediye başkanları istifa ettirildiğinde tavır koyduk. Onlar FETÖ ile bağlantılıydı dediler ama haklarında bir tek soruşturma dahi yok. FETÖ terör örgütü ile bağlantılı olduğunu söylediğini belediye başkanlarını ne için yargıya teslim etmediniz. Bugün PKK terör örgütü ile bağlantılı ilişkilendirdiğiniz belediye başkanları hakkında soruşturmalar var. 31 Mart’ta aday yaptığınız insanlar seçimleri kazandılar mazbatalarını vermediniz. Son 10 yılda Türkiye demokrasiden ve hukuktan hızla uzaklaştı. Şimdi seçilmiş belediye başkanlarını seçimden önce var olan soruşturmalar sebebi ile o soruşturmalar atıf yaparak görevden alıyorsunuz. Bu hukuk dışıdır. Seçmen iradesini gasp etmektir. Erdoğan, ‘demokrasilerde bu işin namusu sandıktır’ diyordu. Sandık sonuçları her siyasi parti için bağlayıcıdır. Terörün değirmenine su taşıyorlar. Bu hukuksuz uygulamalar terörün ekmeğine yağ sürmektir. Bizim mücadelemiz demokrasi, hak hukuk adalet mücadelesi. Seçim kanunları uyarınca seçimlere girmeye hak kazanmış ve seçmen iradesi ile belediye başkanı seçilmiş kişileri seçim öncesi suçlamalara atıfta bulunarak görevden almak seçmen iradesini gasp etmektir. Seçim kanunlarına göre bu insanlar aday oldu. Seçme ve seçimle hakkı Anayasa’da güvence altına alınmış bir aktır. Seçmen iradesi keyfi uygulamalara heba edilmeyecek kadar önemli ve kutsaldır. İç işleri Bakanı Süleyman Soylu il il gezip aday gibi çalıştı. Gittiği yerlerde diğer partilerin adaylarına saldırdı. İnsanları mesnetsiz isnatlarla suçladı. Şimdi sandıkta yenemediği belediye başkan adaylarını merkezi idarenin yerel idare üzerindeki vesayetini kötüye kullanarak görevden aldı. Bu demokrasiye darbedir” dedi. “Artık aldatma ve katletme partisi diyebiliriz”
Erkek konuşmasının devamında; “Maalesef artık Ak Partiden adındaki adaleti beklemek, kalkınmayı beklemek mümkün değildir. Artık aldatma ve katletme partisi diyebiliriz. Çünkü demokrasiyi de katlediyorlar. Kazdağları’nda ağaçları da katlediyorlar, ormanları da katlediyorlar. Maalesef doğanın yeşilini bir türlü sevemediler. Onlar doların yeşilini seviyorlar. Ama biz Çanakkale’de ve Türkiye’de mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ak Parti artık Türkiye’yi yönetemiyor ve Türkiye artık maalesef savruluyor. Freni patlamış kamyon gibi memleketimiz uçuruma doğru sürüklüyorlar. Onun için bu mücadele çok önemli Demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, çoğulculuğa, özgürlüğe, adalete inanan herkesin hangi siyasi görüşten olursa olsun bu mücadeleye destek vereceğine iz yürekten inanıyoruz. Türkiye’nin bu şekilde savrulmasına daha fazla müsaade etmeyeceğiz. Çalışmalarımızı karalılıkla sürdüreceğiz.” dedi.