Havale ücretleri, Das Kapital, viski ve benim Dayı

Bankalar ümüğümüzü sıkmaya devam ediyor.
Bu yıl içerisinde pek çok haksız uygulamalarını gördük.
Daha önceleri de defalarca yazdık, şikayet ettik..
Ama hızları hiç kesilmedi..
Şimdi düşünün oğlunuz falanca ilde öğrenci ya da asker..
Açtı telefonu ‘Baba-anne param bitti!’ dedi.
Haliyle elde avuçta ne varsa çocuğunuza göndermek istiyorsunuz.
Tuttunuz hesabınız bulunan bankanın yolunu..
Bankamatiğe kartı taktınız, menüden havaleyi seçtiniz..
Oğlunuzun hesap numarasını girdiniz, havale edilecek miktarı yazdınız.
Altta bir yazı…
Havale ücret bedeli 5 TL!
Oysa sizin bankada yalnızca 100 TL’nin var. Hepsini oğlunuza gönderecektiniz.
Mecburen 95 TL yollayabildiniz. Çocuğunuz bankamatiğe gitti, parayı çekecek.
Bir bakıyor hesapta 95 TL var. Bilindiği gibi ATM cihazları küsuratlı çekim yaptırmıyor.
Çocuğunuz 100 yerine 95 TL olarak hesabına geçen paradan 90 TL çekebiliyor.
Ayda birkaç kez bu işlemin devam ettiğini düşünürseniz, örneğin ayda 4 kez ayda 20 TL çocuğunuzun değil bankanın kasasına geçiyor..
Ya da.. bir iş yerinde çalışıyorsunuz..
Maaşınız bin 400 lira..
Aybaşında iş çıkışı bankamatike gittiniz, maaşını alacaksınız..
Size uygulanan günlük rakam bin lira..
Ama bi para işinizi görmüyor ve kalan 400 lire yı da almak istiyorsunuz..
5 lira öderseniz, 400 liranızı veriyor..
Eger ödömek istemiyorsunuz, ertesi günü bekleyeceksiniz..
Oysa siz zaten kart kulanım ücreti, hesap işletim ücreti, bankaların reklam kampanyalarını duyurduğu çeşitli telefon mesajlarının bedelini durmadan ödüyorsunuz.
Bankaların bu ve benzeri 32 ayrı kalemden kesinti yapıyor..
Ve bu yolla vatandaşın cebindeki paradan yılda yaklaşık milyarlarca lira haksız kazanç elde ediyor.
Eee, bunların adı kazık değil de ne?!
Ben, bu soruyu Dayı’ya sordum..
Dayı, önce biraz düşündü.. sonra, ‘Madem ki Das Kapital konuşacağız.. Das viskimi koyup geliyorum.. Sen da klimayı 17 dereceye düşür’..
Ben yanıttan hiç bir şey anladım..Viski-miski.. Kapital filan..
Ne alaka yani değil mi?.
‘Benim işim var..’ diyerek uzaklaştım oradan..
Arkamdan da ‘Marks Mark’s diye bağırıyordu..
Hadi lennnn.. Benim adım; Ahmet.. diye bağırdım bende..
Oruç başına geçti her halde…