Kazdağları'nın eteklerinde masal gibi köy: Adatepe

1924 yılındaki Büyük Mübadele ile Adatepe'deki Rumlar Yunanistan'a göç ederken, onların yerini Girit’ten gelen Müslüman Türkler aldı. Böylece köy, yeni bir kültürel kimlik kazanarak yaşamaya devam etti. Zamanla yıpranan taş evler, 1980’li yıllarda büyük şehirlerden kaçan bir grup sanatçı ve entelektüelin ilgisini çekti. Bu duyarlı insanlar, yıkılmaya yüz tutmuş yapıları aslına sadık kalarak restore etti ve köy adeta yeniden doğdu.

Bugün Adatepe, hem yerli halkın hem de dışarıdan gelenlerin huzur içinde yaşadığı bir kültür ve doğa beldesi haline gelmiş durumda. İki yaşlı çınar ağacının gölgesinde yer alan köy meydanı, hem sosyal hayatın hem de tarihin kalbinin attığı yer. Köy, 1989 yılında kentsel SİT alanı ilan edilerek korunmaya alınan bölgedeki nadir yerleşimlerden biri olma özelliğini taşıyor.

Köyün hemen yakınında yer alan Zeus Altarı (Zeus Sunağı) ise mitoloji tutkunlarının ilgi odağı. Antik dönemlerde baştanrı Zeus’un Troya Savaşı’nı buradan izlediğine inanılıyor. Sunak tepesine çıktığınızda, karşınıza çıkan manzara nefes kesici: Dört mevsim Edremit Körfezi, Ayvalık adaları ve Midilli göz alabildiğince uzanıyor.

Adatepe, yalnızca geçmişin izlerini taşıyan bir köy değil; aynı zamanda huzurun, sadeliğin ve estetik dokunuşların birleştiği bir yaşam biçimi. Burada zaman yavaş akıyor, gökyüzü daha mavi, çınar altındaki sohbetler ise hiç bitmiyor…

SEMA ELMAS