Çanakkale’nin Esenler Mahallesi’nde yaşanan akran zorbalığı olayı, hem şehirde hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Lise öğrencileri E.A. (14) ve B.I.Ç. (14) arasında çıkan kavga, cep telefonu kamerasıyla saniye saniye kaydedildi. Görüntülerde, B.I.Ç.’nin E.A.’yı saçından tutup yerde sürükleyerek darbettiği anlar yer aldı.
Olayın ardından Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Kasten yaralama (akran zorbalığı) 25.09.2025 günü gerçekleşmiştir. Taraflar ifadelerinin ardından serbest bırakılmış, B.I.Ç. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün ilk kabul birimine yerleştirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
“İki yıldır bitmeyen bir kabusun içindeyiz”
Akran zorbalığına uğrayan E.A.’nın annesi Dilek Ş. (39), yaşadıkları sürecin aslında uzun bir geçmişi olduğunu belirterek, “Yaklaşık iki senedir bu olaylar devam ediyor. Her defasında bitiyor gibi oluyor ama tekrar başlıyor. Kızım artık okula gitmekten korkuyor” dedi.
Anne Dilek Ş., olayın sadece bir kavga olmadığını, kızının yıllardır süren bir zorbalığın mağduru olduğunu vurguladı:
“Bu olay yeni değil. Yaklaşık iki sene öncesinden bu yana devam eden bir husumet var. Kızım, daha önce de aynı kişiler tarafından darbedildi. Artık bunun son bulmasını istiyorum. Ben evladımı kaybetmek istemiyorum.”
“Beni kızımı bıçaklamakla tehdit ettiler”
Anne Dilek Ş., olay sonrası aldığı tehditleri de anlattı.
“Kızımı darbeden kişi, kızımın en yakın arkadaşına ‘Eğer şikayetçi olursanız bıçaklarım’ demiş. Bunu duydum. Bu kadar ileri gidilmesi kabul edilemez. Ben devlete, yargıya güveniyorum ama süreçler daha hızlı ilerlemeli. Bu tür olaylarda sessiz kalınmamalı.”
Dilek Ş., yaşadıkları korkunun ailece hayatlarını etkilediğini ifade etti:
“Kızım her sabah okula gitmeden önce ağlıyor. Onu motive etmeye çalışıyorum ama artık söz yetmiyor. Ruhsal olarak çok yıprandık. Bedensel yaralar geçti ama ruhsal yaralar hâlâ kanıyor.”
“Azmettirildiğini düşünüyorum”
Anne Dilek Ş., saldırının arkasında başka kişilerin olduğunu da iddia etti:
“Aslında kızımı döven kişi başka bir arkadaşının talimatıyla hareket etmiş. Bu çocuklar arasında başlayan küçük tartışmalar büyüdü, kin haline geldi. Olay günü kızım bilerek okulun yakınında bekletilmiş. Bu bir tesadüf değil.”
Bu durumun bir “akran zorbalığı” olmaktan öteye geçtiğini belirten Dilek Ş., diğer ailelere de çağrıda bulundu:
“Bu sadece benim çocuğumun değil, tüm çocukların sorunu. Zorbalık olayları örtbas edilmeden, çocukların ruh sağlığı düşünülerek çözülmeli. Aksi halde başka çocuklar da zarar görebilir.”
“Psikolojik destek alıyor ama yeterli değil”
Olaydan sonra kızının psikolojik olarak toparlanamadığını söyleyen anne, şunları dile getirdi:
“Kızım hâlâ çok korkuyor. Üç hafta önce yaşadığımız olaydan sonra psikolojik destek aldırmaya başladım. Ancak bu tür olayların yargı süreci uzadıkça çocuklar daha çok etkileniyor. Bugün okula gitmek istemedi. Çünkü orada aynı kişiyi görme ihtimali bile onu tedirgin ediyor.”
“Halkın desteğini istiyorum”
Anne Dilek Ş., yetkililerden ve toplumdan destek talep ederek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu olayın üstü kapatılmamalı. Darbeden kişiye de ailesine de gerekli destek sağlanmalı ki bu şiddet döngüsü sona ersin. Ben devlete güveniyorum ama halkın da yanında olmasını istiyorum. Çünkü bu sadece benim değil, tüm annelerin mücadelesi.”
Akran zorbalığı vakaları artıyor
Uzmanlar, akran zorbalığı vakalarının son yıllarda artış gösterdiğine dikkat çekiyor. Çocukların yaşadığı fiziksel ya da psikolojik şiddetin, uzun vadede kalıcı travmalar bırakabileceği vurgulanıyor. Eğitimciler ise okullarda rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi ve öğrenciler arası iletişim eğitimlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: