Mustafa Kemal'in Işığı

William Morgan adını duydunuz mu? Duymamanız gerekiyor. Duymayasınız diye tarih boyu masonlarca adı engellenmiş bir kişidir William Morgan. Aslında yaşadığı yıllara uygun olarak mason olmuş birisi. Yani bir taş ustası. Ancak ABD’nin kurucu masonlarının kiliseye aykırı davranışlarına tanık oluyor bağlı bulunduğu locada ve masonluktan ayrılmak istiyor. İyi de nasıl ayrılsın, o zamanların gizli örgütünden bahsediyoruz. Giriş var ama çıkış yok o örgüte. Sene 1826 ve Morgan bildiği tüm mason sırlarını kitap haline getiriyor kızgınlıkla. Sonrası, sonrası muamma. Kitap hiçbir zaman basılmıyor. Morgan tutuklanıyor ve bir gün sonra salıveriliyor. Salıverildikten hemen sonra yedi mason tarafından kaçırılıyor ve… Ve bir müddet sonra Niagara şelalesi yakınlarında bir ceset bulunuyor. Tanınmayacak halde ki bu cesedin Morgan’a ait olduğunu düşünen halk ayaklanıyor ve o yedi masonu yakalatıyor. Soruşturmalar sonuç vermiyor ve zaten o cesedin Morgan’a ait olduğu da kanıtlanamıyor. Ancak bu tarihten sonra masonlar gizliliklerini yitiriyorlar. ABD içinde ki saygınlıklarını yitiriyorlar ve kurulan Anti Masonik Parti seçimlerde azımsanmayacak bir başarı elde ediyor. Halk artık ABD’yi kuran masonlardan da, her alanda ortaya çıkan geomansi izlerinden de bıkmıştır ve bu yeni oluşuma sahip çıkmıştır. Ancak ABD yönetiminden Kenedy dönemi hariç hiçbir zaman masonlar eksik olmamışlardır. Fakat Morgan sayesinde tüm dünya ABD’nin masonluğun ideallerine göre kurulmuş bir devlet olduğunu, bu mason devletinin dünyaya egemen olarak Gnostik Hıristiyanlığı dünya dini yapmak misyonunu taşıdığını, bunun için iktisadi siyasi ve tarihsel projeler ürettiklerini, ABD’nin misyonunun “tek dünya devleti, tek inanç” olduğu gerçeğini öğrenmişti.
Şimdi yaşadıklarımız çok eski günlere dayanmıyor aslında. 18.yy gerçekleri bunlar. Havarilerce icat edilen bir din demiştim Hıristiyanlık için bir iki makale önce hatırlarsanız. Amaç öylesine korkunç ki, din icat ediyorlar. Bir kez daha yazıyorum; İsa’nın Hıristiyanlık diye bir dinden haberi bile yoktu çarmıha gerilirken. Çarmıha gerilme sebebi neydi bilir misiniz? Neyle suçlanıyordu? İsa, Yahudilerin Kralı olduğunu iddia ediyordu. Ne saçma değil mi bu iddiada olan birisinden yeni bir din çıkması. Çıkmadı da zaten. İcat ettiler. Hükmetmek için icat ettiler. Hükmediyorlar da netekim.
Kimimizi futbolla uyutuyorlar, kimimizi dizilerle, filmlerle. Önemli olan tarihsel kitaplardan uzak durmamız. Araştırma yapan, araştırma kütüphanelerine giden kaç kişi var ki dünyada? Toplam dünya nüfusunun kaçta kaçı? Sormayan, sorgulamayan, kalıpsal bilgilerin dışındakilere kapalı beyinlerle toplumlar her zaman sömürü düzeninde kalmaya mahkûmdurlar. Ortadoğu’nun bu gün içerisinde bulunduğu durum cahillik ile fırsat bulmuştur, sadece cahillik.
Geliştirebildiğimiz hangi teknoloji var günümüz için? Peki ya geçmişte var mıydı? Vardı elbet. Endülüs ve Anadolu, Mezopotamya’nın tamamı ve Çin. Teknolojik gelişimin beşiğiydi. Ne zamana kadar? İlk haçlı seferine kadar. Tapınak Şövalyeleri kurulana kadar. Diğer gizli örgütlerinde kurulmasıyla hiç kalmadı. Oysa ki senelerce önce yazmıştım El Cezeri’yi. İlk robotu yapan ve bir çok mekanik icadı bulunan alimi konu etmiştim. Biruni’yi yazmıştım, Galile’den 560 yıl önce dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü el Kanunü’l-Mesudifı’l Heyet’i ve’n Nücum adlı eserinde izah ettiğini.
Biz durdukça, uyudukça, arayıp bulmadıkça onlar tam tersini yapıp bize hükmediyorlar. Artık görmeliyiz gerçeği. Odak noktamız yanlış, gördüğümüz sadece bize öğretilen. Elimize verdikleri akıllı telefonlar ile bize; “siz aptalsınız, bunun aklını kullanın” diyorlar ve onun aklı olan Google ne derse ona inanıyoruz. Yanlış da olsa bizim için doğru oluyor Google diyince. Oysa o Google içine ne yüklendiyse dışına onu veriyor. Bunu bile görmüyoruz.
Hep söylediğimiz Mustafa Kemal’in ışığı işte burada bize yol gösteriyor. Verileni değil, sadece gerçeği almalı insan. Bunun için daima sorgulayan bir yapıda olmalı beynimiz. Zeki düşünebilen bireyler olmalıyız. Sağlıklı beslenmeli, spor yapmalı ve çok okumalıyız ki üzerimize oynanan okültist hamlelerden uzak durabilelim. Bir tarafımızda Gnostik Hıristiyan masonlar, bir tarafta Kabalist Yahudiler, etrafımız bizi kendilerine esir etmek isteyenlerle donatılmış durumda.
Bu durumdan kurtulmanın tek yolu Mustafa Kemal’i anlamak ve O’nun tarzı olan yaşam biçimini benimsemektir.