Maaşlar ve Altın: Uçurum Büyüyor
2015 yılından 2025 yılı Ekim ayına kadar olan süreçte, asgari ücret ve en düşük emekli maaşı TL bazında katlanarak artsa da, alım gücünün istikrar göstergesi sayılan altın karşısındaki durumu düşündürücü.
Yıl (Ocak) | Gram Altın Fiyatı (TL) |
Asgari Ücret (Net - TL) |
En Düşük Emekli Maaşı (TL) |
Asgari Ücret Kaç Gram Altın Alıyordu? |
Emekli Maaşı Kaç Gram Altın Alıyordu? |
2015 | 98 TL | 949.07 TL | 1.000 TL | 9.68 gram | 10.20 gram |
2020 | 297 TL | 2.324.70 TL | 1.500 TL | 7.83 gram | 5.05 gram |
2024 | 1.965 TL | 17.002.12 TL | 10.000 TL | 8.65 gram | 5.09 gram |
2025 | 2.985 TL | 22.000 TL | 14.469 TL | 7.37 gram | 4.85 gram |
2025 (Ekim) |
5.720 TL 6000 |
22.000 TL | 16.881 TL |
3.85 gram |
2.53$ gram |
Tabloya göre, 2015'te bir asgari ücretli maaşıyla yaklaşık 9.68 gram altın alabilirken, 2025 Ekim ayında bu miktar 3.85 grama düşmektedir. En düşük emekli maaşı ise aynı dönemde 10.20 gramdan 2.53 grama kadar dramatik bir düşüş yaşamıştır. Bu veriler, maaş zamlarının enflasyonu ve döviz/altın kurlarını yakalamakta ne kadar yetersiz kaldığının en çarpıcı kanıtıdır.
Euro, Dolar ve Leva Karşısında Hızlanan Erime
Yurttaşın gelirinin TL bazında artışı, uluslararası piyasalarda ve komşu ülkelerde ne ifade ediyor? Maaşların döviz kurları ve komşu ülke para birimleri karşısındaki değer kaybı, sınır ötesi alım gücü kaybına ve yoksullaşmaya işaret ediyor.
Döviz Şoku: 2015 yılında Euro ve Dolar kuru, bugüne kıyasla çok daha düşük seviyelerdeydi. O dönemde alınan bir asgari ücretin Euro veya Dolar karşılığı, 2025 yılındaki nominal artışa rağmen, reel olarak çok daha yüksekti. Kurlardaki aşırı yükseliş, maaşların döviz cinsinden değerini hızla eritmiş, bu da başta ithal ürünler olmak üzere birçok temel ihtiyaca ulaşımı zorlaştırmıştır.
Komşu Ülke Karşılaştırması (Leva Örneği): Bulgaristan'ın para birimi olan Leva (BGN) kuru, 2015'ten 2025 Ekim'e kadar Türk Lirası karşısında katlanarak değer kazanmıştır. 2015 yılı başında 1.45 TL civarında olan Leva kuru, 2025 Ekim'de 25 TL'yi aşmıştır. Bu, komşu ülkelere yapılan seyahatlerde veya oradan alınan ürünlerde Türk vatandaşının alım gücünün, Leva kazanan birine göre ne kadar gerilediğini açıkça göstermektedir.
Maaş Zammı mı, Yoksa Hayatta Kalma Mücadelesi mi?
Rakamlar, maaş zamlarının bir "iyileştirme"den çok, "hayatta kalma mücadelesi"ni sürdürme çabası olduğunu düşündürmektedir. Hükümetler her yıl çift haneli hatta üç haneli zamlar yapsa da, bu zamlar Gram Altın'ın ve dövizin artış hızının gerisinde kalmıştır.
Bu durumun temel sorgulanması gereken noktaları şunlardır:
Enflasyonla Mücadele Başarısızlığı: Maaş zamları, yüksek ve kalıcı hale gelmiş enflasyonun bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Eğer enflasyon kontrol altına alınabilseydi, nominal zam oranları düşük kalsa bile alım gücü korunabilirdi.
Sabit Gelirlinin Korunmaması: Asgari ücretli ve emekli gibi sabit gelirlilerin maaşları, döviz ve altın gibi yatırım araçlarının getirisinin çok gerisinde kalmıştır. Bu, gelir dağılımındaki eşitsizliği derinleştirmekte ve birikimi zorlaştırmaktadır.
Güven Kaybı ve Yönelim: Vatandaşın ulusal para birimine olan güveninin sarsılması, maaşının artan bir kısmını döviz ya da altın gibi "koruma" amaçlı araçlara yöneltmesine neden olmuştur. Sosyal medyadaki "Maaşı keşke altınla alsak" serzenişi, bu güvensizliğin ve alım gücü kaybının en net özetidir.
Sonuç olarak, 2015-2025 dönemi, Türk Lirası cinsinden geliri olan sabit kesim için kayıp bir on yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Maaşların altın ve döviz karşısındaki erimesi, ekonomik istikrarın sağlanmasının ve enflasyonla gerçek bir mücadelenin ne kadar elzem olduğunu çarpıcı bir şekilde göstermektedir. Aksi takdirde, gelecekteki maaş zamları da sadece rakamlardan ibaret kalmaya devam edecektir.
Bu dramatik alım gücü kaybı hakkında siz hangi gelir grubunun durumunu daha detaylı incelememi istersiniz: Asgari ücretli mi, yoksa en düşük emekli maaşı alanlar mı?
Yorumlar
Kalan Karakter: