Yargılama Uzuyor mu? Kamu Güvenliği Tehlikede mi?
Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin başvurusu, TMK'nın 437. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Hâkim, ilgili kişiyi dinler...." ibaresinin iptali talebine dayanıyordu. Mahkeme, özellikle akıl hastası kişilerin yargılamaya katkı sağlayamayacağını, dinleme zorunluluğunun yargı sürecini uzatabileceğini ve bu kişilerin adliyeye sevklerinin kamu güvenliğini tehlikeye atabileceğini ileri sürerek, hâkime bu konuda takdir yetkisi verilmesi gerektiğini savundu.
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması, akıl hastalığı, alkol/uyuşturucu bağımlılığı veya serserilik gibi sebeplerle toplum için tehlike oluşturan ergin kişilerin tedavi, eğitim veya ıslahı için bir kuruma yerleştirilmesi veya alıkonulmasını kapsayan önemli bir düzenlemedir. Bu kararların basit yargılama usulüne göre, tahkikat tamamlanarak en geç iki gün içinde verilmesi gerekiyor.
AYM İncelemesini Anayasa'nın Hangi Maddesi Üzerinden Yaptı?
İtiraz, Anayasa'nın 5. (Devletin temel amaç ve görevleri), 13. (Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması) ve 40. (Temel hak ve hürriyetlerin korunması) maddelerine aykırılık iddialarıyla yapılmıştı. Ancak AYM, meseleyi öncelikle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını düzenleyen Anayasa'nın 19. maddesi yönünden ele aldı.
AYM'ye göre, bir kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılabilmesi ancak Anayasa'nın 19. maddesinde belirtilen sınırlı durumlar dahilinde ve kanunda gösterilen şekil ve şartlara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesiyle mümkündür. İtiraz konusu kuralın tam da bu kritik aşamada getirdiği bir temel güvence olduğu tespit edildi.
Hakim, Özgürlüğün Kısıtlanması İstemiyle Karşısına Çıkan Kişiyi Dinlemek Zorunda mı?
Anayasa Mahkemesi, itiraz konusu kuralın, kişinin yalnızca sağlık raporuna veya ilgili belgelere dayanılarak özgürlüğünden mahrum bırakılmasının önüne geçmeyi amaçladığını vurguladı. Kural, hâkimin ilgili kişiyi bizzat dinlemesini ve gözlemlemesini zorunlu tutuyor. Bu dinleme zorunluluğu, kişiye özgürlüğün kısıtlanması nedenlerine karşı çıkma imkânı tanıyarak, özgürlüğü kısıtlanabilecek kişiler açısından önemli bir güvence getiriyor.
Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, bu zorunluluğun Anayasa'nın 19. maddesiyle çelişmediğine kanaat getirdi.
Peki Anayasa Mahkemesi'nin nihai kararı ne oldu? İtirazın reddedilmesine mi, yoksa kuralın iptaline mi karar verildi?
AYM, oy birliğiyle itirazın REDDİNE, yani "...ilgili kişiyi dinler,...." ibaresinin Anayasa'ya AYKIRI OLMADIĞINA karar verdi. Bu karar, özgürlüğün kısıtlanması davalarında hâkimin ilgili kişiyi bizzat dinlemesi zorunluluğunun devam edeceği anlamına geliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: