Antalya’da belediye otobüsü kullanan bir vatandaşımız oldukça ilginç şekilde haber oldu hafta sonunda. Üçüncü kez kullandığı otobüste cüzdan bulmuş değerli vatandaşımız ve diğer ikisi gibi bu cüzdanı da sahibine iade etmek istiyor. Yani büyük bir dürüstlük örneği vererek topluma karşı gururla vatandaşlık görevini yerine getiriyor ama ajanslara düşen haber bu değil. Ne yazık ki bizle ilgili haber.
Google denen yükleme çöplüğüne (ben öyle diyorum) şöyle bir arama yaptığınızda bu vatandaşımız çıkıyor sonuç olarak; “salak şoför”.
Şahsen ben utandım, insanlığımdan utandım. Elbette ki o şoför arkadaşımız salak değil ama bizlerin ahlaki çöküntüsü bu noktaya kadar inmiş ve bundan utandım. Bir düşünün; kayıp cüzdanı bulup sahibine ulaştırmanın adı salaklık olmuş ülkemizde.
Nasıl olmasın ki? Bu ülke insanı senelerce Kurtlar Vadisi dizisi izledi. Eşkiyanın, mafyanın, hırsızın, uyuşturucu tacirinin saygınlığı aktarıldı ekranlarımızdan. Rakı kadehleri, sigaralar, kola şişeleri sansürlendi ama şiddet, cinayet, zina, uyuşturucu ve kadın ticareti alenen sergilendi. Çocuk gelinler, ensest ilişkiler, berdel gibi toplumun utanç verici gerçekleri konu edildi dizilerde, filmlerde. Amcasının karısıyla aşk yaşayan Behlül ve Bihter’e göz yaşı döktü halkımız. Eşkiyanın dünyaya hükümdar olmayacağını her türlü eşkiyalık gösterilerek işlediler dizide. Kurtlar Vadisi’nde artık ülkede ki neredeyse tüm sanatçılar rol gereği öldüler ve konu bitti işlenecek. Yoksa o da devam ederdi daha ama fark etmedi, yerine bir sürü yalan yanlış dizi geldi ve ekranları meşgul etti. Halkımız tarihini de dizilerden öğrendi. Nasıl bir öğrenmeyse, bütün tarihçiler birbirine girdi bu dizilerde ki tarihsel olaylar çarpıtılmış diye ama nafile, halk tarihini dizilerde ki kurgular gibi zannediyor artık.
O değerli şoför arkadaşımıza “salak” yakıştırmasını yapanların kendilerine layık olan o kelimenin sınırlarında yaşamaktan kurtulmalarını dilemekten başka çare yok. Bir gencimiz istiklal Marşı’nın tamamını defalarca ekranlarda okuyarak soruyu cevapladığı için kahraman ilan edildi bu ülkede. Oysa ki hepimiz yapabilmeliyiz bunu ama ne gezer, biz daha çok sevdiğimiz Atatürk’ün NUTUK’unu okumadık. Facebook ve Google arasına sıkışmış hayatımızdan gerçek bir hikaye çıkartamıyoruz. Başarı öykümüz hep rüyalarda kalıyor, gerçek başarıları da görmek dahi istemiyoruz. Salak nitelemesi yaparak kendimizin başaramayacağı bir kahramanlığı perdelemeye çalışıyoruz. Yazıklar olsun demek bile az kalıyor bu duruma. On bir futbolcusu da yabancılardan oluşan bir takıma Türk takımı diyerek sahip çıkıyoruz da dünya şampiyonu olan herhangi bir branşta ki bireysel sporcumuzu görmezden geliyoruz. Üstelik o takımımızın kuruluş amacında “yabancı takımları Türk çocukları ile yenmek maksadıyla” cümlesi geçerken bu aldatmacaya sarılıp hülyalara dalıyoruz.
Güven ve huzur ortamında yaşamak için yapmamız gerekenler var ve bunları erteleyerek, görmezden gelerek aslında sınırlı olan günlerimizi heba ediyoruz. Bizler tuhaf dizilerden, işe yaramaz senaryolarla dolu filmlerden saçma sapan bilgiler ile kendimizi meşgul ederken bir taraftan dünya boş durmuyor ve bizim geleceğimizi çalıyor. Bu hafta içerisinde müttefikimiz dediğimiz ABD nasıl da bizi sırtımızdan vurarak sözde Ermeni soykırımını kabul etti gördük hepimiz. Taşnaksütun başardı en sonunda çünkü biz uykudayız. Bir gol daha yedik çünkü biz uyuyoruz. Daha çok gol yeriz çünkü biz uyumaya devam edeceğiz.
Toplumsal görevini yerine getiren şoför arkadaşımıza “salak” yakıştırması yaparken aslında nasıl büyük bir salaklığın içerisinde olduğumuzu bize ABD bir kez daha hatırlattı.
YAZARLAR
Yayınlanma: 04 Kasım 2019 - 10:26
Salak Şoför
Antalya’da belediye otobüsü kullanan bir vatandaşımız oldukça ilginç şekilde haber oldu hafta sonunda
YAZARLAR
04 Kasım 2019 - 10:26
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir