Sarıbaş; ”Çocukluğumdan beri ilgim vardı”
Çanakkale Mehter Derneği Başkanı Rahmi Sarıbaş, son yıllarda mehteran gruplarına olan ilginin arttığını belirterek, “Mehter bir gelenek. Bizler de bu geleneği sürdürmeye çalışıyoruz. Dünyaca ünlü sanatçılardan Mozart ve Beethoven mehter müziğinden esinlenerek besteler yapmışlardır” dedi.
Dünya askeri tarihinin ilk bandosu olan Mehteran Takımı, geçmiş zaman Türk eserlerinin coşkulu ritimlerini de günümüze kadar taşındı.Türkler orduda takım halinde müzik enstrümanları çaldırırlardı.Tarih sayfalarında yer alan bilgilere göre mehteri hürmetten ayakta dinleyen Osman Gazi kıtalara hükmedecek bir İmparatorluğun ve çok daha köklü bir mehter geleneğinin temelini atmıştır.Avrupa’nın önemli sanatçıları Mozart, Beethoven ve daha nice besteciler mehter marşından etkilenerek besteler yapmışlar ve bu besteler 18 yy’ da Avrupa’da yeni bir müzik türü doğmasına sebep olmuş bu müziğe de ‘Alaturka’ adı verilmiştir. Osmanlı imparatorluğu döneminde hemen hemen tüm padişahlarca harplerde kullanılmış olan Mehter, II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağı’yla birlikte kapatılmıştır. Çanakkale’de de bu geleneği devam ettiren Mehter Derneği de faaliyetlerine 10 yıldır aralıksız devam ediyor. Dernek Başkanı Rahmi Sarıbaş kendisini çocukluğundan beri mehter geleneğine ilgisinin olduğunu belirterek Mehteran Takımı hakkında özel açıklamalarda bulundu.
ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ İLGİM VARDI
Çanakkale Mehteran Takımı Derneği Başkanı Rahmi Sarıbaş (69) emekli olduktan sonra pazarcılık işiyle uğraştığını belirterek şunları söyledi, “Ardından arkadaşlarımdan Mehteran Takıma girmem konusunda bir teklif geldi. Çocukluğumdan beri içinde olan bir şeydi ve hobiydi. Okul zamanlarımda müsamerelerde davulla vs. ile ilgili yakınlaşmam oldu. Sonra burasının kurulma aşamasında da benim de olmamı istediler. O günden itibaren giriş yaptık. Fahrettin Değirmenci Beyefendi Kurucu Başkanı oldu. Daha sonra değişiklikler oldu. Ben de 2015 yılında başladım 3 yıldır başkanlık görevini yürütüyorum. Derneğimiz kuruluş itibariyle Çanakkale’de eksiklik olan bir boşluğu, kültürel tarihi misyonu üstlendi. O günden başlayıp bugüne kadar devam etti. Bizler bunu daha sonra işletme şekline çevirdik. Davet üzerine biz programlara iştirak ediyoruz. Belediyeler, kuruluşlar, özel sektörler, sünnet düğün vs. gibi etkinliklerde bize talep geldiği zaman grubumuzla o gün toplanıyoruz.”
SON YILLARDA ÇOK POPÜLER OLDUK
Son yıllarda Mehter Takımını çok daha ön planda olması ile ilgili de konuşan Sarıbaş, “Ülkemizin idari bir yapısı var. İdari yapıdan kaynaklanan bir eğilim oldu. Osmanlı veya eskiye dönük bir takım gelenek ve adetler biraz daha ön plana çıkarıldı. Bundan dolayı biraz daha revaçta bir konumdayız. Oldukça yoğunduk. Yılbaşından beri 55 programa katıldı. Onların içinde ücretsiz programlarımız da oldu. Mesela okullara gittik, öğrencilere tanıtım yaptık. Bizlere Halk Eğitim tarafından eğitimler verildi. Çanakkale’nin mehteri sertifikalı mehter” dedi.
MEHTERAN 6 KATTAN OLUŞUYOR
Mehteran Takımlarının kademelerinden bahseden Sarıbaş, “Başta Çorbacı başı adı altında o ekibin komutanı var. En başta olan kılıçlı, başında üskübü olan kişi. Onun akabinde mehteri nöbet esnasında Mehter Başı var. Grubun iki yöneticisi var. İkincisi yürümede. Nizama sokuyor. Mehterler bir katlı, iki katlı, dört katlı mehterler olarak anılır. En az bir kat oluyor. Bir katta da en az 18 kişiden oluşuyor. İkişer kişiden oluşuyor. En az iki çorbacı başından sonra zırhlı Yeniçeri dediğimiz demir adamlar var. O grubu koruyan, muhafızlar. Sonra 3 tane Sancaktarlarımız var. Birisi Türk bağımsızlığını, bir tanesi İslamiyet’i diğeri de Türk Bayrağının rengini temsil ediyor. Onun arkasında Tuğzen grubumuz. Grubun içerisinde kendi arasında gruplar var yani. Sonra Mehter Başı, sonrada Cevgani dediğimiz şarkıları icra eden grubumuz başlıyor Bunlar en az 3 kişi oluyor. Daha aşağı olması halinde mehter grubu tamamlanmıyor. En az 18 veya 20 kişiden oluşması lazım. En fazla ise mesela Genel Kurmay’ın mehteri var. 70–80 arası değişiyor. Yani 6 katlı mehter olarak değerlendiriliyor. Her zıhlının arkasında her gruptan 6 veya 10 kişi civarında kişi bulunuyor” dedi.
REPERTUVARIMIZDA 50’YE YAKIN MARŞ VAR
Programlarda genellikle ‘Neslin deden, ceddin baban’ diye başlayan marşın çalınması ile ilgili olarak da konuşan Sarıbaş, “Bizim bir repertuarımız var. Genelde ceddin deden neslin baban çalınıyor. Onun asıl adı Ordu Marşı’dır. Aslında çok daha güzel şarkılar var. Biz şu anda 50 tane şarkıyı icra edebilecek konumdayız. Mesela İzmir Marşı’nı çalabiliriz. İstiklal Marşı’nın çalabiliriz. Fetih Marşı var mesela, Osman Paşa var. Talepler geldikçe biz değerlendiriyoruz.
MEHTER MOTİVASYON SAĞLIYORDU
Mehter Takımı savaş zamanlarında orduları savaşa hazırlamak,motivasyon sağlamak amacıyla kurulduğunu vurgulayan Sarıbaş, “Osmanlı sefere çıkarken önden mehter gidiyor. Mehter de o şartlarda 200 tane davul varmış. Tokmağı davula vurduğu zaman çok uzak yerlere kadar sesi gidiyormuş. Bir yandan düşmanlara gözdağı, kendilerine cesaret vermek amacı. İsmi de mihterden gelmiş. O da Farsça’dan dilimize geçen daha büyük, ulu anlamlarına geliyor. Ertuğrul Gazi Söğüt Şenliklerinden geliyor. Osmanlı kurulduğu zamanlar hediye olarak padişaha davul, akabinde bir de tuğ gönderirmiş. Bunlar daha çoğalıyor. Dünya üzerindeki müzik adamları; örneği Mozart, Beethoven mehterin esinlenerek bazı parçalarını icra ettiği tarihte geçer. Mehterin kuruluşundan beri çalınan aletler değişmiyor. İsimlerde değişiklikler oluyor. Gudüm, Nakkare diye geçiyor” dedi.
16’SINDAN 70’İNE KADAR
Mehteran takımına alınırken genelde cüsseli, göz dolduran, kalıplı insanların seçildiğini belirten Sarıbaş, “Maaşlı olan gruplar dış görünüşe daha dikkat ediyor tabii ki ama bizler daha çok gönüllü gruptan oluşuyoruz. Biz daha çok bu gelenek devam ettirilsin gözüyle bakıyoruz” dedi.Dernek üyeleri içerisinde 16 yaşında bulunan bir üyeleri olduğunu da belirten Sarıbaş, “En küçüğümüz o. En büyüğümüz daha var o da 70 yaşında” şeklinde sözlerini noktaladı.