Çanakkale’de balıkçı teknelerinin barınağı, şehrin kalbinden geçerek Boğaz’a dökülen önemli bir su varlığı olan Sarıçay, yaz aylarının gelmesiyle birlikte bir kez daha kirli ve bakımsız haliyle gündeme geldi. Kış aylarında yağışlarla birlikte nispeten hareketlenen ve su debisi artan çay, yazın gelmesiyle adeta bir bataklığa dönüşüyor.
Mavi Değil, Yeşil Akıyor
Akış hızı neredeyse yok denecek kadar azalan çayın üzerinde genişçe yayılan yağ tabakaları gözle görülür hale gelirken, bu kirlilik görsel anlamda rahatsızlık yaratmanın da ötesine geçmiş durumda. Hem çevre hem de halk sağlığı açısından ciddi tehditler barındıran bu tablo, kent merkezinden geçen bir su kaynağı için kabul edilemeyecek düzeyde.
Yağ Tabakaları ve Mikroplastik Tehlikesi
Sarıçay’daki yüzey kirliliği yalnızca yağ tabakalarından ibaret değil. Gözle görülebilir plastik atıklar, izmaritler, hatta evsel atıklar çay boyunca rastlanan unsurlar arasında. Uzmanlara göre bu tür atıklar, suyun oksijen döngüsünü bozarak ekosistemi ciddi biçimde tehdit ediyor. Özellikle yaz sıcaklarında durgun suyun oksijen seviyesi daha da düşüyor ve bu da su canlılarının yaşamını doğrudan etkiliyor.
Göz Göre Göre Gelen Sorun
Her yaz aynı senaryo. Bahar aylarında başlayan su çekilmesiyle birlikte çaydaki durağanlık artıyor ve kirlilik görünür hale geliyor. Ancak bu döngüye karşı herhangi bir kalıcı çözüm üretilmiş değil. Çevreciler, yıllardır bu duruma dikkat çekmeye çalışıyor ancak kirliliğe karşı ciddi bir temizlik ve rehabilitasyon çalışması yürütülmediği sürece, Sarıçay’ın her yaz aynı kaderi yaşayacağı uyarısında bulunuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: