Adı Gülsüm Üstün. Kadın girişimci. Yol üstünde annesi Şerize hanım ile yaptığı ev salçasını satarak işe başladı. Bu sayede seyahat edenlerden iyi bir müşteri portföyü oluşturdu. Gülsüm hanımı asıl tetikleyen ise İstanbul seyahati oldu. Nasıl mı, işte Gülsüm Üstün’ün hikayesi.
Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi Tuzla Köyü’nde dünyaya gelen Gülsüm Üstün’ün hikâyesi bir başarı örneği. Altı yıl çalıştığı sağlık sektöründe mutlu olmadığını fark ederek baba mesleğine yapmak üzere köyüne dönen Gülsüm Üstün, yol kenarında yaptığı satışlarla başladığı ticari hayatına şu an yurtdışına ihracat yaparak devam ediyor. 2011 yılında annesiyle birlikte salça yaparak ticarete atılan Üstün, ilk satışlarını komşularına, çevresine ve arabasına salçaları yükleyerek Assos taraflarında yol kenarına açtığı tezgâhlarda yaptı. O zamanları; “gelenle sohbet ederek, numara bırakarak, arkasından onlara kargoyla göndererek yaptık” diyerek anlatan Üstün, ticari hayatının devamını şu sözlerle anlatı.
“Devamında da bir network sistemi kurdum. Katalog üzerinden bir şeyler satan bir bayan arkadaşla tanıştım. Sağ olsun onun sayesinde ciddi anlamda bir pazar oluşturmaya başladım. Kargo satışımız daha da hızlanmaya başladı. Talepler artmaya başladı, ürün çeşitliliği sorulmaya başlandı. Arabama salçaları yükleyip İstanbul’a gittim. Oradaki sokak aralarında, kapıları çalıp ‘köyden salça getirdim alır mısınız?’ dedim. Üç yıl üç sezon bunu yaptım. 2013’te İstanbul’da bir hanımefendinin benden tarhana ve zeytinyağı istemesiyle işin rengi değişti.”
“Şerize Hatun’u böyle ortaya çıkardık”
Kendisinden farklı ürün talep edilmesiyle işlerin değiştiğini belirten Üstün; “Sektörü biraz daha genişletmem gerektiğini anladım. Bu satışlarla bu şekilde daha fazla yürüyemeyeceğimi gördüm. Her yörenin kendine özgü tarhanası var. Baktım her yerde Uşak tarhanası var. Biz ekşi tarhana yemiyoruz. Trakya’da, Çanakkale’de tatlı tarhana yeniyor. Piyasada tatlı tarhananın eksik olduğunu fark ettim. İlk üretim yerimizi biz bu şekilde kurduk; tarhanayla başladık. Yaklaşık 4 yıl böyle devam ettik. Bizim ülkemizde her şey çok kolay taklit ediliyor. Sonrasında çok fazla Çanakkale’den geldim diye çıkan olunca baktık ki zarar göreceğiz. Ardından Şerize Hatun’u böyle ortaya çıkardık.”
“Artık tek başıma değilim”
İlk büyük çaplı üretime 60 metrekarelik bir işletmede annesiyle birlikte başladığını belirten Üstün; “Üretimimize ilk orada tarhana yaparak başladık. Daha sonra yıllar geçtikçe iş işi doğuruyor. 2013’te sos ekledik, menemen ekledik, domates reçeli, patlıcan reçeli… Ürün gruplarını çoğaltmaya başladık. Her ürününün reçetesini kendim yazıyorum. Türkiye’nin süt reçelini ilk üreten firmasıyız. Türkiye’de bir sektör yarattık, pek çok insan evine ekmek götürüyor. Üretimimiz butik ama tonajı yüksek. İhracatımız var. Türkiye’de yaklaşık 8 ilde küçük bayilerimiz var. Yerel birçok zincirde varız şu an. Artık tek başıma değilim, benimle birlikte 15 kişilik bir ekip var. 30-40 kişiye kadar sezonluk çalışan personelimiz var. Fransa’ya tüm ürünlerimizi ihraç ediyoruz. Geri dönüşten memnunuz. Tarhana, salça, kahvaltılık sos, menemen, domates reçeli, ayva reçeli, kış reçeli, süt reçeli, domates rendelerimiz var. Bu yıl da inşallah 4-5 kalem ürün daha ekleyeceğiz” dedi.
“Genlerde olması gerekiyor”
Gıda üretiminin aileden gelen bir gelenek olduğunu dile getiren Üstün; “Dedem çiftçilik yapardı, zeytinyağı fabrikası vardı. Babam çok uzun yıllar ev tipi salça üretimi yaptı. Aileden gelen bir gelenek. Biraz genlerde olması gerekiyor. Çekirdekten gelmenin gıda işinde başarı getirdiğine inanıyorum.”
“Anneme bu hayatta verebildiğim en değerli hediye”
Üstün, Şerize Hatun marka isminin nasıl doğduğunu şu sözlerle anlattı.
“Şerize yapıcı demek ve annemin adı. Manevi anlamı bizim için çok büyük. Bir marka yaratmak çok zor. İnsanların kulağında kalmak, dikkatini çekmek ve o ismi söylediklerinde o markaya güvenle devam etmek çok farklı bir şey. İsmin çok bereketli geldiğini düşünüyorum. Anneme de bu hayatta verebildiğim en değerli hediye olduğunu düşünüyorum.” “Üç firma isminden bir tanesi olacağına inanıyorum” Gelecek hayallerinden de bahseden Üstün; “Başlarken çok zorlu başladık. İşin nereye gideceğini 9 yılın sonunda kısmen de olsa gördük. Doğru adımlar atarak inşallah yolumuza devam edeceğiz. Gelecekte Şerize Hatun markasının bu bölgenin belki de Türkiye’de de öncü olabilecek yerli tohumla, doğal, organik ürün üreten üç firma isminden bir tanesi olacağına ben inanıyorum” dedi.



“Şerize yapıcı demek ve annemin adı. Manevi anlamı bizim için çok büyük. Bir marka yaratmak çok zor. İnsanların kulağında kalmak, dikkatini çekmek ve o ismi söylediklerinde o markaya güvenle devam etmek çok farklı bir şey. İsmin çok bereketli geldiğini düşünüyorum. Anneme de bu hayatta verebildiğim en değerli hediye olduğunu düşünüyorum.” “Üç firma isminden bir tanesi olacağına inanıyorum” Gelecek hayallerinden de bahseden Üstün; “Başlarken çok zorlu başladık. İşin nereye gideceğini 9 yılın sonunda kısmen de olsa gördük. Doğru adımlar atarak inşallah yolumuza devam edeceğiz. Gelecekte Şerize Hatun markasının bu bölgenin belki de Türkiye’de de öncü olabilecek yerli tohumla, doğal, organik ürün üreten üç firma isminden bir tanesi olacağına ben inanıyorum” dedi.