TFF’nin "Korsan Avı" Kalkanı: Kanun Neyi Değiştirmişti?
Türk futbolu, tribün gelirlerinden çok daha fazlasını yayın gelirlerinden elde ediyor. Bu devasa ekonomik pastanın korunması, kulüplerin ve sporcuların geleceği için hayati öneme sahip. Ancak son yıllarda internet üzerinden yapılan hukuka aykırı yayınlar (korsan), bu pastayı kemiren en büyük sorun haline gelmişti. İşte tam da bu noktada, 21 Aralık 2021 tarihinde kabul edilen ve 5894 sayılı TFF Kanunu’na eklenen Ek 1. madde devreye girmişti.
Bu madde, TFF Yönetim Kurulu’na, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğunun tespiti halinde, mahkeme kararı beklemeksizin anında müdahale yetkisi tanıyordu. Yönetim Kurulu, ihlalin gerçekleştiği URL bazında veya ihlalin önlenemediği durumlarda internetin sitesinin tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verebiliyordu. Bu, TFF bünyesinde kurulacak bir idari birim eliyle çok hızlı ve pratik bir şekilde korsanla mücadele etme amacını taşıyordu. Yayın hakları sahipleri ve kulüpler, bu düzenlemeyi memnuniyetle karşılarken, hukuki otoriteler ve muhalefet kanadında büyük tartışmalar başladı.
Siyaset Sahasından Yüksek Mahkeme’ye Pas
Tartışmaların fitilini ateşleyen, Ana Muhalefet Partisi’nden Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile birlikte toplam 133 milletvekilinin imzasını taşıyan başvuru oldu. Milletvekilleri, söz konusu maddenin Anayasa’nın temel maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, kuralın iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle AYM’ye başvurdu.
Dava dilekçesinin ana teması, bir özel hukuk tüzel kişisi olan TFF’ye, yargısal bir karar olmaksızın, doğrudan temel hak ve özgürlüklere müdahale yetkisi verilmesiydi. Dilekçede, erişimin engellenmesi gibi ağır bir kısıtlamanın sadece yargı mercileri tarafından verilmesi gerektiği, bu yetkinin özel bir kuruma devredilmesinin keyfi uygulamalara karşı yeterli güvence sağlamadığı vurgulandı. Özellikle ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü (madde 26, 28) ve mülkiyet hakkı (madde 35) gibi Anayasal haklara yönelik bu sınırlamanın, Anayasa’nın 13. maddesindeki "kanunilik" şartını sağlamadığı iddia edildi.
AYM Gerekçesinde Öne Çıkanlar: Hakim Teminatı Olmazsa Olmaz
Yüksek Mahkeme, dosya üzerindeki incelemesini tamamladı. Mahkeme, internetin modern demokrasilerde düşünce ve kanaatlerin açıklanmasında kullanılan etkili bir alan olduğunu ve bu yayınlara erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğüne bir sınırlama getirdiğini açıkça tespit etti. Karar, bu tür bir sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları taşıyıp taşımadığına odaklandı.
AYM’nin değerlendirmesinde, Ek Madde 1’in, TFF Yönetim Kurulu veya yetkisini devredeceği idari birim tarafından alınan erişim engeli kararının, uygulanmadan önce veya çok kısa bir süre içinde bir yargı organının onayına sunulmasına yönelik bir hüküm içermediği kritik bir nokta olarak belirlendi. Mahkeme, her ne kadar karara karşı sonradan sulh ceza hâkimliğine itiraz yolu açık olsa da, erişimin engellenmesi gibi temel haklara yönelik ağır bir müdahale yetkisinin, yargısal makamların onayına tabi olmaksızın kullanılması durumunda keyfi uygulamaları önleyecek temel güvencelerin bulunması gerektiğini vurguladı.
Hukukçulara göre bu durum, TFF’nin "hızlı ve etkin" korsanla mücadele isteği ile Anayasal güvenceler arasındaki bir çatışmaydı. Anayasa Mahkemesi'nin görüşü, yetkinin bir idari birimde toplanması ve anında uygulanmasının, Anayasa Mahkemesi içtihatlarıyla oluşan "hâkim teminatı" ilkesini ihlal ettiği yönündeydi. Bu karar, TFF'nin yetkisini kullanış şeklini kökten değiştirecek bir milat olmaya adaydı.
Spor Hukukunda Yeni Sayfa: Kararın Ardındaki Deprem
Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2025 tarihinde aldığı ve 14/10/2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2025/134 sayılı Kararı, tüm spor ve yayın ekosisteminde büyük bir yankı uyandırdı. Kararın hukuki boşluk yaratmaması adına yürürlük tarihi, yasal süre limitleri içinde belirlendi.
Bu tarihi kararın ardından, yasa koyucunun, TFF’nin korsanla mücadele gücünü tamamen ortadan kaldırmamak adına hızla yeni bir düzenleme hazırlaması bekleniyor. Yeni düzenlemede, hakim güvencesi (örneğin TFF kararının çok kısa bir süre içinde Sulh Ceza Hakimliği'nin onayına sunulması) veya yargısal bir mekanizmanın daha etkili bir şekilde sisteme entegre edilmesi gerekeceği belirtiliyor. Aksi takdirde, yayıncı kuruluşların hak kayıpları katlanarak artacak ve Türk futbolunun ekonomik dengeleri tehlikeye girecekti.
Ve Tarihi Karar Açıklandı: Yüksek Mahkeme’den TFF’nin Yetkisine Veto!
Yüksek Mahkeme’nin aylar süren detaylı incelemesi ve hukuki derinliği tartışan raportör raporlarının ardından, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu kararını verdi: Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na internet ortamındaki hukuka aykırı yayınlara karşı mahkeme kararı olmaksızın erişimin engellenmesi yetkisi veren 5894 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının, Anayasa’nın 13. ve 26. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle İPTALİNE karar verildi. Karar, doğacak hukuki boşluk nedeniyle, dokuz ay sonra yürürlüğe girecek. Bu iptal kararıyla birlikte, Ek Madde 1’in uygulama imkânı kalmayan (2) ve (3) numaralı fıkraları da AYM tarafından iptal edilmiş oldu. Yüksek Mahkeme, bu yetkinin idari bir kurum tarafından kullanılmasının, ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın kanunilik şartını sağlamadığı ve keyfi uygulamalara karşı yeterli güvence içermediği sonucuna ulaşarak, TFF’nin "hızlı müdahale" yetkisine yargısal denetim şartını getirme zorunluluğunu işaret etti. Bu kararın yürürlüğe gireceği dokuz aylık süre, Meclis'in ve spor otoritelerinin önündeki en kritik süre olarak takvimlere not düşüldü.
Yorumlar
Kalan Karakter: